''Olduğun yerde kal!'' eli belinde ki silahını kavrayarak bağırdı Yaser. Katille 5 saniye bakışmanın sonunda koridorda ki orta daireden çıkan kadın katil ile Yaser'in arasında kalmıştı. Katil bunu fırsat bilip çatıya doğru çıkmaya başladı. Arkasından Can ile Yaser merdivenleri tırmanmaya başlamıştı. Merdiven boşluğunda yankılanan çığlık sesleri bütün apartmanı ayağı kaldırmıştı. Gelen donuk bir kapı tekmeleme sesiyle apartmana dolan soğuk hava Yaser'in daha hızlı hareket etmesine yol açmıştı. Bu kapı sesi çatıya açılan kapının sesiydi. Çatıya çıktıklarında, adam çatının kenarından arkasına bir bakış attıktan sonra aşağıya atladı. Arkasından Yaser koşarak atladı. Can şaşkın bir biçimde koşarak çatının kenarına yaklaştığında karşı çatıda Yaser ve katili koşarken gördü. Bir anlık tereddütle gerilip arkalarından atladı. Bu kovalama devam ederken bir yandan Yaser telsizle Doğan'a komut söylüyordu. Katil çatıdan bir daha atladı ve arkasından Yaser biraz daha hızlanarak atladı. Arkadan gelen çığlık sesiyle Yaser duraksadı, Can atladıktan sonra ayağını kırmış olmalı ki yerde kıvranarak yatıyordu. Bir önünde kaçan katile, ardından arkasında yerde yatan Can'a bakarak katilin peşinden koşmaya devam etti. Bu sırada telsizden bir ses '' konumlandık! ''.
Katili tam istediği gibi son apartman çatısına getirmişti derin bir nefes alarak '' Olduğun yerde kal!'' dedi, Yaser. Katil bu sözleri işitince arkasına kaçamak bir bakış atarak çatı katındaki kapıya yöneldi. Kapının gıcırtı sesiyle yere yığılması bir olmuştu. Doğan'ın o sağlam sağ kroşesi katili yere sermişti. Yaser ağır adımlarla katile ilerleyerek kelepçelerini çıkarıp Doğan'a fırlattı.
'' Ambulans çağırın Can'ın durumu biraz kötü gibi, hastane işlemlerini tamamlayın bende bunun ifadesini alıp geleceğim'' dedikten sonra katili yerden kaldırarak aşağıdaki polis aracına götürmeye başladı Yaser.
2 dakika içinde ambulansın siren sesi duyuldu. Ambulans yanında iken katili araca atan Yaser seri bir şekilde aracı kullanmaya başladı. Katil arkada kafasını yere eğmiş bir şekilde sessizce bekliyordu. Dikiz aynasından surat ifadesini görebiliyordu. Yüzünden akan hüzün ve pişmanlığı fark edebiliyordu fakat bu pişmanlık öldürdüğü için değil yakalandığı içindi. Sağ yanağının geriye çekilmesi ve yumruğunu eline kan gitmeyecek şekilde sıkması bunlar birini öldürdüğü için pişmanlık duyması değildi, yakalanmasından dolayıydı bu pişmanlık ve hüzün duygusu. Merkeze vardıklarında sorguya gerek kalmamıştı ama prosedür gereği yapması lazımdı. Çünkü bütün deliler adamın aleyhineydi ve görgü tanığını da unutmamak lazım. Sorgu biter bitmez Doğan'ı aradı.
''Durumu nasıl?'' diye sordu Yaser.
Doğan '' gayet iyi yüksekten düşmeye bağlı olarak sağ tibia kemiğini kırmış'' dedi.
Yaser '' tamam, hastanede kaçıncı odadasınız?''
Doğan ''254'üncü oda-'' derken bağlantı gidip geliyordu.
Yaser ''sesin kesik geliyor 154 mü'' dedikten sonra telefon bağlantısı tamamen kesilmişti. Yaser hastaneye vardığında duymuş olduğu odaya doğru ilerledi. Hastanenin o insanı hasta eden kokusu boğmaya başlamıştı. Odaya geldiğinde kapıyı yavaşça açtı ve içeride sadece bir kişi vardı, yatakta yatan 70 yaşlarında kemikleri gözle sayılabilecek bir hasta idi. Yaser biraz duraksadıktan sonra hastaya doğru ilerledi. Göğüsünün hiç hareket etmiyor olması dikkatinden kaçmadı. Adamın o incecik kolunu tutarak nabzını kontrol etti, nabzı hissedilmiyordu. Hızlı bir şekilde yatağının yanında bulunan acil butonuna bastı. O sırada hastanın diğer kolunda yeni oluşmuş kızarıklıklar dikkatini çekmişti. Tam bu sırada 2 hemşire odaya koşarak geldi ve Yaser'e odadan çıkmasını söylediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Bulut(Tamamlandı)
Mystery / Thrillerİzmir'in o eşsiz karanlık güzelliği ile beraber suçların arasına dalmak, dedektif Yaser ile cinayetleri beraber çözeceksiniz "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan b...