Bölüm-8

4.8K 213 5
                                    

Uyandığımda ege yanımda yoktu. Hiçbir seste gelmiyordu. Bir an herşeyin bir rüya olduğunu düşündüm. Ama dolabımı açıp baktığımda partide giydiğim elbiseyi gördüm ve rahatladım. Evdeki her odaya baktım ama hiç biryerde yoktular. Dışarı çıkıp bakınmaya başladım. Evin arkasındaki bahçeden sesler gelince oraya doğru gitmeye başladım. Evin köşesinden baktığımda egelerin orda olduğunu gördüm. Eve girip üstümü değiştirdim ve eşortman ile siyah boğazlı tiçörtümü giyip egelerin yanına gittim.
-Nabersiniz gençlik.
-İyi sen bahçeyle ilgilenmeyince biz ilgilenelim dedik.
-Tamam ben hazırlanıp okula gidiyorum.
-Şey melis bizde gelsek olmazmı evde sıkılırız.
-Olur rüyacım.
-Tamam ozaman biz hazırız hazırlan da çıkalım.
Eve girip çantamı, telefonum ve anahtarımı alıp çıktım.
-Hadi gidelim.
-Tamam.
-Arabalar şurdaydı.
-Ne arabası akın?
-Yürüyerek mi gidicez.
-evet çünkü çok yakın.
-iyi.
Okuluma yürümeye başladık. Okula gelince rüya iğrenircesine
-Iyyy bu ne biçim okul melis sen gel yine dön okuluna.
-Rüta saygısızlık yapma biz orda rahat rahat herşeyimiz varken mızmızcılık yapıyoruz onlar okuyabilmek için kendi okullarını yapıyorlar.
-Bu okulu onlar mı yapmış?
-Evet ve hala daha devam ediyorlar bu yüzden beni rezil etmeyin ve kötü birşey söyleyip beni utandırmayın.
-Tamam.
Hep birlikte içeri girdik. Sınıfıma gittik. Çantamı bırakırken melihte geldi. Egelere bakıp bana döndü ve -Arkadaşların mı?
-Evet bu benden bir yaş büyük olan abim bu arkadaşım rüya bu sude bu akın bu batu buda aras.
-Memnun oldum.
Egelere dönüp
-Buda benim arkadaşım melih.
Dedim.
Çantamı koyup kantine indim. Tost ve ayran alıp bahçedeki bir banka oturdum. Akın batu aras ege oturdu. Sude ve rüya ayakta durmaya devam edince
-E otursanıza.
-Görmüyormusun kenarlarda ayak izi var üstümüz kirlenir.
-Of tamam iyi
Dedim ve kalkıp yerimi verdim bende yere oturup tostumu yemeye devam ettim.
-Yerden kalksana melis.
-Kucağınamı oturucam ege yer yok.
-Olsu gel yer soğuktur hasta olursun kendine bakamassında tek başına .
-Peki zeki kardeşim nereye oturucam hiç ayakta dikilemem.
Ege kucağını açtı.
-Pışıkk okulda arkadaşlarımın yanında kucağına falan oturmam.
Tostumu yemeğe devam ediyordum ki ege yerinden kalkım beni kucağına alıp yine oturdu.
-Hoop indir beni.
-Hayır.
-İndir beni ege.
-Hayır.
-İyi.
Egenin kucağına yayılıp tostumu yemeğe başladım. Birden aklıma bir fikir geldi ve tostun üstündeki salçayı alıp egenin suratına sürdüm. Zaten azcık kalan tostuda ağzıma atıp egenin kucağından atladığım gibi koşmaya başladım. Bahçe küçük olmasına rağmen duvar olmadığından etraftaki ormanla birleşik. Hızla ormana doğru koşmaya başladım. Egede arkamdan koşmaya başladı. Biraz uzaklaştıktan sonra ondan zayıf ve esnek olmanın verdiği avantajı kullanıp bir ağaca tırmandım. Egede arkamdan tırmanmaya başlayınca bir dala tutunup ters tarafa geçtim. Bana yakın ve kalın olan başka bir dala tutunup diğer ağaca atladım ve tırmanmaya devam ettim. Egede benim peşimden gelmeye devam edince diğer ağaca atladım. Bildiğin tarzancılık oynamaya başladık. En sonunda yorulunca bir ağaca daha atlayıp aşağı indim ve okula doğru koşmaya başladım. Egede peşimden gelmeye devam etti. Boyu benden uzun olduğundan aramızdaki mesafeyi hızla kapatınca kendimi yere attım ve ayağım takılmış gibi yatım. Dizimi tutarak yalandan kıvranmaya başladım. Ege yanıma gelip çömeldi
-iyimisin bir yerine birşey oldumu?
