-12-

650 31 7
                                    

Tony'nin gözünden;

Film gerçekten çok sıkıcıydı ve zaten daha önce izlemiş olduğum bir film olduğu için iki kat sıkılıyordum. Sırf Alex için izliyordum ya da boş boş televizyona mı bakıyordum demeliyim.

Ben dalmış bir şekilde televizyona bakarken birden Alex'in başı yavaşça omzuma düştü. Hafifçe yerimden sıçradım. Uyuyakalmıştı, haklı olarak. Bugün çok yorulmuştuk ve dün gece hiç uyumadığımız için şimdi uyuyakalmıştı. Ve başı omzuma düşmüştü.

Ne yapacağımı bir an bilemedim ve tam ayağa kalkacağım sırada kendimi durdurdum. Yavaşça arkama yaslandım ve rahat bir şekilde oturdum, Alex'in başı hala omzumdaydı. Ben arkama yaslanınca o da iyice rahat bir şekilde omzuma yerleşti ve ellerini koluma doladı. Gülümsedim, sanırım kendini yatağında sanıyordu.

O omzumda uyumaya devam ederken kafamı ona doğru çevirip saçlarının kokusunu içime çektim. Bu kokuyu biliyordum, bu koku neredeyse bir haftadır evimdeydi. Bu öyle huzur verici bir kokuydu ki, çıkıp gitmesin diye pencereleri bile açmak istemiyordum. Alex'in benimle kalmasından öyle mutluydum ki, ilk defa biriyle böylesine bir ilişkim oluyordu. Ona alışmıştım. Alex, o kadar iyi ve masumdu ki yaşadıklarının hiçbirini hak etmiyordu. Onu James denen o adamdan kurtaracaktım. Ne olursa olsun yapacaktım bunu. Kaybedecek neyim vardı ki ?

Başımı yavaşça Alex'in başının üzerine dayadım ve onun huzur veren kokusu eşliğinde kendimi uykuya teslim ettim.

Alexis'in gözünden;

Israrla çalan alarmın uzaktan gelen sesiyle uyandığımda hemen gözlerimi açamamıştım. Öyle yorgundum ki bıraksalar 24 saat daha uyurdum. Sahi, ben ne ara uyuyakalmıştım ? Dün gece en son izlediğimiz sıkıcı aşk filmini hatırlıyordum.

Alarmın sesi daha rahatsız edici bir hal aldığında yavaşça başımı kaldırmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Başımın üzerinde bir ağırlık mı vardı ? Elimle başımı yoklamak istedim ama bu sefer de elimi kaldıramadım. Çünkü kolumun üzerinde de bir ağırlık vardı. Neler oluyor diye mırıldanarak gözümü açtım ve Tony'nin boynuyla karşı karşıya kaldım.

Bir saniye, Tony'nin boynu mu? Tanrım, koltukta beraber mi uyuyakalmıştık ? Başım onun omzuna düşmüş bir şekilde koluna sarılmıştım ve o da başını benim başımın üzerine koyup diğer koluyla bana sarılmıştı. Ona böyle yakın olunca o güzel kokusunu yavaşça içime çektim ve bu, beni aşırı derecede utandıran durumdan bir an önce kurtulmak için yavaşça Tony'nin kolunu iktirerek ayağa kalktım.

Benim ayağa kalkma çalışmalarım Tony'i de uyandırdı. Zavallı Tony bir an ne olduğunu anlamayarak bir bana bir de koltuğa baktı. Ben utançtan yanaklarım kızarmış yere bakarken ne olduğunu anlamış olacak ki hemen ayağa kalktı ve bu gergin havayı dağıtmak için "Günaydın." dedi normal davranmaya çalışarak. Ama o da bana bakmıyordu,sehpanın üzerindeki boş patlamış mısır kasesini alarak mutfağa doğru yürümeye başladı.

Arkasından "Günaydın." diye mırıldandım ama duyduğunu sanmıyordum. Mutfaktan bana kahvaltıda ne istersin diye sordu. Konuyu bu şekilde değiştirdiği için ona minnettardım. "Fark etmez, sen ne istersen." Dedim ve kendimi banyoya attım. Aynadaki yansımama baktığımda sadece yanaklarımın değil, tüm suratımın kıpkırmızı olduğunu gördüm. Suyu açtım ve avuçlarıma dolan soğuk suyu sakinleşene kadar ard arda yüzüme çarpmaya başladım. Neden bu kadar heyecanlanmıştım ki ? Alt tarafı aynı koltukta yan yana uyumuştuk, yatak bile değil sadece bir koltuk.

Kalp atışlarım ve yüzümün rengi biraz daha normale döndüğünde, içinde kıyafetlerimin olduğu ve banyodaki dolaba koyduğum çantanın içinden bir tişört çıkarıp çantamı yerine koydum. Üzerimdekü tişörtü çıkarırken tam yüzümden geçirdiğim sırada tişörte Tony'nin kokusunun sinmiş olduğunu fark ettim. Bu yanaklarımı tekrar kızartırken gülümsememe de engel olamamıştım.

Aşk PastanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin