Kara Bulut(Tamamlandı)

Profesör

    Doğan içeri girdiğinde Yaser yanında gözleri kapalı bir halde duruyordu. Birkaç kere seslenmesine rağmen en ufak bir tepki bile vermiyordu. Arkadan Nesrin'de gelip sessizler kulübüne katıldığı anda Yaser, '' Şşş! '' dedi.
Doğan Yaser'e bakarak ''Ses çıkarmadık ki, ne şş!''
Yaser gözleri kapalı bir halde ''Nefes alışınız!''
Doğan burnundan soluyarak ''Yetti artık!'' derken Yaser gözlerini açarak cesedin çaprazında bulunan sandalyeye oturdu. Ardından arkasında kalan Doğan ve Nesrin'e elini sallayarak gelmelerini işaret etti.
Yaser, '' İlk önce incelememe maktulümüzden başladım ki hiçbir mücadele izi yok. Tahminime göre otopsi raporunda felcine yol açan bir bitki veya ilaç göreceğiz. Adamımız solak, pipo kullanan ve aşırı derece titiz biri. Amerika'da ve bir süre yaşamış olmalı. Maktulün kilo ve boyuna bakar isek, katilimiz pek de güçlü sayılacak biri değil. Yerdeki kan ve kronometreye bakarsak, bütün kan boşalıncaya kadar burada oturup seyretmiş olmalı. '' dedi.
Nesrin şaşkın bir halde '' Bu kadar sonuca nereden vardın?'' diye sordu. Doğan bunu yapma dermişçesine kafayı sallarken Yaser ayağa kalkarak, '' Sehpayı görüyorsun değil mi? Üzerini dikkatlice incelersen fazlasıyla temizlendiğini fark edersin. Sandalyenin solunda olması adamın solak olduğunu gösterir"
Nesrin, ''Ee peki Amerika'da yaşaması? Ve bu pipoda neyin nesi?''
Yaser, ''Sehpanın üzerinde Amerika'da özel üretimi yapılan bir Bourbon viskisinin kokusuna rastladım'' ardından cebinde bulunan kanıt poşetini çıkartarak yerde bulduğu kanıtı gösterdi.
''Bu bir kesme tütündür. İlk başlarda bir ağaç kabuğu sandım ama yakından inceledikten sonra bunun bir pipo tütünü olduğunu fark ettim. Fakat hangi markaya ait olduğunu hala çözebilmiş değilim'' dedi, Yaser.
Nesrin Yaser'in gözlerinin içine dalmış halde bakarken Doğan araya girip '' Tamam o zaman burada işimiz bitti galiba. Nesrin inceleme bittikten sonra buraya mühür vurun?'' dedi. Nesrin duymamış olmalı ki hala Yaser'e doğru bakıyordu.
Yaser, '' Nesrin, Nesrin. Hey! '' dedi.
Nesrin kendini topallayarak ''Hı-, tamamdır'' dedikten sonra dışarıya doğru yöneldi. Nesrin kapıya vardığı anda şiddetli bir gök gürültüsü ile yağmur yağmaya başladı. Dışarıda bekleyen gazetecilerin hepsi araçlarına doğru koşuşturmaya başladılar. Yaser kabanın yakasını yukarıya kaldırarak araca doğru gidip sürücü koltuğuna oturdu. Siyah kabanın iç cebindeki not defterini çıkartıp gözlemlediği her şeyi not almaya başladı. Ardından Doğan kapıyı açıp içeriye girdiğinde defteri tekrar cebine atıp ''İzmir bu sene biraz garip değil mi?'' diye sordu Doğan'a.
Doğan arabanın önce camından yukarıya bakarak, ''Evet, hem de çok garip... Şimdi ne yapıyoruz?'' diye sordu.
Yaser, '' Merkeze gidelim, benim bu tütünü incelemem gerekiyor. Sende kızı araştır, kimdir neyin nesidir?'' dedikten sonra sağanak yağmurun altından hızlı bir şekilde merkeze doğru gittiler.