Gibi şeyler zırvalayıp beni kucakladı ve okula taşımaya başladı. Ohhh yine yırttım. Okula gelince egenin kucağından atlayıp diğerlerinin yanına koştum. Akının arkasına geçip
-Beni korurmusun akın?
-Neden yine ne yaptın?
-Salça sürdüm sonra koşup bir ağaca tırmandım sonra diğerine diğerine diğerine ve diğerine atladım sonra koşup buraya gelirken yoruldum ve kendimi yere atıp düşmüş gibi yaptım ve egeye kendimi buraya kadar taşıttırdım sonra buraya gelince kucağından atlayıp buraya geldim yeterince açık mı?
-Evet ve ege sen kesicek.
-Biliyorum o yüzden beni koru.
-Malesef.
Ege bize iyice yaklaşınca akın beni arkasından alıp egeye attı. Bu kadar zayıf olmak zorundamıyım?
-Evet melis hanım yine düştün mü elime?
-Abi canım abim güzel abim ders başlamıştır sen beni sal ben gideyim abim.
-Olmaz.
Ege banka oturup beni gıdıklamaya başladı biliyo çok gıdıklandığımı.
- yap😅😅😅 ma 😅😅😅😅😅 abi 😅😅😅😅 yap 😅😅😅😅 ma 😅😅😅 lüt😅😅😅😅fen.
-Ne dedin biraz daha mı gıdıklıyım? Tamam.
-Hayırrr 😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅 yapma 😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅😅 lütfen😅😅😅😅😅😅
-İyi tamam bıraktım.
Ege beni bırakınca ders başladığı için ve hocayla uğraşamayacağımdan tenefüs olmasını beklemeye başladım. Canım sıkılınca telefonumu çıkartıp facebook'a girip bakınmaya başladım. Ege
-Ne yapıyon kız?
Diye seslenince
-Sananeee
Dedim.
-Melis kaldırma beni.
-Banane kalkarsan kalk.
-Gıdıklarım.
-Oldu canım başka?
-Melis geliyorum.
-Bananeeeeeee.
Ege kalkınca telefonumu kapayıp cebime koydum. Koşacak halim kalmadığından hiç hareket etmeden beklemeye başladım. Ege gelip dibime girdi ve konuşmaya başladı.
-Kaçmıyacakmısın?
-Hayır.
-Ya gıdıklarsam
-Naparsan yap.
-Offf gıcık böyle eğlenceli olmuyo ki senin kaçman gerekiyordu.
-Banane.
-Noldu neye üzüldün?
-Ya 6 hafta nasıl geçicek ben seni çok özlüyorum.
-Oy canım benim bir fikrim var.
-Ney o.
-Bak şimdi sen çantanı al birlikte pikniğe gidelim.
-Olur.
Abime sarılıp kalktım. Okula girip sınıfımın önünde beklemeye başladım. Bir süre sonra sınıfın kapısı açıldı. İçerdekiler çıkınca girip çantamı aldım. Melih
-Noldu nereye?
-Abimlerle pikniğe gidiyoruz.
-Tamam.
Çantamı alıp çıktım. Abimlerin yanına gidip
-Hadi ben hazırım bana gidelim oradan geçeriz.
-Tamam.
Benim eve doğru yürümeye başladık. Gelince anahtarım ile kapıyı açıp içeri girdik.
Hep birlikte mutfağa girdik. Ben mangalı almak için tezgâha çıkıp uzanmaya çalıştım ama ayağım kayınca arasın kucağına düştüm.
-Sen neden boyundan büyük işlere kalkışıyon?
-Sanane.
-Seni ben yakaladım ya yakalayamasaydım?
-Banane yakalamasaydın.
-Ne arıyordun orda.
Dolabın üzerini işaret edip
-Mangalı.
