DiDEM
Alper... Dün ne demişti bana, sevgilim olur musun? Kabul etmiştim can ata ata. O kadar çok bağlanmışım ki ona. Gitmesini istemiyorum, gitmesinden korkuyorum. Belki alışkanlık oldu onu her zaman görmem, belki de gerçekten bir şeyler hissediyorum ona karşı. O da aynı duyguları bana karşı mı hissetmeye başladı yoksa? Belki de sadece bana acıdığı içindir.
'Salak mısın yoksa salak taklidi mi yapıyorsun?' diyen iç sesime gözlerimi devirdim. 'İnsan hiç aşık olmadığı birine acıdığı için sevgilim ol der mi?' Doğru demezdi değil mi? niye böyle bir şey yapsın ki? Geri zekalı mı bu adam? Yani tamam biraz geri zekalı olabilir de. Aman ya, düşünmek istemiyorum artık.
Üzerime siyah dar pantolon ve üzerime de kolları yırtık bir kazak giydim. Saçlarımı düzleştirdikten sonra deri ceketimi de alıp salonaindim. Alper'e baktığımda spor lacivert bir gömlek ve siyah bir pantolon giymişti. Gayet uyum içerisindeydik bence. O da üzerine deri ceket giyince gülümsedim, ''Ne karanlık bir çiftiz be,'' diye mırıldandım. ''Olsun siyah tek tonda güzeldir,'' diyerek elimi tuttu ve dışarıya doğru yürüdük. Aynı olan ayakkabılarımızı da giydikten sonra dışarıyaçıktık. durdum ve onu da durdurdum. Soru soran bakışları bana döndüğünde, ''Fırtınayla gidelim mi?'' diye sordum. Gözlerini devirid, ''donmak mı istiyorsun? Salak salak konuşma,'' yeniden elimi tuttu ve arabya ilerledik.
''Küçük bir düğün salonunda olacak düğün, öyle büyük bir şey bekelme,'' dediğimde bakışlarını yoldan ayırmadan konuştu, ''düğün umurumda bile değil, sen istedin diye gidiyorum.'' Bu cümlesi beni çok mutlu etmişti. Benim için... Canım sevgilim benim.
Düğün, komşumuzun kızının düğünüydü. Sırf herkesin sevgilimle bizi görmesini istediğim için gidiyordum, Alper de söylediği gibi ben gitmek istediğim için gidiyordu. Mahalleli kaç aydır evli olduğumu ama hiç görünmediğiğmi sorguluyormuş, Meryem Sultan öyle söylemişti. Bende fırsat olduğunu düşünerek düğüne gitmeye karar verdim. Orada belki canımı sıkan insanlarda olacaktı-Mert gibi-ama umurumda değildi. Ben onu hayatımdan çıkarmıştım. O benim hayatımda olmayı hak etmeyen biriydi. Kafamı onun için yoramazdım.
Arabadan indiğimizde Alper yeniden elimi tuttu. Bu beni shiplendiği anlamına geliyordu ve beni çok mutlu ediyordu. sanırım onunla mutluydum, huzurluydum. O kısa süre içinde benim hayatım olmayı başarmıştı. Mutluluğum, sevincim, her şeyimdi o benim.
Düğün salonuna girdiğimizde herkesin bakışları bizim üzerimizdeydi. Miraçları gördüğümüzde onlara doğru ilerlemeye başladık. Herkes şaşkındı, böyle yakışıklı bir kocaya sahip olduğum için. kimi evde kalmış kızlar bana kıskanç bakışlarını bana gönderiyordu. Eline daha çok tutundum, o da bunu fark etmiş olmalı ki daha çok sıktı elimi. Masyaa geldiğimizde birbirimize sarıldıktan sonra oturduk. Bulut'un gelmesini beklemiyordum ama Cenk'te yoktu. Neden gelmemişti acaba?
''İyiymisiniz yavrularım?''
Sevecen bakışlarını bize gönderen Meryem Sultan'a tebessüm ettim ve ikimizde aynı anda, ''İyiyiiz,'' dedik. Bu duruma gülmeden edemedim. İkimizinde aynı anda cevap vermesi çok hoşuma gitmişti. Daha müzik falan yoktu salonda. Gelin ve damat geldiğinde başlayacaktı galiba. Buralarda öyle olur, gelin ve damat geldikten sonra müzik başlar. Tabi ben düğün bile yapmadığım için Alper'in bunu bilmemesi doğaldı. ''Cenk nerede?'' diye sorduğumda Miraç sırıttı, ''Sevgilisiyle gelecek o,''
Şaşkınlıkla ona baktım, 'playboy sevgili yaptı öyle mi? doğru mu duydum acaba?'' diyerek güldüm. Tuhafıma gitmişti, ondan böyle bir şey beklemiyordum. Ne bileyim o playboy du. Sevgili yapmazdı. Hergün başka kızlarla takılırdı. Sevgililik ona uzak gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Ficțiune adolescențiDidem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal kelimeyle anıyordu. Onların değeri Didem'in gözünde paha biçilemezdi. Birde Alper vardı. Beşik kertmesi, ilk aşkı ve ilk elini tuttuğu, ilk...