Melis dantelli siyah beyaz olan elbiseyi ve altındakini giğiyo.
Telefonun alarmıyla uyanıp yorganı üzerimden attım. Takvime baktığımda bu günün cumartesi olduğunu gördüm. Bu gün melih'lerin okulun üst katını yapmaya gidicekleri aklıma geldi. Kalkıp üstümü değiştirdim. Kot pantolonla sarı desenli tişörtümü gidim. Mutfağa geçip krep yapıp bir kaba koyup kapağını kapartım. Başka bir kaba salata yapıp kapattım. 18 kişi gidiceklerini söyledikleri için 18 yumurta haşladım onlarıda bir başka kaba koydum. Bir başka kabada peynir zeytin koyup kapattım. Daha sonrada bu kapları poşete koyup telefonumu ve anahtarımı alıp okula doğru gitmeye başkadım. Okula gelince herkesin çalıştığını gördüm.
-Hadi bakalım aç olan gelsin yemek yemeye.
Diye bağırıp dikkatleri üzerime çektim.
-E hadi ne duruyosunuz?
Herkes Melih'e baktı. Melih'te
-E hadi kız o kadar uğraşmış.
Hepsi sırayla merdivenlerden inip yanıma geldi. Yaptıklarımı açtım.
Getirdiğim plastik tabakları herkeze dağıttım.
-İsteyen istediğinden alsın ama herkes yumurtasını bitirecek.
-Tamam.
Hepsi bir ağızdan söyleyince kendimi ana okulu öğretmeni gibi hissettim. Kenardaki banka geçip oturdum. Mert elinde tabağı ile yanıma oturdu.
-Damla biz telefonları dün değişecektik ama biz unuttuk al bu senin telefonun.
Sim kartını çıkartıp telefonunu bana verdi. Bende sim kartımı çıkartıp onun telefonunu ona verdim.
Sim kartımı takıp telefonu açtım. Pin şifresini girip ekranı kapattım ve cebime koydum.
-E hadi bitirin yemeklerinizi.
Birisi
-Biraz daha krep varmı?
Dedi.
-Biraz bekleyin evden getireyim.
-Tamam.
Okuldan çıkıp evime doğru gitmeye başladım. Varınca anahtarımla kapıyı açıp girdim. Mutfağa geçip 15 tane daha krep yapıp bir kaba koydum. Evden çıkıp okula doğru gitmeye başladım. Varınca kabı açıp ortaya koydum.
-Doymayan daha alabilir.
Herkes birer tane daha aldı. Bütün yiyecekler bitince kapları alıp eve gittim. Bulaşıkları yıkayıp kurumaları için tezgâha dizdim. Bu gün babamın yanına gidicektim. Taksilerin geçtiği yere kadar yürüdüm. Bir taksi çevirip bindim babamın evinin adresini verip arkama yaslandım. 10 dakika sonra taksi durdu parayı verip indim. Anahtarımla kapıyı açıp girdim. Abim kapıyı açmamla bana sarıldı.
-Oh be ne kadar özlemişim.
-Bende çok özledim.
-E hadi o zaman biran önce gidelim.
-Tamam.
-Önce alışveriş yapıcaz sonrada akın,aras,rüya,sude bir partiye gidicez.
-Tamam.
Abimle arabaya bindik. Bir süre sonra kocaman bir avm ye geldik. İnip içeri girdik.
-ilk senin elbiseni alalım.
-tamam.
İlk mağazaya girdiğimizde ege bir kenara oturup beni beklemeye başladı. Raflara bakındığımda pek birşey bulamadığım için bir görevliyi çevirip
-Ben partide giyebileceğim bir elbise bakıyorum.
Dedim.
-Tam size uydun bir elbisem var biraz beklerseniz getirebilirim.
-Tamam.
Kadın gittikten 5 dakika sonra tek omuzlu omuz kısmı dantelden oluşan ve belinden aşğı ucuna kadar inen beyaz bir elbise getirdi.
-Böyle bir modelimiz var ama tek bir beden kalmış.
Elbise çok hoşuma gitmişti. Elbiseyi alıp bedenine bakyığımda benim bir ben büyüğüm olduğunu görünce oturup ağlamak istedim ama yapmadım.
-Bu benim bedenimden bir beden büyük.
-Siz deneyin hoşunuza giderse terziye yollarız.
-Tamam.
Elbiseyi alıp kabine girdim. Elbiseyi denediğimde bir beden büyük olmasına rağmen çok az bir boşluk kalmıştı. Kabinden çıkıp görevlinin yanına gittim.
-Çok güzel olmuş.
-Ama büyük.
-Bence o kadar fazla bir boşluk yok ama isterseniz terziye yollarız siz de yarın alırsınız.
-Biraz bekleyin ben geliyorum.
Abimin yanına gidip elbiseyi gösterdim.
-Çok güzel olmuş.
-Ama bol.
-Bence hiç terziye yollama çünkü böyle çok güzel duruyor.
-Tamam ozaman bunu alalım ama biraz daha bakmam lazım.
-Tamam.
Kadının yanına gidittim.
-Ne karar verdiniz?
-Terziye gerek yok.
-Peki.
Kadın gidince kabine girip üstümü değiştirdim. Elbiseyi elime alıp ayakkabılara bakmaya başladım. Güzel ayakkabı bulamayınca biraz daha elbiselere baktım. Raflardan birinde düz siyah askılı bir elbise buldum. Bana uygun bedenini bulup deneme gereği duymadan egenin yanına döndüm.
-Hadi git öde.
-Tamam.
Ege geri gelince mağazadan çıkıp bir ayakkabıcıya girdik.
Biraz bakındıktan sonra çıktık. Başka bir mağazaya girdik. Ege oturup beklemeye başladı. Ayakkabı bölümüne giderken pembe bir elbise gözüme çarptı. Nasıl olsa ege ödüyo diye düşünüp bedenini bulup aldım. Ayakkabı bölümünde ilk aldığım siyah beyaz elbiseye yakışacağını düşündüğüm bir ayakkabı gördüm. (Mediada var anlatamadım)
Numarasını bulup alfım ayrıca kahve rengi ve su yeşili gibi bir renkte bot buldun bunlarıda alıp ege nin yanına gittim.
-Al bunları git öde gel.
Ege gelince mağazadan çıkıp başka bir mağazaya girdik. Bu sefer ben oturdum ege gitti. Bir süre sonra siyah bir takım elbise ve rugan siyah bir ayakkabı ile geldi. Çok güzel olmuş. Arkadaki kadın bölümünden siyah platform topuk bir ayakkabıyıda egeye verip
-Üstündekini çıkart ve bunları al ayakkabıda benim için hadi hızlı ol.
-Tamam.
Ege gelince arabaya doğru yürümeye başladık.
-Melis bir tanesini bari al.
Ege arkamda 7 poşetle bana yetişmeye çalışıyor.
-Sen o kasları boşuna mı yaptın?
-Melis yağcılık yapma.
-Of ege mız mızcılık yapma.
Arabaya gelince binip babamların evine gittik. Eve varınca ege kapıyı açıp içeri girdi ben de arkadan girip montumu çıkartıp astım. Ege poşetleri bırakıp koltuğa oturdu.
-Ohh amma yorulmuşum.
Bende kendimi egenin yanına attım.
-Ben nerde giğineceğim?
-Odanda.
-Eski odama sen yerleşmedin mi?
-Yo sen gittiğinden beri o oda aynı şekilde duruyo tek bir kağıt parçasının bile yerini değiştirmedik.
-Neden sen demiyomuydun senin odan çok güzel bana versene diye.
-O sen varkendi sen gidince senden kalan bir parça olduğundan hiçbirşeyle oynanmadı hatta odanın tozunu bile ben aldım.
-Oy oy oy benim egem beni çok mu özlemiş?
-Özledim tabi kızım geldin hemen gittin 2 gündür görmüyorum seni, sesini duyamıyamıyorum bu nekadar büyük bir üzüntü oluyo.
-Tamam tamam yarında gelicem zaten.
-Olmuyoki böyle nerdesin rahatmısın bilmiyorum istediğimde sana sarılamıyorum seni ziyarete gelemiyorum.
-Rahatı ben sen korkma kendime okulda buldum öyle çok iyi bir okul değil ama şimdiden arkadaşlarım olmaya başladı bile.
-Neyse hadi geç kalmadan hazırlanıp gidelim.
-Tamam.
Poşetlerimi alıp yukarı çıktım. İçinden siyah beyaz elbiseyi birde siyah beyaz ayakkabıyı çıkartıp giydim. Saçlarımı düzleştirip tepeden çok sıkı bir şekilde at kuyruğu yaptım. Çoook açık renkte olan kırmızı rujumu sürüp eyeliner çektim. Küçük siyah el çantamın içine telefonumu rujumu anahtarlarımı koyup omzuma astım. Aşağı indiğimde abimde giyinip gelmişti.
-Melis git üzerine kot pantolon tişört giy.
-Neden?
-Orda biri sana bakarsa onu dövmek zorunda kalırımda o yüzden.
-Offf ege hadi.
-Tamam ben akınları arıyım.
-Tamam.
Ege akını arayıp birşeyler söyledi ve kapattı.
-Hadi gel.
Dışarı çıkıp arabaya yerleştim ve kemerimi taktım. Ege de gelince arabayı çalıştırıpilerlemeye başladı. Bir süre sonra araba durdu ve ege
-Hadi in geldik.