-İyi.
Dedi ve beni indirip uzandı ve mangalı aldı. Yuh ulan ben tezgaha çıkınca anca yetişiyom bu hemen aldı. Eee sırık gibi boyu var tabi alır. Dolabı açıp dolaptaki etleri, salatalıkları, domatesleri, biberleri,patlıcanları koydum. Dolaptan plastik tabakları da piknik sepetine koydum. Odama gidip dolabın üstünden hamağı alıp kapının önüne koydum.
-E hadi hazırsanız gidelim.
-Melis bizim eşortmanımız yok.
-Ben size benimkilerden veririm rüya ama sizi bilememe.
-Tamam hadi.
Odama çıkıp kızlara rahat birşeyler verip dolabın üstündeki erkekler için olan eşortman takımlarını alıp diğerlerine götürmek için odadan çıktım.
-Alın bunlarıda siz giyin.
-Melis bunların sende ne işi var.
-Bilmem.
-Salak erkek eşortman takımlarının ne işi var sende.
-Off annemle babam için almıştık eskiden sonra annem ölünce bende bidaha gelmediğim için kalmış.
-İyi nerde giycez?
-Salak odalarınızda.
Herkez odasına gidip üstünü değiştirdi ve dışarı çıktık. Evden çıkınca top ve ipi evde unuttuğum aklıma geldi.
-Eyvah siz bekleyin ben geliyorum.
-Noldu?
-Top ve ipi almayı unuttum.
Dedim ve eve koşup topla ipi aldım ve kapıyı kilitkeyip diğerlerinin yanına gittim.
-Arabalar nerde?
-Biraz daha aşağıda.
-Nekadar aşağıda?
-Dağın aşağısında olabilir.
-Oha siz salak mısınız okadar yol yürünür mü?
-Yürümedik ki telefiriğe bindik.
-İyi şimdi ne yapıcaz?
-Telefiriğe bineriz.
-Salak bukadar kişi ve eşyayla mı?
-Evet.
-İyi.
Hep birlikte telefiriklerin olduğu yere gidip boş bir telefiriğin gelmesini bekledik. Herkez binince ben ve arasta biniyorduk ki bir adam bizi tutup diğer vagona ittirdi.ben çıkana kadar kapılar kapanınca bir koltuğa sinip kaldım. Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya yasladım.
-Manzaraya baksana süper.
Cevap vermeden gözlerimi dahada sıktım.
-Gözlerini açsana.
-Benim yükseklik korkum varrr.
-Tamam aç gözlerini.
-Hayır.
-Açarmısın?
-Hayır.
-Melis gözlerini açmazsan kapıyı açarım.
Hemen gözlerimi açıp kalktım ve
-Açamassın.
-Hah şöyle.
Etrafa bakınca hemen arasın yanına oturup ellerimle gözlerimi kapattım.
-Çok korkuyorum.
-Aç gözlerini melis.
-Hayır açamam çok korkuyorum.
-O zaman neden bindin?
-Yanımda ege varken ona sarılıp biniyordum ozaman daha az korkuyordum yani en azından gözlerimi açıp etrafa bakabiliyordum.
Aras ses çıkarmadan durdu. Bir süre sonra bana sarıldı ve
-Bak bakalım abinin yerini tutabiliyormuyum?
Dedi. Gözlerimi biraz açıp bakındım. Ege kadar olmasada birine sarılmak iyi gelmişti.
-Vayyy çok güzelll.
-Ben sana demiştim bu bilgiyi önceden verseydin daha önce sarılırdım.
-Salak sarılmanı demiyorum manzarayı diyorum.
-İyi ozaman ben bırakıyım artık.
Sırtımı arasa dayayıp boşta kalan yere ayaklarımı uzatıp kolunu tuttum ve
-Hayır.
Dedim.
Arasta yine sarılıp etrafa bakınmaya başladı. Egelerin bindiği vagon durunca egeler indi bende ege görmesin diye arasın kolundan altından ayrılıp karşıya oturdum ve gözlerimi kapattım. Ege anlamamalı.
Vagon durunca hemen inip egeye sarıldım. Birşey anlamasın diye
-Bidaha bende binerken benden ayrı binersrn seni gebertirim.
-Oy oy oy sen beni tehtitmi ediyosun.
