Uyandığımda belimdeki ellerden irkilip gözlerimi kocaman açtım. Kafasını boynuma gömmüş olan kişiyi kokusundan tanımıştım ve bu benim rahatlamama sebep olmuştu. Bu rahatlama sadece birkaç saniye sürdü. Çünkü belimdeki ellerinin tenime değdiğini birkaç saniye sonra anlamıştım. Gözlerimi yeniden kocaman açıp üzerime baktım. Sadece üzerimde göbeğime kadar çekilmiş bir atlet ve bacaklarımın çeyereğini bile örtmeyen bir şort olduğumu görünce içimi bir korku kapladı. Dün gece neler olmuştu hiç bir şey hatırlamıyordum. Alper'in üzerine baktığımdaysa onun da sadece altında siyah bir şort olduğunu gördüm.
Alper'i uyandırmak için dürttüğümde gözlerini açtı hemen. Uykusunun çok hafif olması işimi kolaylaştırıyordu. Kollarını belimden çekerek yatakta oturur pozisyona geçti. Ne zaman uyumuştuk, ne zaman yatağa geçmiştik, üstelik üzerimdeki kıyafetler ne zaman çıkarılmıştı? Bir süre sonra uyku sersemliği gitmiş olacak ki ayağa kalktı ve banyoya ilerledi.
Ne olduğunu anlayamamıştım. Yüzüme bile bakmamıştı. Acaba istemeyeceğimiz şeyler mi yapmıştık dün gece? Bu düşüncele gözlerimi kapattım bir süre. Olmazdı, ben böyle bir şey yapmazdım. Banyodan su sesinin gelmesiyle duş aldığını anladım. Yavaşça ayağa kalktım ve üzerime gelişi güzel bir şeyler geçirdim.
Tam saçlarımı toplamıştım ki odaya girdi. Üzerini giyinmiş, saçları ıslaktı. Kapıya doğru yürüdüğünde hemen elime Zeyno için hazırladığım kıyafet çantasını aldım,''Hadi, Zeyno'yu almaya gidelim.'' Diyerek kapıyı açtığında hızlı adımlarla ona yetiştim. Beraber aşağıya indikten sonra arabaya bindik. İkimizinde sessizliği içimdeki meraklı yanımı baskın kılıyordu. Neden tek kelime etmiyordu bu adam?
Kırmızı ışkta durduğumuz sırada, ''gece güzel uyudun mu?'' diye sordum, biraz çekingen bir tavırla. Çekingen halimi fark etmiş olacak ki sırıttı. ''Çok güzel uyudum da, senin üzerini değiştirmek yarım saat kadar zamanımı aldı, yarım saat uykumu çaldın, cadı'' dediğinde içime su serpildi. Demek ki başka bir şey olmamıştı. Bunun mutluluğuyla sırıttığımda, ''üzerini çıkarmama bu kadar mutlu olacaksan ben hep yaparım,'' diyerek göz kırptığında omzuna yumruğumu geçirdim. ''Saçma sapan konuşma,'' diyerek onu terslediğimde bir şey demeden gülmeye devam etti.
Bulut'un evine geldiğimizde kapıyı çalmadan sadece bende olan anahtarla kapıyı açtım. Başkasına anahtar vermesdi, sadece bana özeldi. Çünkü ben onun gizli saklı ne varsa her şeyini bilen tek kişiydim. İçeriye girdiğimizde Bulut dün bıraktığım koltukta yoktu. Alper arkamdan gelmeye devam ederken yavaşça Zeyno'nun odasına ilerledim. Kapıyı açtığımda Zeyno'nun hala uyuduğunu, Bulut'un da yatağın yanındaki koltukta, elinde yarım kalmış bira şişesiyle sızıp kaldığını gördüm.
İçeriye girdiğimizde Alper Zeyno'yu uyandırmak için yanına ilerledi, bende aynı şekilde Bulut'un. Bir süre sonra ikisi de uyanmıştı. Zeyno'nun üzerinde hala yorgunluk olduğu çok belliydi. Alper elindeki telefondan saatine baktıktan sonra, ''Saat bir buçuğa geliyor,'' diye mırıldandı. ''Bence yemek yemeliyiz,'' diyerek bakışlarımı hepsinin üzerinde gezdirdim. Zeyno tarafsızdı, sesini çıkarmamıştı. Alper Zeyno isterse gelirdi, Bulut zaten uyanamamıştı daha, gözlerini ovalıyordu. Alper ''olur,'' dediğinde, Bulut ayağa kalktı. ''Ben kendi odamda bir duş alayım, sonra gideriz,'' diyerek kapıya ilerledi ve kapıyı açmadan birkaç saniye durdu ve bize döndü. ''Zeyno istersen bu odadaki banyoyu kullanabilirsin.''
Zeyno ve Bulut dş alırken bizde salonda beklemeye başlamıştık. Bulut bu aralar, sessizdi. Sanırım o kadını görmüyordu uzun süredir. Onu görmemek iyi hissettiriyordu. ''Dün keşke Zeyno'yu yalnız bırakmasaydın...'' diye mırıldandığında, omuz silktim. ''Yalnız değildi ki, hayatımda en fazla güvenebileceğim birinin yanındaydı.'' Dediğimde yan bakış attı, ''bu kadar emin misin?'' diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. Bulut'tan hiçbir kadına zarar vermesini beklemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilDidem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal kelimeyle anıyordu. Onların değeri Didem'in gözünde paha biçilemezdi. Birde Alper vardı. Beşik kertmesi, ilk aşkı ve ilk elini tuttuğu, ilk...