Kara Bulut(Tamamlandı)

ÇANIN ALTINDA

Nesrin'in gülümsemesini fark etmemişti. Çünkü kafasında çok fazla soru işreti vardı. Durum her zamankinden de karışıktı. Daha rahat düşünmesi için mekan değişikliğine ihtiyacı olduğundan dışarıya attı kendini. Doğan'dan iyi bir haber gelene kadar köşeye sıkışmışlardı. Kafein ihtiyacını gidermek için sahil tarafında ki köşe kahvecisine gidip, sahilden geçen insanları görebileceği dışarıda ki masaya geçti. Kahverengi önlüklü kız siparişi almak için Yaser'in yanına yaklaştı.
+Buyurun efendim, ne isterdiniz?
-Duble şekersiz koyu kahve fincanda olsun lütfen.
+Tabi ki.
Kahvesini beklerken defterini çıkarıp notlarına göz atıyordu. Alberto denen adam onun için büyük bir soru işaretiydi, belki adam yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Daha fazla bilgiye ihtiyacı vardı. Bu sırada garson kız kahvesini getirip '' Afiyet olsun, bey efendi '' diyerek içeriye gitti. Kahvenin yanında gelen kurabiyeler gözüne takılmıştı, kalp şeklindeydiler. Normal bir şey bu genelde kahvenin veya kahvenin yanına koyarlar fakat bir veya iki tane. Burada üç tane vardı. Dizilimine baktığında üçgene benzer bir şekilde dizilmişti. Sonra dönüp garsona baktı, kız Yaser'in baktığını görünce kafasını çevirdi. Belli ki ondan hoşlanmıştı, fakat Yaser'in buna ayıracak vakti yoktu. Tekrar notlarına dönüp, bu durumun bir komplo olup olamayacağını düşünmeye başladı. Bu kişisel bir olay olamazdı, birileri ortalığı iyice kızıştırmaya çalışıyordu. Dinler arası bir savaş çıkabilir mi? diye düşünür iken gök gürültüsü ve şimşek ile kapalı olan hava aydınlandı. Yağmur yağmaya başlamıştı. Not defterini masaya bırakıp sadece bu anı yaşamayı tercih etti Yaser. Elinde kahvesi ile yağmurdan kaçan insanları izliyordu. Sağanak yağmur ve gök gürültüleri ona tekrar rüyasını hatırlattı. Bu rüya değildi, geçmişte yaşadığı olay gün yüzüne çıkmıştı tekrardan, polisliğe başlama sebebiydi.

Yaserküçüklüğünde hep başarılı bir çocuktu ve gençliğinde de öyleydi. Derslerimükemmel denecek kadar iyiydi. Ne yazık ki her başarının arkasında duran kötüdurumlar olduğu gibi annesi ile babası ayrıydı. Annesi Amerika'da doktor olarakgörev yapıyordu. Dedesi Yaser'e elinden geldiğince en iyi eğitimi vermişti.Piyano dersleri, diksiyon, vb. Fakat biraz çelimsiz biriydi, okulda büyükler veyaşıtları tarafından hep darp edilirdi, başarılı olduğu için. Lisede yıllarındaçok sevdiği bir kız vardı. Adı Aysila, o kadar seviyordu ki okulda onuizlemekten başka bir şey yapamıyordu. Kıza onun bir portresini çizip, resmininarkasına bir şiir yazdı. Bunu bir mektup şeklinde yollayıp, onunla sinemayagitmek istediğini belirtmişti. Her şey çok iyi gidiyordu. Kızda ondanhoşlanmıştı, 3 ay olmuş aşkları sürüyordu ta ki o güne kadar. O gün Yaser onabir kolye verecekti. Bu kolye ona büyük annesinden kalan kolye idi. Akşam geçsaatlerde dışarıya çağırdı Aysila'yı. Aysila Yaser'in yanına geldiğinde,Aysila'dan gözlerini kapatmasını isteyip kolyeyi taktı. Aysila şaşkın bir haldeYaser'e sarılmıştı. Yaser sarılırken arkadan gelen bir adamı fark etti. Adamhızla yaklaşıp silahı çıkardı ve paralarını istedi. Adam o kadar içkiliydi kikokusunu uzaktan bile alabiliyordu. Yaser bütün parasını çıkarıp verdi. AdamAysila'nın kolundan tutup ''Sen ne kadar güzel bir kızsın öyle'' dedi. Aysiladirenirken adama bir tane tokat attı. Adam buna çok sinirlenmişti ki Aysila'yavururken Yaser adamın üstüne çullandı. O sırada adam bıçağını çıkarıp Yaser'inkarnına sapladı. Yaser bıçaklanmanın etkisi ile yere yığıldı. Eliyle karnındabulunan bıçak yarasını tutuyor ve adam bakıyordu, donuk gözlerle. Hava sankiona daha soğuk geliyordu artık, Aysila bunu görünce çığlık atmaya başladı, adamAysila'nın çığlığını duyunca bir hareket ile kızın ağzını kapattı. Gökgürültüsü ile yağmur başlamıştı. Yaser yağmur damlaları altında, elinden hiçbir şey gelmeden yatıyordu. Aysila adamın sağ elinde duran bıçağı birden alıpadamın yüzüne kesik atarken adam refleks olarak sol elinde tutuğu silahıateşledi. Silah sesi ile gök gürültüsü kesilmişti sanki gökyüzü bu sesi duymuşgibiydi. Ardından polis siren sesleri ile gelirken adam kaçmaya başladı. Aysilaelini karnına götürüp, elinde ki kana baktı.