Bahçeye çıkıp sigarasını yakarken yolda bir türlü arbedenin yaşandığını gördü. Slogan atan Hristiyan grup ile karşılarına gelen aşırı İslamcı grup ile söz dalaşına girişmeye başladıklarını duyabiliyordu. Birkaç polis memurunu alıp geldiklerinde, iki grupta birbirlerine saldırmaya başladı. İlginçti ki İslamcı gruptaki insanlar peçe takmışlardı. Demek ki bu olay söz dalaşıyla kalmayacaktı. Polisler ayırmaya çalışırken birden bir çığlık sesi ile herkes sustu. Beyaz elbiseli kadın bıçaklanmış bir halde yerde yatıyordu. O kadar kan kaybediyordu ki elbisesi tamamen kırmızıya dönmeye başlayacaktı. Birkaç kişi ambulansı ararken, Yaser kaçanların peşinden koşmaya başladı. Yunus polisler sağ tarafta sıkıştırınca hepsi fuar alanına doğru koşmaya başladı. Yaser gruptan bir kişiyi ayırmayı başarmış, köşeye sıkıştırmıştı. Yaser silahını çıkarıp '' Olduğun yerde dur! '' demesiyle beraber gözünün önünde ki genç birkaç şey söyledikten sonra bıçağı kendine sapladı. Yaser şaşkın bir halde telefonu çıkarıp ambulans çağırdı. Ardından gencin yanına gidip yaranın olduğu yere tampon yapmaya başladı. Bir yandan dayan derken gencin ağzından kelime-i şahadeti duydu. Bu kadar kan kaybına dayanamazdı. Genç gözlerini kapadığında ambulans gelmişti. Yaser elleri kanlı bir şekilde olduğu yerde ayağa kalkıp gencecik çocuğa bakıyordu. Neden böyle bir şey yapmıştı ki, gözlerinin içine bakarak. Ambulansın arkasından ışıkların kayboluşunu izledi.
Hızlı bir şekilde olay yerine döndüğünde, iki gruptan yakalananları araca alıyordu polisler. Onlarla beraber araca binip merkeze gitti. Nasıl olabilirdi bu nasıl! Gencecik çocuk gözünün önünde kendini bıçaklayarak intihar etmişti, NE UĞRUNA! Yolda giderken sakinleşmek için derin nefes alıyordu, fakat fayda etmiyordu. Önceden yaşadığı bir anıyı hatırlatmıştı ona. Merkeze vardığında kendini lavaboya atıp elini yüzünü yıkarken, gömleğinde ki kanı görünce sinirlenip duvara yumruk attı. Doğan lavaboya girdiği anda '' Yaser iyi misin?'' dedi. Yaser bir derin nefes daha çekip, ellerini yıkarken '' İyiyim'' dedi. Doğan tekrardan '' Sen iyi değilsin ort-'' derken Yaser bağırarak ''Benim hiçbir şeyim yok! İyiyim!'' dedi. Doğan kapıyı kapatıp dışarıya çıktı. Gözünden tam bir yaş akacakken tekrar yüzünü yıkayıp, sorgu odasına doğru geçti. Doğan adama bağırarak '' Neden kilisenin önündeydiniz'' dedi. Adam cevap vermiyordu. Adamın ten rengine ve görünüşüne bakacak olursak büyük ihtimalle doğudan, sakal ve kıyafetlerine baktığımızda ise İslamcı herhangi bir tarikatın üyesi olabilir. Ardından kapıdan polis memuru gelip Doğan ve Yaser'i dışarıya çağırdı. Dışarı çıktıklarında memur '' Komiserim, adamların kimliklerini belirledik. İçeride ki Süleyman Akkari burada bir tür din grubunun lideri, diğerleri de bu gruba dahil fakat bir kişi dışında... Yaser memura bakarak '' Evet, kim o?'' diye sordu. Memur kafasını öne eğerek '' Ölen genç çocuk '' dedi. Yaser çocuğun öldüğünü duyunca biraz sersemledi, fakat bozuntuya vermeden '' Bu çocuk ile ilgili elimizde ne var?'' dedi.
''Çocuğun ismi Erkan Köşek, yaşı 14, İzmir'e 1 ay önce aile yakınlarının yanına çalışmaya gelmiş'' dedi dosyayı uzatarak. Yaser dosyaya bakarken "Aile dostları kimmiş öğrenin ve onları buraya getirin" dedi. Doğan elini Yaser'in omzuna atarak "Merak etme dostum, bu işin arkasındakileri yakalayacağız" dedi. Gözünü her kapattığında o sahne geliyordu aklına, gözünün önünde kaybolan o gencecik hayat. Yaser odasının kapısında Nesrin ile karşılaştı. Nesrin Yaser'e bakarak "Olay yeri incelemenin getirdikleri aşağıda bakmak istersin diye düşündüm" dedi. Yaser boynunun altında ki kan lekesini silerek aşağıya indi. Nesrin'e dönüp "Mahzende ki kan örneklerine baktınız mı? Hepsi kurbana mı ait?" diye sordu. Nesrin Yaser'in boynunda ki kan lekesine bakarak 'Hı- ha evet, hepsi değil, birkaç tane farklı kan örneğine rastladık" dedi, dalgın bir halde.
"Peki, şu bahsettiğin kanıtlar nerede" diye sordu Yaser.
"Şuradaki masanın üstünde" diyerek krem rengi masayı işaret etti. Yaser, olay yeri incelemenin getirdiklerini incelerken, bir yandan da Nesrin'e soru soruyordu.
Yaser, "Hastaneye kaldırılan kadının durumu nasıl, herhangi bir bilgin var mı?" diye sordu.
Nesrin, "Durumu iyiymiş. Çocuğun üzerinden aldığımız bıçakta da kadının kan örneği vardı" dedi Nesrin, Yaser'e bakarak.
Yaser bir an duraksadı, ve bir kurabiye poşeti çıkardı. 'Bunu incelediniz mi?' diye sordu Yaser.
"Hayır, incelenmedi. Bizimkiler gereksiz diye bir kenara koymuşlardı. Herhangi biri yiyip atmıştır" dedi Nesrin, poşete bakarak.
Yaser kaşlarını çatarak "Ciddi misin sen? Bu kurabiye poşeti İtalya'ya özel bir poşet' dedi.
Nesrin gülümseyerek "Koleksiyon falan mı yapıyorsun ki? Ne oldu?'' diye sordu.
Yaser durumdan hoşnut olmadığından kaşlarını çatarak, ''Derhal bunun incelenmesini istiyorum'' diyerek yukarıya doğru çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Bulut(Tamamlandı)
Mystery / Thrillerİzmir'in o eşsiz karanlık güzelliği ile beraber suçların arasına dalmak, dedektif Yaser ile cinayetleri beraber çözeceksiniz "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan b...