Gözlerimi devirip yürümeye başladım. Akınlarda beni takip ediyorlardı. Durup arkama baktığımda onlarda durdu.
-Olum siz salak mısınız ben önde gidiyom arabalar nerde ben ne bileyim geçsenize öne ben sizi takip edeyim.
Onlar önüme geçince bende onları takip etmeye başladım. Bir süre sonra durduk. Ege ve Akının arabası yan yana onların arkasındada başka bir araba.
-Off kim bu salak buraya park etmiş?
Aras cebinden bir araba anahtarı çıkarttı ve bir düğmeye bastığında araba açıldı. Aras gidip kapıyı açtı ve kapı yokarı doğru kalktı.
-Vayyy.
-Galba bu salak brn oluyorum.
-Bende seninle gelebilirmiyim ben bunun gibi arabalara bayılıyorum.
-Gelebilirsin.
Aras arabayı haraket ettirdi ve önüme getirdi. Ön kapıyı açıp bindim ve camı aşağı indirdim.
-E hadi sizde şu eşyaları koyunda gidelim.
Egelerde eşyaları arabalara dağıtıp bindiler.
-Evet melis hanım biraz hıza ne dersin.
-Hıza bayılırım derim.
-Peki.
Aras arabayı çalıştırdı ve gaza bastı. Birden uçuyor gibi oldum. Arabanın üstünü açıp ayağa kalktım ve koltuğun tepesine oturdum.
-Dikkat et düşüceksin.
-Düşmem.
"ARAS'IN AĞIZINDAN"
Şu an çocuklar gibi bağırıp koltuğun üstünde oturuyordu. Okadar büğüleyiciydiki o an araba kullanmayı bırakıp onu öpesim gelsede bu isteği bastırıp araba kullanmaya devam ettim. Koltuğun üstünden inip oturucağı yeri temizledi ve oturup arabanın üstünü kapattı. Üşümüştü. Camları kapayı kaloriferi açtım.
-Yaaa nabıyon?
-Üşüdün hava buz gibi.
-Yoo.
-Melis inat yapma.
-Offff.
Kafasını cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladı. Bir süre sonra içersi ısındığı için kaloriferi kapattım.
Arabayı bir marketin önüne çektim ve indim. Diğerlerine gitmelerini söyleyip içeri girdim. İki ketçaplı cips ve didi limonlu soğuk çay alıp kasaya yöneldim. Gereken ücreti ödeyip poşeti aldım ve arabaya döndüm.
Kapıyı açıp bindim ve cipsin biri ve didiyi ona uzattım.
-Saol ama daha yemek yemedik.
-Ama diğerleri görürüse bize birşey kalmaz.
-İyi de sen araba kullanırken nasıl yiycen?
-Sen yedirirsin.
Arabayı çalıştırıp gaza bastım. Melis kendi didisini çoktan bitirmiş ve kutusunu atmıştı. Ben tadını çıkarta çıkarta yemeği sevdiğimden yavaş yavaş yiyordum. Melis cipsinide bitirdiğinde benimkini alıp bana vermeye başladı. Ben de cipsimi bitirip çöpe attım. Bir süre sonra piknik alanına geldiğimizde arabayı durdurup indik. Ben bagajı açıp mangalı aldım ve arabayı kilitledim. Diğerlerinin yanına gittiğimizde diğerleride hazırlıkları bitirmişti. Hemen mangalı yakıp etleri ve sucukları pişirip yedik. Yedikten sonra biraz voleybol oynadık daha sonra kızlar ip atladı. Biraz daha orada oturduktan sonra eve dönme kararı aldık. Arabalara dağıldık yine telefiriklerin oraya gittik bu sefer ege ben ve melis bir vagona bindik. Melis egenin kolunun altına girince kıskandım. Bana nolduğunu anlamıyordum ben kötü mafyanın tekiydim ama şimdi aşık olmuştum hemde en güçlü mafya olan Erkan poyrazın kızına. Bayadır Erkan abiyi göremiyordum. Erkan abi diyorum çünkü biz onunla çok iş yapmıştık ama Erkan abi kızı konusunda çok hassastı. Telefirik durunca indik ve direk eve gidip uyuduk.

Mafyanın   Kızı   Bayan   MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin