Sabah kalktığımda Alper evde yoktu. Nereye gitmişti acaba? Aman bana ne be!
İki yumurta kırdım ve keyiflice kahvaltıyı yaptım. Daha sonra bacaklarımı uzattım ve televizyon izlemeye başladım.
İki saat televizyon da güzel birşey bulamayınca telefonla oynamaya başladım. En sonunda sıkıldım ve Cenk e mesaj attım.
Gönderilen: Playboy
- nerdesin?
Beş dakika sonra cevap gelmişti.
Gönderen: Playboy
- pederin evinden yeni çıktım. Ne oldu?
Gönderilen: Playboy
- kanka ya evde birşey kalmamış eve ugrasana. Canım çok sıkıldı pes oynarız :)
Gönderen: Playboy
- He Didem ben senin uşağın mıyım? İsim var benim. Alpere şöyle o doyursun kanını;)
Olpor doyorson kornono!
Oflayarak elimdeki telefonu yan taraftaki koltuğa bıraktım. Alper malı da nereye gitti bilmiyorum. Halının üzerinde yeniden yuvarlamaya başladım.
Ta ki!!!
Nefesimin tıkanıncaya kadar.
Basımın dönmesi ile birlikte Hemen koltuğa oturdum.
Sanki kalbim birinin avuçlarında idi. Ve kalbimi sanki çıkarıp almak istiyor gibiydi.
Zorlukla nefes verip almaya çalışıyordum.
Gözlerim kararmaya başladı. Artık nefes alamadığım için karanlığın beni hapsetmesine izin verdim.
- ALPER-
Bu kızla uğraşmak çok zordu. Ne demişti? Şirketin yarısı!
Hah!
Ulan ben bunca yıl bu sirketi onun için mi büyüttüm? Daha üniversiteyi bile okumamış Holding istiyor benden!
İçkinin son yudumunu da içtikten sonra bardan çıktım. Sinirim bozulmuştu. Dedemin aradım.
"Alo, dede-"
"Alperim evlendiniz dimi? O şerefsiz alamayacak kızı senden?" o görmese de gözlerimi devirdim. Ne bu acele lan?!
"Hayır dede daha evlenmedik. Kız ikna olmuyor "
" ne demek olmuyor on dokuz yaşındaki kızı bile ikna edemedin mi? Yazıklar olsun!"
Ofladım. Bu ne be! Bir Holding için uğraştığım şeylere bak.
"Dede kız holdingin yarısını istiyor"
Bir sure ses gelmedi.
"E istesin oğul zaten senin karın olmayacak mı?"
Cevap vermeden telefonu kapadım.
Bu adam beni anlamayacak zaten. Ne gerek var dil dökmeye? Saate baktım. 15.30
Arabayı çalıştırdım ve Didem'in yanına gitmek için yola çıktım. Bakalım onu nasıl ikna edebilecektim?
Eve geldim ve salona ilerledim. Hiç ses seda çıkmıyordu. Neredeydi bu inatçı keçi?
"Didem!" diye seslendim salona girerken. Koltukta uzanıyordu. Uyumuş muydu? Bun saatte?
Yanına ilerledim ve kolunu durttum "kalk konuşalım hadi"
Hiç ses çıkarmadı. Üstelik sanırım nefes de almıyordu. Hemen nabzına baktım. Çok çok az atıyordu!
Hemen kucağıma aldım ve arabaya ilerledim. En yakın hastaneye yetistirmem gerekiyordu onu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Teen FictionDidem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal kelimeyle anıyordu. Onların değeri Didem'in gözünde paha biçilemezdi. Birde Alper vardı. Beşik kertmesi, ilk aşkı ve ilk elini tuttuğu, ilk...