ÖLÜM HAVUZU

252 87 5
                                    


Tüm bu olanları düşünürken sarışın kızı aklından çıkaramıyordu. Delil poşetlerinin oradan bir ses geliyordu, zil sesi gibiydi sanki. Delil poşetlerinin içinde, kurbanımıza ait bir telefondu. Telefonu eline aldığında arama kesilmişti. Ama Yaser gördüğü şey karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu. Telefonun ana ekranında Yağmur'la ikisinin fotoğrafı vardı. Merkezi arayıp, Çağlar Gökçeken'i merkeze almalarını söyledi. Baş şüpheli oydu, bütün kapılar ona çıkıyordu. Ağır takılan bir insanı bu denli bir aldatma ile rezil etmek... Bir sürü duruma yol açabilirdi, ne de olsa kızların dediğine göre ailesi bir tür mafyaymış. Otopsi raporunda, büyük ihtimalle Çağlar'ın parmak izleri kurbanımızın üstünde çıkacaktı. Hızlı bir şekilde Doğan'ın yanına geçip, merkeze gitmeleri gerektiğini söyledi. Doğan basının arasından hiç bir şey söylemeden araca geçti. Yaser bir sigara çıkarıp yaktı. Doğan şaşkın bir halde '' Sen sigara mı kullanıyordun? Neden hiç yanımda içmedin ki? '' diyerek kendisi de bir tane çıkarıp yaktı. Yaser Doğan'a dönüp '' Sadece zor davalarda kullanıyorum. Daha çok odaklanmam için nikotine ihtiyacım var ki o da sigarada mevcut'' dedi. Doğan araba kullanırken Yaser'e '' Çağlar, kızın kendisini aldatmasını çok aşağılayıcı buldu, bildiğimize göre kendisi ağır takılan bir insanmış. Bu durum itibarını zedeleyeceğinden kızı öldürüp, ardından oğlanı öldürdü. Ama yine de Yaser'in kafasına bir durum yatmıyordu. Kafasında dolaşan bir kaç soru vardı. Neden ilk önce kız? Ağır biri olarak takılıyorsa, neden zehir? Merkeze vardıklarında, koridorda Çağlar'la elleri kelepçeli bir şekilde karşılaştılar. Çağlar Yaser'i tanımamış gibiydi bakıp geçti sadece. Sorgu odasına aldıklarında hala tanımıyormuş gibi davranıyordu. Doğan adama bakıp ''Dün gece nerede olduğunu soracak iken Çağlar Doğan'ın sözünü kesip '' Ben öldürdüm, o liseden sevgilisini ve kaltağı'' dedi. Doğan ayağa kalkarken '' Hiç zorlamadın '' dedi. Yaser Doğan'ın dışarıya çağırarak ''Biliyorum kızacaksın ortak, ama adamımız bu değil'' dedi. Doğan Yaser'e bakarak '' Yok canım, bu sefer ne var?'' dedi, alaycı bir ses tonu ile.
''Katilimiz, beni zehirlemedi mi?'' dedi Yaser, Doğan'a. Doğan ellerini beline atarak '' Evet'' dedi, sonra ne diyeceğini merak ederek.
'' Çağlar beni koridorda görünce normal biriymişim gibi tanımadan devam etti. Sorgu odasına geçtiğimizde de aynı şekilde tanıma belirtisi yoktu. Sorgu odasına giderken babasıyla görünce göz bebekleri sanki yerinde çıkacakmış gibi büyüdü. Sorgu odasında beklerken, parmaklarıyla durmadan masaya vuruyordu. Biz içeri girdiğimizde derin bir nefes aldı ve vurmayı kesti. Sen söze girdiğinde tekrar elleriyle masaya vurduktan sonra itiraf etti. Bu gösteriyor ki Çağlar baskı altında, durumdan dolayı endişeli. Bana güven, Çağları şimdilik içeride tutacağız ama suçlunun o olduğuna inanmıyorum.'' dedi. Doğan kafasını elini alnına götürerek '' Peki, tekrar senin yolundan, başka biri ölmeden bu adamı bulmalıyız.'' dedi. Yaser Doğan ile konuşurken Nesrin adli tıp raporlarını getirmişti.'' Evet, Çağlar'ın parmak izlerini cesedin üzerinde bulduk. Ayrıca katilimiz, aynı zehri kullanmış. Önce ki cesette parmak izi bırakmayıp neden bunda bıraktığını anlamadım? '' dedi, nesrin. Yaser şaşırmış bir halde, Nesrin'e baktı. Ardından bir polis memuru Yaser'e '' Efendim, istediğiniz raporları çıkardım, buyurun'' dedi. Raporlarda bakmak istediği bir tek şey vardı aslında o da, okudukları lise idi. İkisi de Atatürk Lisesinde okumuşlardı. Yaser memura dönüp '' Bana ikisinin de telefonlarını getir'' dedi. Doğan Yaser'e bakıp '' Ne bulmayı bekliyorsun? '' diye sordu.
'' Bunların aşkı önceye dayanıyor dimi?'' diye sordu.
'' Galiba'' dedi Doğan.

