-28-

172 10 8
                                    


Aradan bir ay geçmişti. Bir koca ay. Bu bir ay içerisinde pastanemizi ve yeni evimizi yerleştirmiştik ve kendimizi de yavaş yavaş bu düzene alıştırmıştık. Bulunduğumuz caddede sevilmiştik ve kısa sürede istediğimiz müşteri kitlesini yakalamıştık. Öyle ki işlerin yoğunluğundan dolayı birbirimize zaman ayıramadığımızdan yakınınca, Tony yanımızda çalışacak birini bulmak için ilan bile vermişti.

Bu bir ay içinde aramızdaki 'şeye' de tam anlamıyla ilişki demeye başlamıştık. Beraber uyuyorduk ve artık birbirimizden kaçmıyorduk. Bu gerçekten güzel bir histi. İstediğim zaman ona sarılmak, onu sevdiğimi söylemek, kokusuyla uyumak..

Sadece ikimiz, aramızda kimse olmadan.

Kafenin günlük tatlı yoğunluğu arasında bir yandan bunları düşünürken bir yandan da servis yapıyordum. Tony de tezgahın arkasında hem çalışıp hem de gözlerini benden ayırmamayı başarıyordu. 

Bir süre servisle ve diğer işlerle meşgul olduktan sonra Tony'e baktığımda bir kızla konuştuğunu gördüm. Bunda bir sıkıntı yoktu tabii ki ama kız bir şey satın alıyor gibi durmuyordu ve bana göre normalden biraz daha uzun zamandır konuşuyorlardı. Kafenin yoğunluğundan dolayı bir türlü yanlarına gidemiyordum ve bu olay yavaş yavaş kıskançlık damarlarımı kabartıyordu. 

Birkaç dakika sonra Tony gülümseyen bir yüzle yanıma geldi ve elini belime koyup dakikalardır konuştuğu kızı göstererek "Tatlım, bu Rachel, iş başvurusu için gelmiş. Konuştuk ve ikimiz için de şartların uygun olduğuna karar verdik. Tanışmak istersin diye düşündüm." dedi. O sözünü bitirdiğinde Rachel tokalaşmak için elini uzatmıştı ama ben olayı tam olarak kavrayıp sindiremediğim için hala Tony'nin suratına bakıyordum. Bana sormadan nasıl böyle bir karar verebilmişti ? 

Tony'nin gülümseyen ifadesi yerini şaşkın bir ifadeye bırakınca kendime gelip Rachel'in indirmek üzere olduğu elini sıkarak "Memnun oldum." dedim. Ve arkamı dönüp servisimi yapmaya devam ettim. Tony, Rachel'ı uğurladıktan sonra yanıma gelip elimden tuttu ve beni kasaya doğru ilerletti. Hafifçe yüzüme doğru eğilip "Sorun ne ?" diye sordu.

Kaşlarımı kaldırıp "Sorun mu ne ?" dedim ve hızlı bir şekilde konuşmaya devam ettim "Sorun senin bana danışmadan iş başvurusunu kabul etmen olabilir mi?" dedim. Şaşkınca suratıma bakıyordu. Birkaç saniye bir şey demeden öylece durdu. Tam yanından geçip gidecekken kolumdan tutup beni eski pozisyonuma döndürdü ve "Özür dilerim ben, bilemiyorum senin de onaylayacağını düşündüm ve elemana çok ihtiyacımız olduğu için kabul ettim." dedi. 

Gerçekten ne yapacağını bilemez görünüyordu. Az öncekinden daha yumuşak bir sesle "Yine de sorabilirdin Tony, burası artık senin pastanen değil, bizim pastanemiz. Lütfen bunu unutma." dedim ve yavaşça yanından geçip işimi yapmaya devam ettim. Günün geri kalanında çok fazla onun olduğu tarafa bakmamaya dikkat ettim. Tamam, yaptığı affedilmeyecek büyük bir hata değildi ama neden bilmiyorum kendimi cidden kötü hissetmiştim. 

Saat geç olmuştu ve pastanede müşteri kalmamıştı. Tony kasadaki paraları sayarken ben de yerleri siliyordum. Normalde işim bittiğinde Tony'nin yanına gidip onun da işini bitirmesine yardım ederdim ve eve beraber girerdik ama bu gece işimi bitirdikten sonra direkt eve çıktım. Kendime şaşırıyordum çünkü gereğinden fazla tepki verdiğimin farkındaydım. Ama neden bu kadar sinirlenmiştim ? Kızı gördüğüm andan itibaren başlamıştı bu sinirim. Acaba sadece basit bir kıskançlık krizi miydi ?

Üzerimi değiştirip pencerenin kenarına doğru yürüdüm. Buradaki pencerede aynı James ile yaşadığımız evdeki gibi bir oyuk vardı ve oraya oturmayı çok seviyordum. Yavaşça oturup dizlerimi kendime doğru çektim ve başımı dizlerime yasladım. Biraz sakinleşmeye ihtiyacım vardı yoksa gereksiz yere Tony'nin de kalbini kıracaktım. Birkaç dakika sonra Tony'nin pastaneden eve doğru çıkan ayak seslerini duyduğumda gözlerimi kapattım ve içimden 'Sakin ol Alex' diye tekrarlamaya başladım. 

Aşk PastanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin