Sabah uyandığımda masada kahvaltı hazırdı ve aşağıdan sesler geliyordu. Doğruldum ve saate baktim 9u geçiyordu. Hemen kalktım, üzerime dünkü elbisemi giyip saçımı topladım ve camdan yavaşça bizim evin önüne baktım. James'in arabası yoktu. İşe gitmis olmalıydı.
Aşağı indim. Tony bir masaya servis yapıyordu. Yüzünde o sıcak gülümsemesiyle..
Kasanın yanına gittim ve Tony'nin gelmesini bekledim. Yanıma geldi 'Günaydın, nasılsın?' dedi.
"Daha iyiyim, sayende." dedim ve gülümsedim. "Şimdi eve gidiyorum, eşyalarımı ve fotoğrafları alıcam. Sonra tekrar uğrarım, görüşürüz." dedim ve temkinli adımlarla pastaneden çıktım.
Etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirince hızlanarakk apartmana girdim ve hızlı ve sessiz adımlarla eve çıktım. Yavaşça anahtarı soktum ve kilidi çevirdim. Kalbimin sesini duyabiliyordum, gerçekten çok korkuyordum.
İçeri girdim. Her şey bıraktığım gibi duruyordu. Evde birinin olmadığına emin olduktan sonra yatak odasına girdim ve elbisemi çıkardım bir poşete tıktım. Daha rahat iç çamaşırları giydim. Üzerime yarım kollu bir tişört, altıma bir kot giydim. Spor ayakkabılarımı da giydikten sonra saçımı topladım. Dolabımdan küçük bir valiz çıkardım ve içine kıyafetlerimi koymaya başladım.
Takı ve makyaj çantamı da valize attıktan sonra James ve Jessica'nın fotoğraflarını toplayıp kutuya koydum CD'leri ve Sam'in mektubunu da alıp kutuya koyduktan sonra kutuyu valize attım. Cüzdanımı, kredi kartlarimi aldım. Üzerimde çok fazla nakit param yoktu. Bu yüzden kasadan para almam gerekiyordu. Tam kasaya doğru ilerlerken giriş kapısına giren anahtarın ve James'in uzaktan gelen sesini duydum.
Ne yapacağımı bilemez bir şekilde etrafımda bir tur döndükten sonra hemen çantalarımı alıp kendimi yatağın altına attım. James'in evin içinde dolaşan ayak seslerini dinlerken gitgide bana yaklaştığını farkettim. Ve sonunda James yatak odasına girdiğinde nefesimi tuttum. Kapıda duruyordu, telefonla konuşuyordu. Konuşmasını dinlemeye başladım.
"Aman Tanrım, Alex, eve girmiş. Fotoğrafları almış. Kıyafetlerini de almış. Benden kaçabileceğini sanıyor. Ben olmadan yeni bir hayat kuramaz o, bana bağımlıdır. Ona hepsini ödeteceğim."
Telefonda söylediklerini duydukça dehşete kapılıyordum. Gerçekten benim aşık olduğum, evlendiğim adam bu muydu ? Ben nasıl kandırılmıştım böyle, nasıl bir oyunun içindeydim yıllardır. Başıma bir iş gelmeden bu evden çıkarsam tamamen bağımsız yeni bir hayat kuracağım. Birilerine güvenmem, tekrar sevebilmem zor olacak belki ama ben başaracağım. Güçlüyüm ben, James gibi aciz değilim.
Ben bunları düşünürken ayak sesleri iyice yaklaştı ve James yatağın yanında, dolabın önünde durdu. Dolabın kapağını açtı ve hızlıca kasayı açtı. Adi bir şekilde gülerek, telefonda konuştuğu kişiye "Kasadan bir şey alamamış aptal."dedi.
Seslerden anladığım kadarıyla kasanın şifresini değiştiriyordu. Ne yapıyor diye bakabilir miyim diye düşündüm ama bu riski göze alamazdim.
Şifreyi değiştirdikten sonra odadan çıktı, bir iki dakika sonra da evden çıktı. Yatağın altından sürünerek yavaşça pencereye ilerledim ve perdenin kenarından aşağıya baktım. Gittiğinden emin olunca hemen kasanın yanına gittim ve doğru olabileceğini düşündüğüm birkaç şifre denedim. Maalesef açılmadı.
Daha fazla riske girmemek için çantalarımı aldım ve evime son kez bakıp evden çıktım. Ne güzel hayallerle umutlarla girmiştim bu eve, burası benim mabedimdi, sarayımdı. Bütün bu güzel hislerimi öldüren James'in kazanmasına izin vermeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Pastanesi
RomansaHayatında her şey yolunda giderken araya giren bir kadın yüzünden dağılan bir hayat. Bu hayatın dağılmasıyla doğan yeni bir aşk. Alexis, herşeyiyle sevdiğini sandığı kocasının gerçek yüzünü öğrenir öğrenmez ondan kaçar ancak kocasının hastalıklı be...