-27-

168 9 2
                                    

Bir erkeğe bu aşamada belki de en söylenmemesi gereken sözü söylemiştim. Dur demiştim. Dudaklarımız birbirinden birkaç santim uzak mesafede, gözleri hala kapalı ve nefes nefese bir şekilde "Ne oldu?" diye sordu. Birkaç saniye nefesimi düzenledikten sonra, "Şey, bence bu kadar hızlı gitmemeliyiz sonuçta aramızda daha ciddi bir ilişki bile yok." dedim.

Gözlerini açtı. Bana düşünceli bir şekilde bakarken kucağından inmeme yardım etti. "İlişki.." dedi mırıldanarak. "Ama seni seviyorum ve sen de bunu biliyorsun." dedi. Yüzünde masum ve şaşkın bir ifade vardı. Dayanamayıp elimi yanağına götürüp okşadım. Daha sakin ve yumuşak bir sesle "Biliyorum, ben de seni seviyorum. Sadece.." kelimeleri toparlayamıyordum, derin bir nefes aldım "Sadece aceleye getirmesek diyorum." diyebildim.

"Doğru, haklısın. Ben.. ben özür dilerim." dedi ve mutfaktan çıktı ama aklı karışmış gibiydi. Tabii ki ben iki cümleyi bir araya getirip derdimi tam olarak anlatamadığım için kafası karışmıştı. İşleri berbat etmediğimi umarak arkasından bakakalmıştım. Birkaç saniye öylece kaldıktan sonra sessizce mutfağı toplamayı bitirdim.

Tony ortalarda görünmüyordu. Nerede olduğunu merak ettim ve odasına doğru gittim. Yine bir kazaya neden olmamak için kapıyı tıklattım. Tony yavaşça 'Gelebilirsin' deyince içeri doğru kafamı uzattım. Yatakta ellerini başının altında birleştirmiş öylece karşı duvara bakıyordu. Ben içeri tam olarak girince bakışlarını bana çevirdi.

Ne yapacağımı bilemeden ayakta durmamın anlamsız olacağını düşünüp yatağa doğru ilerledim ve yanına oturdum. Göz göze bir süre hiç konuşmadan durduk. Hafif bir tebessümle 'Bana kızdın mı?' diye sordum. Birkaç saniye daha yüzüme baktıktan sonra yatakta doğruldu ve 'Hayır kızmadım, böyle bir şey için kızmam tabii ki. Sadece kendimi biraz tuhaf hissettim o kadar.' dedi ve gözlerime bakmadan devam etti 'Sanki seni zorlamışım gibi..'

Ona böyle düşündürdüğüm için kendimi çok suçlu hissetmiştim. Yataktan destek alan elinin üzerine elimi koyup dudaklarına ufacık bir öpücük bıraktım. 'Sana böyle düşündürmek istememiştim, gerçekten özür dilerim.' dedim bütün içtenliğimle. Onu hem bu kadar isteyip hem de kendimden uzak tutuyordum. Bazen ben bile kendimi anlamıyordum.

Gülümseyerek yüzüme bakınca boynuna sımsıkı sarıldım. 'Hadi bu günümüzü böyle geçirmeyelim.' dedi ve kendiyle birlikte beni de yataktan kaldırdı. 'Bugün akşam üzeri yeni kafemizin anahtarını teslim almaya ve kontrat imzalamaya gideceğiz. O zamana kadar biraz dolaşabiliriz ya da istediğin başka bir şeyi yapabiliriz.' dedi. Onu kırmıştım ama hala beni düşünüyordu. Her zaman düşündüğü gibi.

TONY

Kendimi onun eşsiz güzelliğine kaptırıp öpüşmemizi ileri götürünce onun da isteyeceğini düşünmüştüm. Bana dur dediğinde hem şaşırmış hem de kırılmıştım. Ama bir yandan ona da hak vermiştim. Damdan düşer gibi bir ilişkiye başlamıştık ve bir anda bu kadar yakınlaşmak ikimizi de sarsmıştı.

En kısa sürede bunun çaresine bakacaktım. Çünkü onunla aynı evde hala birbirimize dokunurken rahatsız olmak işkence gibiydi. Gerçi ben rahatsız olmuyordum ama o oluyordu demek ki.

Evde soğuk rüzgarların daha fazla devam etmemesi için ona dışarı çıkmayı teklif ettim. Ona kırgın olmadığımı görünce sevinip dışarı çıkmayı kabul etti. Üzerimizi değiştirip dışarı çıktık. Buradaki havanın soğukluğuna bir türlü alışamayacaktım sanırım. Uzanıp hemen yanımda duran Alexis'in elini tutmak veya ona sarılmak istiyordum ama yapmamaya karar verdim. Biraz onun bana yaklaşmasını sağlayacaktım.

Evet bu fikir hoşuma gitmişti. Bir süre ona karşı normal iki arkadaşmışız gibi davranacaktım ve bana yaklaşmasını bekleyecektim. Benden uzak durabilecek mi, beni gerçekten istiyor mu merak ediyordum. Ellerimi cebime soktum ve sakin bir tavırla yanında yürümeye devam ettim.

Aşk PastanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin