Selam arkadaşlar.
Yeni bölüm ile karsinizdayim.
Umarım begenirsiniz.
Dusuncelerinizi belirtip, oy verirseniz sevinirim :-)
✖✖
7.BÖLÜM
Resmen aptallık!
Gerçekten aptallık!
Bir saat boyunca gittiğimiz yoldan geri döndük!
Evet, geri döndük!
Konağa gittigimizi anlayınca kötü bakışlarımı ona çevirdim. "Neden geri döndük?"
Cevap vermedi. Ben sinirden kopurmek üzereyim zaten. Allahım ya! Bir haftada değişen hayatıma bak!
Konağın önüne gelince bakışlarını bana çevirdi "arabadan sakın inme, beni bekle" diyerek gitti. Nereye gitmişti bu? Amaç neydi?
Hem neden inmeyecekmisim?
Hızla arabadan indim ve arkasından ilerledim. Bahçeye girdiğimde tanımadığını bir adam vardı. Resmen dedem yasında. Arkasını bana döndüğü için yüzünü goremiyordum. Gerçi herkes pür dikkat o adamı dinlediği için beni bile fark eden olmamıştı.
"Bak Mehmet ağa! O kız benim. Zamanın da kan davasından kızını kaçırmıştı, bu kan davası bitmedi. Erkek olsa öldürme emri var ama kız olduğu icin onunla ben evlenecegim!"
Ha?!
Ulan ne diyo bu adam?
"Delirdin mi sen Mahmut ağa! Ne demek ben evlenicem? Bu kızın nişanlısı benim. Bu kız benim! Ulan zaten torunun yasında!"
"Ben anlamam Alper. Kız benim olacak! Nerde şimdi?"
"Yok! " diye bağırdı Alper. "Gelmedi daha Urfaya"
Adam tam arkasına dönmüş beni görecekti ki biri beni kapıdan ağaçların arasına çekti. Kim olduğuna baktığım da Zeyno yu gorunce rahatladım. Derin bir nefes aldım ve damagimi kaldırdım. Korkmuştum.
"Kızım ne yapıyorsun ya! Yakalanıyordun az daha" diye fısıltıyla bağırdı. Ama ben hala birşey anlamadım ki ya.
"Neler oluyor?" diye sorunca cevap vermedi ve kolundan tutarak beni Alperlerin yanına götürdü.
Alper sınırlı bir şekilde yanıma geldi ve kolumu sıkıca kavradı. "Ben sana arabadan inme demedim mi? Ya gorseydi o şerefsiz seni?!"
Kolumu daha fazla sıkmaya devam edince sinirlendim "o adam kim?" diye sordum. Sesimin sakin çıkmasına ozan gosteriyordum. Kavga etmek istemiyorum.
Cevap vermedi ve beni sürüklemeye başladı. "Zeyno benden haber bekleyin!" diye bağırdı ve beni arabaya atıp, hızla arabayı çalıştırdı. Ben saskinca ne yaptığını izlerken "bakma öyle! Miraç'ı ve Cenk'i ara, İstanbul'a geri dönüyoruz!"
Amacı anlamasam da Miraç'ı aradım ve haber verdim. Alper'in gözlerindeki o endişeyi görmüştüm, ama neden endişeliydi?
"Neler olduğunu anlatmayacak mısın?"
Bakışlarını bana çevirmeden konuştu "kan davası devam ediyor." kalbim tekledi. Ne demekti bu? Hangi devirde yaşıyorduk?!
Yıllar önce zaten babam bir kandavası yüzünden ölmüştü. Ondan sonra annem dayanamamış intihar etmişti. Beni hem öksüz hemde yetim bir çocuk olarak bırakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)
Teen FictionDidem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal kelimeyle anıyordu. Onların değeri Didem'in gözünde paha biçilemezdi. Birde Alper vardı. Beşik kertmesi, ilk aşkı ve ilk elini tuttuğu, ilk...