Profesör

101 23 5
                                    


 Doğan Yaser'e bakarak garip değil mi dermişcesine tek kaşını kaldırdı. Kapının tekrar açılması ile anahtarlarla doktor dışarı çıktı. Kapı kapanırken içeride açık olan pencereden kuvvetli bir esinti geldi, bir koku ile beraber. Tanıdık bir kokuydu bu, evet. Bu o Bourbon kokusuydu. Yaser burnunu hafifçe kaşıyarak, doktora "Eğitiminizi nerede yapmıştınız acaba?" diye sordu.
Doktor, "Hacettepe'de okudum fakat uzmanlığımı Amerika'da yaptım. Neden sordunuz? Olayla ilgisi mi var?" dedi.
Yaser yere baktıktan sonra "Sadece merakımdan soruyorum" dedi. Birkaç merdiven indikten sonra malzeme odasına doğru gelmişlerdi. Doktor, anahtarlardan 'malzeme odası' yazanı çıkartıp kapıyı açtı. İçeride eski eşyalarla beraber birkaç elektronik eşyada vardı. Doktor cihaza doğru yönelerek "Cihaz bu!" dedi. Yaser cihazın etrafını iyi inceledikten sonra Doğan'ın kulağına yaklaşıp, "Aradığımız bu değil. Cihazın markası, elimizdeki marka ile uyuşmuyor" dedi. Doğan duydukları karşısında burnundan nefes vererek "Aldığımız haberlere göre üniversitede bir tane daha cihaz bulunuyormuş" dedi.
Doktor birkaç dakika düşündükten sonra "Hastaneye ait başka bir cihazımız bulunmamakta, ama üniversitede profesörlük yapan bir hocamız var. İsmi Kaira Başar. Kendisi şu an evindedir, yarın gelirseniz görüşürsünüz" dedi.
Yaser, "Kendisini tanıyor musunuz?"
Doktor, "Birkaç kere görüşebilmiştik o kadar"
Doğan araya girerek "Peki, sizde numarası veya ulaşabileceğimiz bir şey var mı?"
Doktor kollarını önde bağlayarak "Üzgünüm yok. Bu konuda size yardım edemeyeceğim. Başka sorunuz yok ise benim gitmem gerekiyor" dedi.
Yaser içten olmayan bir tebessümle "Teşekkür ederiz yardımlarınız için" diyerek odadan ayrıldılar.
Doktorun gidişini izlerlerken, Doğan "Bu profesör çok göz batıcı duruyor. İsmi elimizde merkeze dönüp bilgilerini tarayalım" dedi.
Yaser kaşları çatık bir halde "Kadın, profesörün numarasını bilmediğini ve tanımadığını söylerken yalan söylüyordu"
Doğan, "Bunu nereden anladın?"
Yaser, " Doktor dışarı çıkarken içeriden gelen koku dikkati mi çekti. Bu koku olay mahallindeki viski kokusunun aynısıydı. Fakat bunun bir ihtimal rastlantı olabileceğini düşündüm. Ardından doktora profesörü tanıyıp tanımadığını sorduğumuzda ise kollarını önünde bağladı. Bu bir savunma hareketidir. Yani yalan söylüyor"
Doğan, "Peki, şimdi ne yapmalıyız?"
Yaser, "Merkeze dönüp bu adamın kim olduğunu tamamen öğrenmemiz gerek" diyerek yavaş adımlarla araca doğru gittiler. Yaser derin düşünceler içerisinde, 'Peki bu kadın neden bu adam için yalan söyledi?' diye düşünüyordu. Bu sefer yan koltuğa geçerek Doğan'ın kullanmasına izin verdi, Yaser. Merkeze vardıklarında Yaser Doğan'a dönüp "Evine git dinlen, bir haber olursa sana ulaşırım" dedi.
Doğan, "Peki, ya sen? Uzun süredir uyumuyorsun, evine git dinlen. Yarın ilk iş bunu hallederiz"
Yaser arkasını dönerek "Burası zaten benim evim" dedi ve merkeze doğru ilerledi. Yukarıya vardığında Nesrin ve Can ile karşılaştı. Suratlarından bir şey bulamadıkları belli oluyordu. Yaser yanlarına gelerek "Bir şey bulamadınız demek. Bizimde elimizde bir isim var. Kaira Başar, araştırın bakalım neyin nesiymiş" dedi. Can heyecanlı bir şekilde bilgi işlem doğru koştu. Yaser bir kahve doldurduktan sonra odasına doğru ilerledi. Yaser masasına geçer geçemez, Nesrin odanın kapısını çalarak içeriye girdi.
"Kaira Başar demiştin değil mi?" diye sordu, Nesrin Yaser'e.
Yaser, "Evet, bir bilgin mi var?"
Nesrin, "Fazla yok ama kendisi bir anatomi profesörüdür"
Yaser kahvesini masaya bırakarak "Peki, teşekkür ederim. Eve git biraz dinlen, yarın görüşürüz" dedi.

Kara Bulut(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin