Merkeze girer girmez herkes kendine verilen görevi yapmak için hızlı bir şekilde dağılmıştı.Yaser ofisinden içeriye girer girmez yarı ıslanmış olan siyah paltosunu çıkararak kapının yanında duran boş askıya astı. Yavaş yavaş odanın sonundaki pencerenin önüne doğru yürüdü. İyice pencereye yaklaşıp, o kahverengi donuk gözleri ile dışarıda karabulutların arasından yağan yağmuru izlemeye başlamıştı, yavaşça elini cebine atarak poşete koymuş olduğu pipo tütünü eline alıp çevirmeye başladı. Tütünün çok az olması onu korkutuyordu. Masanın çekmecesinden kendi piposunu çıkartıp içine tadını bildiği bir tütün ekledi ve yaktı. Tütünü içerken olay yerinde bulduğu tütüne dalgın bir halde bakıyordu. Dayanamayıp tütünü piponun içine attı ve derin bir nefes çekti. Gözlerine inanamıyor gibiydi. İlk çekişte hatırlamıştı bunu. Meksika'da ki Los Tuxtlas tütününe tadı bir hayli benziyordu. Piposunu içerken kapının iki kez çalınmasının ardından aniden odaya Doğan girdi.
Doğan, ''Kızla ilgili bilgilere ulaştık" diyerek elinde tuttuğu zımbalı a4 kâğıtlarını Yaser'e doğru uzattı.
Yaser kağıtları masanın üzerine koyarak "Anlat seni dinliyorum"
Doğan, ''Kız sıradan bir üniversite öğrencisi, üstelik üniversiteyi tam burslu olarak kazanmış ve tek bir sicil kaydı bile yok, kayıp ihbarı bile daha verilmemiş yakın arkadaşlarına ulaştık ama daha yokluğundan kimsenin haberi olmamış.
Yaser, "Peki hangi üniversite?"
Doğan, ''Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 3.sınıf öğrencisi"
Yaser elini çenesine götürerek düşünmeye başlamıştı "Senin de ilgini çekti mi? Tıp fakültesi okuyan bir kızın tıpla ilgili bir deney için denek olarak kullanılması"
Doğan şaşkın bir şekilde "Denek mi?"
Yaser, "Bunu yapan her kimse ileri derecede kronik depresif biri, erişkin bir insan vücudundan bütün kanın kaç dakikada boşaltıla bileceğini öğrenmek istemiş, başarılıda olmuş" diyerek yumruklarını sıktı.
Hemen ardından "Kızın sevgilisi, görüştüğü erkek arkadaşları veya kız ile alakası olan herhangi biri varsa direk merkeze çekilip sorgusunun alınmasını istiyorum Doğan" dedikten sonra askıdaki paltosunu alıp tam kapıya yönelmişti ki karşısında Nesrin belirdi. Elindeki otopsi raporunu Yaser'e uzatarak " Haklıymışsın. Felce sebep olan bir bitki var. Baldıran, diğer adıyla yılan otu'' dedikten sonra Yaser dosyayı dikkatlice inceleme başladı.
'' Tak! Tak! Tak!" Herkes gözünü kapıya doğru çevirmişti.
Doğan, '' Gel!" dedi. Ardından kapının açılmasıyla Gökçe'nin girmesi bir oldu.Gökçe'nin yüzü bayağı solgundu. Titrek bir ses tonuyla "Bir cinayet daha" dedi.
Yaser daha paltosunu giymemişti bile hiçbir şey sormadan koşar adımlarla merkezin önüne çıkmıştı, yağmurla saçları yavaş yavaş ıslanıyor ve kendine gelmeye çalışıyordu.
Doğan ve Nesrin için Yaser'in suratındaki yüz ifadesi yeterli olmuştu. Doğan Gökçe'den adresi aldıktan sonra Nesrin ile aşağı inerek araca geçtiler. Doğan aracın penceresinden Yaser'e bakıyordu. Daha fazla dayanamayıp onu aracın içine çekti.
Nesrin ön koltuktan arkasını dönerek "Yine boş bir depo" dedi. Yaser gözleri kapalı bir şekilde oturuyor, Nesrin'e cevap vermiyordu. Çünkü Yaser şimdiden zihin sarayında düşünceler ile boğuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Bulut(Tamamlandı)
Mystery / Thrillerİzmir'in o eşsiz karanlık güzelliği ile beraber suçların arasına dalmak, dedektif Yaser ile cinayetleri beraber çözeceksiniz "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan b...