Dedi. Arabadan inip egeninde inmesini bekledim. Ege de inince kapıya doğru ilerlemeye başkadık. Akınlarda kapıda bekliyorlardı. Akın ve Batuya sarıldım.
-Hadi girelim.
-Tamam.
İçeri girip ilerledik. Salonun karanlık oşması beni şaşırtsada ilerkemeye devam ettim. Salona girdiğimizde birden ışıklar açıldı. Etrafıma baktığımda salondabi herkezi tanıdığımı fark ettim. Ege dönüp şaşkın şaşkın baktım. Canım benim doğum günümü unutmamış ve parti hazırlamış.
-Bu parti benim doğum günü partim mi?
-Evet iyiki doğdun ufaklığım benim.
-Beni sinir etme dönerim geri.
-Tamam hadi içeri girelim.
Biraz daha ilerleyip salonun ortasına gelince ege durup benide durdurdu.
-Neden durduk?
-Sağa bak.
Kafamı çevirip baktığımda 6 katlı bir pasta gördüm.
-Bu bu benim pastam mı?
-Evet.
Garsonlar pastayı getirip önümde bıraktılar. Mumları üfledim. Garsolardan bıçağı alıp egelerinde ellerini koymasını beklidim ama bizim salaklar bön bön bakınca bıçağı egeye verdim. Akınla batunun ellerinide üstüne koydum ben de en üstten tuttum ve pastayı kestim. Garsonlar pastayı alıp götürdü.
-Hadi artık oturalım.
-Tamam.
Ben boş bir masaya doğru giderken ege beni çekip en önde bir masaya yerleştik.
Bir süre oturduk. Hareketli bir şarkı çalınca egeye dönüp -Ege benimle dans edermisin?
-Ben dans etmem.
-Akın benimle dans edermisin?
-Ben almıyım.
Batuya baktığımda oda
-Ben dans etmeyi bilmiyorum ayağına falan basarım.
-Yalancı ikimizde çok iyi dans ettiğini biliyoruz ama siz benimle dans etmesseniz bende kendime birini bulurum.
-Bulamassın.
-Siz bekleyin madem benimle dans etmiyorsunuz benimle dans etmek isteyen birini bulurum ve sizde karışamazsınız.
Masadan kalkıp piste indim. Bizim salaklar bütün okulu çağırdıkları için denizde gelmiş. Benim kalktığımı görünce yanıma geldi.
-Selam.
Önce birşey demedim. Sonra deniz ile dans etmeye başladım. Şarkı bitince bir masaya geçip oturduk.
-Ben birşeyler almaya gidiyorum sende istermisin?
-Olabilir.
Deniz gittikten sonra etrafa baktım. Egeler süper bir parti vermişti. Bazıları kendi halinde dans ederken bazılarıda bir kenarda oturup konuşuyorlardı.
Deniz elinde iki tane bardakla geldi. Birini bana uzattı. İlk defa içki içmeme rağmen hoşuma gitmişti. Bardağımdakini bitirip yanımdan geçen bir garsonun tepsinden birtane daha aldım. Boş bardağı koyup yenisinide kafama diktim. Böyle böyle 10 bardak içtim. Artık kafam iyice güzelleşmişti. Tam birtane daha alıyodum ki Deniz elimi tutup
-Yeter artık çok içtin.
-Yaaa bıraksana ben çok sevdim içmeyi.
-Melis hadi abinin yanına git.
-Sen beni sevmiyormusun?
-Seviyorum zaten o yüzden kendine zarar vermeni ve üzülmeni istemem.
-Ama sen beni çoook üzüyonn.
-Melis hadi gel sana bir kahve alalım yoksa sen düzelmessiz.
-Hayırrr ben kahve değil içki istiyorum.
-Melis hadi dans edelim o zaman.
-Olur.
Deniz beni kendine çekip dans etmeye başladı. Bende kafamı boyun girintisine soktum. Kokusu toprak gibiydi. Ben toprak kokusunu sevmezdim çünkü o toprak benim annemi benden almıştı. Bu yüzden toprağı hem sever hemde nefret ederim. Bir süre daha dans ettikten sonra kafamın altındaki omuz gidince kafamı kaldırıp baktım ama karşımda 3 akın 3 deniz gördüm. Başım çokk dönüyördu. Ağzımı açıp durun diye bağırmak istedim ama sesim bir fısıltı gibi çıkmıştı. Birden heryer karardı ve son gördüğümşey bana doğru koşan 3 akındı. Daha sonrası tamamen karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Kızı Bayan Mafya
Teen FictionDaha dokuz yaşında annemi kaybettim. Abim ve babam tek dayanaklarımdı. Abim benden bir yaş büyük olduğu için arkadaş gibiydik. Abim romaya gitmişti onun dönüşü ile bayram etmiştim ama nereden bilebilirdim ki abimin dönüşünden 1 ay sonra babamın ölüc...