Tony'nin gözünden;
Dansımızdan sonra Alex'i düşünmemek için kendimi odama attim. Onu düşünmediğim anlar çok azdı ve onu düşündükçe ona bağlanıyordum. Bağlanmaktan korkuyordum. Özellikle de eşinden korkup bana sığınan, kırılgan bir kadına bağlanıp ona aşık olmaktan çok korkuyordum. Keşke onunla başka bir zamanda başka bir yerde başka koşullarda tanışsaydım. O zaman ona tüm hayatımı adardım. Hayatımda bugüne kadar hiç Alexis gibi biriyle tanışmamıştım. Tanıdığım herkes içten pazarlıklı, çıkarcı ve sadece kendini düşünen insanlardı. Ailemi kaybettiğimden beri beni tek önemseyen insan Alex olmuştu. Ben de onu çok önemsiyordum, tahmin edemeyeceği kadar çok.
Bu düşünceler beni daha da içine çekip boğmadan odadan çıktım ve kafamı dağıtacak bir şeyler yapmak için mutfağa girdim. Alex'ten uzak kalmaya çalışıyordum. Ama birkaç dakika sonra mutfğa gelip "Yardım edilecek birşey var mı?" diye sordu gülümseyerek. İfadesiz bir sesle gerek olmadığını söyledim ama yine de mutfaktan gitmedi. Köşeye çekilip beni izlemeye başladı.
O beni izlerken heyecanlanıyordum, konsantre olamıyordum. Neden böyle oluyor bilmiyordum. Aklımı yaptığım kurabiyelere vermeye çalışarak mutfakta saatlerce çalıştım ve Alex'te saatlerce beni izledi. Aramızda geçen birkaç diyalog dışında konuşmamıştık. Mutfaktaki işim bitince Alex'le beraber salona geçtik. Geçerken onun esneyip saate baktığını gördüm. "Yatalım istersen." diye sordum. Gerçekten yorulmuştuk. Gülümseyerek başını salladı.
Ben de gülümsedim ve odamdan Alex'in yastık, çarşaf ve yorganını getirdim. Daha sonra ona iyi geceler dileyip odama geçtim. Tişörtümü çıkarıp odanın bir köşesine fırlattım ve kendimi yatağa attım. Gözümü kapattığım an Alex'i düşünüyordum ve sesi sürekli kulağımda çınlıyordu.
Bu şekilde ne kadar uyanık kaldım bilmiyorum. Tam uykuya dalmak üzereyken salondan gelen Alex'in çığlığı ile yerimden sıçradım. Apar topar yataktan kalktım. Odamdan çıkmamla bir adamın yüzüme yumruk atması bir oldu. Sersemlesem de yere düşmedim ve tüm gücümü kullanarak adamı iktirip Alex'e doğru koşmaya başladım. Daha iki üç adım atmıştım ki iki tane adam beni kollarmdan tutup duvara yapıştırdılar ve az önce iktirdiğim adam beni yumruklamaya başladı.
Üstüste aldığım darbeler sebebiyle bilincimi kaybetmeden önce son gördüğüm bir adamın baygın halde yatan Alex'kucaklayıp pastaneden götürdüğüydü.
Alexis'in gözünden:
Ayılmıştım, ama gözlerimi açmıyordum. Önce kendi içimde kendime gelip olayları azıcık bile olsa idrak ettikten sonra gözlerimi açacaktım. Üzerimde ince, yarım kollu pijamam ve şort vardı. Ayaklarım çıplaktı. Ağustos ayında olmamıza rağmen bulunduğumuz ortam serindi ve hafiften ürpermiştim. Ayaklarımın altındaki beton buz gibiydi ve bir yerden ayaklarıma doğru güçlü bir esinti geliyordu.
Bir sandalyede oturuyordum, ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Çok sıkı bağlamamışlardı, canım yanmıyordu ama ne kadardır burdaysam boynum ağrıyordu. Etrafımda birkaç ayak sesi ve fısıldaşmalar duyuyordum ama ne konuştuklarını anlamıyordum. Birkaç dakika sonra demir bir kapının açılma sesini duydum. Kapı kapandı ve bana doğru gelen bir çift ayak sesi bana doğru yaklaşmaya başladı.
Ayak sesleri yaklaştıkça içeriye dolan koku bir anda kafamda eski anıları canlandırınca gelenin James olduğunu anladım. Gelir gelmez "Hala uyanmadı mı, ilacı ne dozda verdiniz aptal herifler?" diye bağırdı. Adamlar onun karşısında kem küm ederken ne olucaksa olsun diye düşünerek gözlerimi açtım ve yavaşça başımı kaldırdım. Bana arkası dönük bir şekilde adamları azarlayan James'e baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Pastanesi
RomanceHayatında her şey yolunda giderken araya giren bir kadın yüzünden dağılan bir hayat. Bu hayatın dağılmasıyla doğan yeni bir aşk. Alexis, herşeyiyle sevdiğini sandığı kocasının gerçek yüzünü öğrenir öğrenmez ondan kaçar ancak kocasının hastalıklı be...