Profesör

97 13 1
                                    

    Sekreter irkilmiş bir halde "Efendim gerçekten kendisi şu anda yok. Bugün gelmeyeceğini söylemişti"
Doğan Yaser'i bir kenara çekerek "Kadın doğruyu söylüyor. Seni uyandırmadan önce evine bir ekip yollamıştım. Ne yazık ki evinde de yok"
Yaser sekretere tekrardan dönüp "Sizden odayı açmanızı istiyorum" dedi. Kadın ağzını açar gibi olmasıyla Yaser tekrardan "Bu bir rica değildir. Eğer ki odayı açmaz iseniz, polis memurunun görevine müdahaleden sizi içeri almak zorunda kalacağım" demesiyle beraber sekreter çekmecesinden anahtarı çıkartıp kapıya doğru yöneldi. Kapıyı açtıklarında Yaser'in gözü direk grafi cihazını aramaya koyuldu. Grafi cihazının yokluğu onu daha fazla endişelendirmeye başlamıştı. Çünkü bu bir başka cinayete demekti. Odanın büyüklüğü 30m2'ye yakındı. Sağ tarafında bulunan duvarda av fotoğrafları, masanın arkasında bulunan duvarda ise plaketler ve diplomalar vardı. Masasında her şey düzenli bir şekildeydi. Fakat kitaplıktaki toz katmanı Yaser'in aklına yatmıyordu. Katil aşırı temiz bir insandı, bu toz katmanını göz ardı edemezdi diye aklından geçirdi. Yaser, masasının arkasındaki deri sandalyeye oturarak etrafı göz gezdirmeye başladı. Doğan seri bir şekilde dolapları inceliyor fakat kitaplardan başka bir şey bulamıyordu. Doğan en sonunda pes edip "Burada bir şey bulamıyoruz. Herhangi bir kanıt yok. Bence hemen kamera kayıtlarını sorgulatalım"
Yaser, işaret parmağı ve orta parmağı ile kafasının iki yanına bastırıyordu. Sanki bir şey hatırlamaya çalışırmışçasına...
"Hayır, ipucu burada! Her zaman kaybı bir can kaybı demek. Sadece olaya yanlış yerden bakıyoruz. Burada bir yerde olmalı..." dedi, Yaser sağı solu karıştırarak.
Ardından Doğan homurdanarak "Bu sefer garajlarda yapamaz. Bütün garajlar kontrol halin-" derken Yaser araya girerek " Ne dedin sen?" diye sordu.
Doğan tekrardan "Garajlar kontrol halinde dedim"
"Evet, bu nerede yapabileceğini çözeceğiz. Ne yapacağını değil! 2. Cinayetin üzerinden belli bir süre geçti yani bu da bir garajda yapmayacağını gösterir, tabi aptal değilse. Bu bildiği bir mekân olmalı"
Doğan, "Yani yazlığı falan olabilir mi?"
"Hayır, yazlık olamaz. Yakalanma ihtimalini göz alamaz. Daha çok çiftlik evi gibi... Yani gözden uzak" derken birden sustu ve duvarın önünde duran Doğan'ı yavaşça sağ doğru ittirdi.
Doğan, "Ne yapıyorsun!" dedi, şaşırmış bir halde.
Yaser hiçbir tepki vermeden resimlere yaklaştı ve hepsini teker teker gözden geçirdi.
Doğan'a dönüp "İlginç bir şey fark ettin mi?" diye sordu.
Doğan, Kaira Başar'ın elinde zıpkınla balık yakaladığı fotoğraflara baktı ve "Hayır, yaşına göre zıpkınla iyi balık yakalıyormuş"
Yaser parmağı ile resimdeki akarsuyu göstererek "Her resim akarsuyunun yakınlarında. Biliyorum şimdi diyeceksin ki zıpkınla en iyi akarsuda av yapılır. Fakat ilgimi çeken bir nokta var. Şuradaki el yapımı limanı görüyor musun?"
Doğan, "Evet. Bir dakika yani bu resimlerin hepsi aynı yerde mi çekilmiş. Kıyafetlere ve iklime bakacak olursak her mevsim gittiği yer olduğunu varsayabiliriz. Tahminime göre burada bir çiftlik evi var. Yanlış mıyım?"
"Tamamen haklısın Doğan. Şu resimdeki tahta evde onun evi olmalı" diyerek resimdeki evi gösterdi Yaser.
Doğan, "Peki nereden bulacağız burayı?" Yaser sessiz bir şekilde incelemelerine devam ediyorken Doğan tekrardan aynı soru yöneltti. Yaser aniden çıkışarak "Evet, biliyorum burayı hatırlamam için biraz derinlere inmem gerekti ama sonunda buldum" diyerek duvarda asılı olan resimlerden bir tanesini çıkartıp resimdeki kulu gösterdi.
Doğan, "Tamam hadi söyle bilmiyorum"
Yaser, "Bu bir Gavia artica"
"Türkçe lütfen"
Yaser, "Yani Kara Gerdanlı Dalgıç kuşu. İzmir'de Gölcük köyünde görülüyor ve bu derede Yassı dere olmalı. Bence çiftliği buranın yakınlarında" dedi. Ardından Doğan Can'ı arayıp "Kaira Başar'ın Gölcük köyü Yassı dere taraflarında bir yeri var mı?" diye sordu.
Can, "Hemen bakıyorum" dedi ve bir süre sonra "evet, bir evi var" diye cevap verdi.
Doğan, "Tamam, polis helikopteri hazırlansın" diyerek telefonu kapattı. Hızlı bir şekilde arabaya doğru koşturdular. Arabaya vardıklarında Doğan, direksiyonun başına geçerek yukarıya sireni takıp çalıştırdı. Kırmızı mavi ışıkların altında seri bir şekilde hava alanına doğru ilerlediler. Hava alanına yaklaştıklarında telsizden 'Helikopter hazır' komutu geldi.    

Kara Bulut(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin