Onun burada ne işi var? Andreas bu duruma ne tepki verecek? gibi daha bir çok saçma soru kafamda dolaşırken ona cevap vermeyi akıl edemedim.Yani karşımda şoka girdiğimi falan düşünüyor olmalı.Kapıyı açıp Harry dedikten sonra gözlerimi pörtlettim ve ona bakakaldım.Yani ne yapabilirim ki?Hepinizin ona bağırmamı beklediğinizi biliyorum.Ama yapamadım işte.Benim şoka girdiğimi gören Niall hızla kapıya gelip
'Heey iyi misin?' dedi
Ona da cevap veremedim.
Kafasını çevirip kapıya baktı ve o da benim gibi kaldı demeyi çok isterdim ama Niall sevgili Niall Harry'e bağırmaya başladı
'SENİ GERİZEKALI APTAL NASIL BİRİSİN SEN TAM HER ŞEYİ DÜZELTİYOR SEN ÇIKIP GELİYORSUN BOK ÇUKURUNA GERİ DÖN.'
bunları dediğini hayal meyal hatırlıyorum.Yani yere yığıldığımda bunları söylüyordu.Hızla öne atıldı ve beni kucaklayıp koltuğa ilerledi.Çocuklar ve Andreas(!) gözlerini pörtleterek bize baktı.Niall'ın kucağındaki ben ve arkamızdaki Harry.Rengi atmış yüzümün de gözlerinden kaçmadığına bahse girerim.
Andreas hemen yanıma geldi ve bana sarıldı.
'Tamam tatlım her şey geçti sen ve bebeğimiz iyi olacaksınız, ben burad-'
Bamm.Harry Andreas'a sıkı bir yumruk attı ve bağırdı 'SENİ GERİZEKALI SARIŞIN O BENİM'
Ne tepki vereceğimi şaşırmış bir halde öylece koltuğa uzanırken Zayn lafa atladı.
'Harry yapma lütfen,hadi biraz dışarı çıkıp hava al.'
Harry onu dinlemedi ve tam tersi yöne yani benim yanıma geldi ve hızla gözlerini gözlerime dikti.
'Sen benimsin' dediğinde yine o banyodaki anı yaşıyormuş gibi oldum.Yani deja vu işte.
Hipnotize olmuş gibiydim yine ama dalgınca kafamı salladım.Bu durumdan kurtulmaya çalışıyordum.Hızla ayağa kaltım ve yine (!) başım dönünce tam düşüyordum kin Harry beni tuttu.Sanki kırılmamdan korkuyor gibiydi.Beni yavşça koltuğa oturttu.Bizimkiler de film izliyormuş gibi bizi izliyorlardı.
Hızla ayağa kalktım odama-aslında Harry'nin odasına-gittim.Yatağıma uzandım.Ve olanları düşünmemeye çalıştım.Onu görünce bir anda yine eskisi gibi hissetmeye başladığım gerçeği ile Andreas konusunu düşünmeye başladım.Yani son günlerde Harry'i daha az düşünmemi sağlamış ve hep yanımda olmuştu.Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.Ya da ne hissetmem gerektiğini.
Dalgınca elimi karnma koydum ve 'Evet bebeğim,hiç bir zaman istenen kişi olamadım ve bu sefer seni de bu işin içine soktum.Harry de bizi istemiyor bebeğim.Keşke şu an...'devamını bu sefer benim değil başka birisinin hıçkırıkları böldü.
'Ah Tanrım kendimden nefret ediyorum.' dedi hıçkırıklarının arasında.Kapıya ilerledim ve onu kapının önüne çökmüş bir şekilde gördüm.'B-be-ben ' kekelemekten konuşamadığım için susmayı tercih ettim.Şu an bana sarılmaya ihtiyacı olduğunu biliyorum ama ne yapmam gerktiği konusunda gelgitler yaşıyorum.Kısa zaman önce bana benden nefret ettiğini hatta bebeğimizi aldırmak istediğini söyledi ama şimdi karşımda ağlıyor.Kalktım ve ona sarıldım.O da kollarını bana doladı ve belki bir gün çok mutlu oluruz diye düşünmeden edemedim.
Harry
Kendimden gerçekten nefret ediyorum.Onun hayatının içine ettim.Onu önce sevdiğimi sonra sevmediğimi söyledim.Lanet hisler.Ne yapmalıyım bilmiyorum ama onu bebeğimizle (!) konuşurken görmek beni öldürdü resmen.Bir de bana gelip sarıldı yani ben onu hak etmiyorum.Şimdi kollarımda uyuyor.Melekler gibi.
Bir de Andreas çıktı başımıza.Ondan nasıl kurtulabilirim bilmiyorum.Ne yapmalıyım bilmiyorum.
Uyandığımda yanımda değildi.Gerindim ve eski(!!!!!) odama baktım.Büyük bir kısmı aynıydı sadece bir piyano ve ek bir gardırop gelmişti.Tuvalete ilerledim.
Mutfağa indiğimde Bell bir şeyler pişiriyordu Andreas'ta arkasından ona sarılmış kulağına bir şeyler fısıldıyordu.Söylediği son şey onun kahkahalar atmasını sağladım
Onun yerinde ben olabilirdim.
Onun yerinde ben olabilirdim.
Onun yerinde ben olabilirdim.
Kafamın içinde yankı yapmasına engel olamadım.
Ne kadar mutlu görünüyordu.
Onun yerinde ben olabilirdim
Gözyaşlarımı serbest bırakıp arkamı döndüm.Odama-odasına- her neyse ilerledim.Kafamı yastığına gömdüm.Onun kokusu sakinleşmemi sağladı.Ama o an..
Onun yerinde ben olabilirdim.
Onunla şu an bebeğimize alışveriş yapıyor olabilirdik.Şu an bana sarılıyor olabilirdi.Ahhhh.
Bell
Andreas kulağıma fısıldadı.
'Harry şu an seni geri kazanmaya çalışacak sıradi plan ne?'
Kısa bir kahkaha attım ve konuşmaya başladım.
'Biraz süründürürüz diye düşünmüştüm ama hemen ayrılabiliriz.Hatta şu lanet şeyden kurutlalım.'
'Her şey bitti.Elveda' diye bağırdım.
Ne ama benden o gerzekle çıkmamı beklemeyin.Asıl olayları sizden gizlemiş olabilirim ama kendime ait bir sırrım bile kalmamıştı.Andreas aslında gay çıktı.Ne yani beni öpemedi bile.Gaylere karşı özel bir sempatim olmasa onu hemen boğardım sanırım.Konuştuk ve bir anlaşma yaptık.O bana yarımcı olacak yani sahte erkek arkadaşım olacak.Ben de onun en yakın arkadaşı olmaya devam edecektim.Bu nedense bana adil gibi gözüktü.
Andreas sessizce evi terk ederken Harry'nin yanına çıktım.Odama ilerken Ona ne demem gerektiğini düşünüyordum.Kapıyı yavaşça açtığımda karşımda beni kıpkırmızı gözlerle izleyen Harry'i görmek imkansızdı.Hadi ama o benim...
O benim için ağlamış olamazdı?
O benim için ağlamıştı....
BÖLÜMÜN KISALIĞI İÇİN ÜZGÜNÜM BİRAZ GRİP OLDUM VE ANCA YAZABİLDİM.hARRY'LE İLİŞKİLERİ NE OLACAK DERSİNİZ :D YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :D OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Torn
Fiksi PenggemarKüçük kalp atışlarıyla başladı her şey kelebek kanatları gibi atıyordu küçük kızın kalbi kıvırcık saçlı gamzeli çocuk için.Küçük kız nereden bilebilirdi hayatının aşkını o yaz tatilinde tanıyacağını.Ve o çocuğun her şeyi olabileceğini?Ona sahip olab...