'' Demek ki bu ikisi bir yerde karşılaşmış. Ardından da birbirlerine tekrar aşık olmuşlar '' dedi. Doğan araya girerek ''Peki ne alakası var'' dedi.
'' Çok alakası var, şu anda üniversiteler için ara yıl tatilindeyiz. Tahminimce Ali ile Yağmur lise arkadaşlarının düzenlediği partide tekrar karşılaştılar ve aralarında bir etkileşim oldu.'' dedi Yaser. Doğan Yaser'e yan gözle bakarak '' Yok canım! '' dedi alaycı bir ifade ile. Memur o sırada telefonları getirmişti. Açtıklarında ekranda şifre vardı. Doğan elini alnına koyarak '' Bunu kırmamız bir kaç saatimizi alır '' dedi. Yaser '' Hayır'' dedi sadece. Telefonun üstünde ki jelatini dikkatlice çıkarıp cama yapıştırdı, ardından çekip camı üfleyerek buhuladı. Bir üçgen vardı, telefonu yakın yanına tutunca sadece 2,5,6,8 rakamlarının kullanıldığını gördü. Her türlü kombinasyonları deneyince başarısız oldu, geriye sadece 3 hakkı kalmıştı. Bu sefer jelatine daha dikkatli baktı. Parmak izinin 2,8,6 'da daha fazla olduğunu gördü. Bunlarla 6 kombinasyonu deneyince telefon açıldı. Whatsapp konuşmalarına girip geçmişe baktığında parti ile ilgili konuşmaları gördü. Listede ki herkesi sorgu için çağrılmalarını istedi Yaser. Ardından Doğan'a dönüp '' bana bunların sınıf listelerini bul'' dedi. Doğan hızlı bir şekilde telefonla okulu aradı. Doğa listeyi bir kaç dakika içinde göndereceklerini söylerken, liste faks makinesinden çıkıyordu. Liste ve Whatsapp grubunu kontrol etti. Bir kişi yoktu listede. 'Doğa!'

Peki neden yoktu listede, bir den bir takım tartışma sesleri geldi alt kattan. Yaser aşağı indiğinde bir kaç kız biz bir şey yapmadık neden alıyorsunuz bizi dedi. Yaser eliyle memura işaret vererek gitmesini söyledi. Kızların yanına gelip '' ir şey yok sadece soru sormak istiyoruz, yardımcı olursanız seviniriz.'' dedi. Kızlar tamam diyerek sorgu odasına geçtiler. Yaser kızlara partinin hiç bir detayını atlamadan anlatmalarını söyledi. Kızlar çok alkollü olduklarını, pek bir şey hatırlamadıklarını söylerken bir dakika dediler. Doğa'nın partiye gelmiş olduğunu düşündüler. Gördüklerinde çok şaşırmışlardı çünkü Doğa eskisinden çok farklıydı, o çelimsiz Doğa gitmiş yerine iri yarı kaslı biri gelmişti. Yaser kızlara Doğa'nın kim olduğunu sordu. Kızlar Doğa'nın olayını anlattılar. Lise zamanında aynı şekilde bir havuz partisi vermişler. Doğa sınıfın en çelimsiz insanıydı. Partidekiler fazla içince Doğa'yı tutup havuza attılar. ''Hepimiz gülüyorduk'' derken yüzü düştü kızın. ''Evet, ne oldu sonra'' dedi Yaser. ''Doğa çırpınıyordu ve biz bunu çok komik buluyorduk. Herkes alkolün etkisinde olmalıydı ki kimse yardım etmiyordu. Vallahi biz Doğa'nın yüzme bilmediğini bilmiyorduk'' dedi telaşlı bir halde. ''Peki kim kurtardı onu?'' diye sordu. ''Beste! Beste alkol kullanmadığı için atlayıp kurtardı onu. Ardından Doğa bir sürü psikolojik tedavi aldı. Sonra başka bir okula geçmişti, belli bir süre haber alamadık, ta ki Bestenin ölüm haberi gelene kadar. Kendisi yazın denizde boğularak ölmüştü'' dedi, kafasını öne eğerek. Yaser kızlara dönüp '' peki onu kimler suya attı? ''diye sordu. Kızlardan biri '' Tam hatırlamıyorum ama Ali, Yağmur ve Zekiydi galiba'' dedi. Yaser aniden masadan kalkarak memura '' Listeden Zeki'ye ulaşabildiniz mi? '' diye sordu. Memur Yaser'e dönüp '' Hayır efendim. Arıyoruz telefonu cevap vermiyor. '' dedi. Memura bağırıp '' hemen sinyalini bulmaya çalışın, en son nerede para harcamış veya en son neredeymiş bilgi istiyorum '' diyerek kızlardan birine '' Partiyi nerede vermiştiniz?'' sordu sarsarak. Kız afallamış bir şekilde ''Swis- Swiss otelde'' dedi. Yaser Doğan'la arabaya giderken arkadan memur nefes nefese '' Komiser- komiserim, 5 dakika önce Swiss otelinin altında ki restaurantta yemek yemiş. '' dedi. Doğan aracın sirenlerini takıp, direksiyona geçti. Gazı öyle köklüyordu ki, yetişemezlerse ellerinde bir ceset daha olacaktı. 2 dakika içinde oraya vardılar. Yaser silahını çekip Doğan'a '' Güvenliklere onları görüp görmediklerini sor'' dedi. Ardından Yaser büyük adımlarla merdiveni çıkıp havuz odasına gelmişti. İçerideki seslerden onların burada olduğunu anlamıştı. Telefonu çıkarıp, Doğan'ı arayıp '' Ambulansı ara yanlarında panzehir getirmelerini söyle'' dedi. Yaser içeri girince silahını Doğa'ya doğrulttu. Zeki hareketsiz bir biçimde, havuzun kenarında yatıyordu. Nefes aldığını görebiliyordu Yaser. Doğa Yaser'i görünce gülümsedi.

''Sonunda bulabildin ha'' dedi tebessüm ederek. Yaser o kadar sinirliydi ki bağırarak '' Bırak çocuğu '' dedi. Doğa'nın yüz ifadesi birden değişti sanki psikopat gibi bir hal aldı. Bağırarak '' Ne bırakmak mı? Bunlar benim hayatımı çaldılar be, hayatı mı. Bunlar yüzünden hayatım alt üst oldu, herkes benimle dalga geçti yüzme bilmiyor diye.''
Yaser silahını yavaşça yere bırakarak ''Tamam biliyorum, bütün bunları neden yaptığını da anlıyorum. Boynunda ki yüzük sana olmayacak kadar küçük, Beste'nin yüzüğü o değil mi?'' dedi. Doğa yüzüğü eline alıp bakmaya başladı. Yaser küçük adımlarla Doğa'ya yaklaşıp '' ona evlenmeyi teklif edecektin dimi? ''dedi. Doğa hala yüzüğe bakıyordu. Doğa ağlayarak '' Birbirimizi beni kurtarışından beri seviyoruz. Ona teklif edecektim ama o tek gitti denize. NEDEN BEN YÜZME BİLMEDİĞİM İÇİN! NEDEN BEN YÜZMEKTEN KORKTUĞUM İÇİN! '' dedi. Gözleri yerinden fırlayacakmış gibi açıldı. Ardından ambulans sesleri geldi. Doğa sinirlenip hepsi ölmek zorunda diyerek zekiyi havuza iteceği sırada, arkasından Doğan çıkıp silah ile ensesine vurup bayılttı. Yaser Doğan'ı görünce '' Çok geç kaldın diyerek sağlık görevlerini çağırdı. Sağlık görevlileri Zeki'yi alırlarken Doğan'da kelepçeleri takıyordu. Doğan yerde baygın halde yatan Doğa'ya bakıp üstüne tükürdü. Sonra onu alıp araca götürdü. Yaser kırmızı halılı merdivenlerden aşağı inerken bir tane sigara çıkarıp yaktı. Doğan adamı araca koyarken Yaser'in sigara içtiğini fark edip hızlıca yanına geldi. Gülümseyerek '' Adamı yakaladık, peki şimdi bu ne sigarası? '' dedi. Yaser uzakta ki sahile bakarak '' her şeyin bir sebebi olmak zorunda mı?'' dedi.



Kara Bulut(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin