Won't Stop To Surrender

1K 38 2
                                    

Yavaşça evi terk ederken sessiz olmaya çalışmamın hiç bir mantıklı açıklaması olmadığını göz ardı edersek her şey..kötü.Harry'ye uzun bir not bıraktım.Onu özleyeceğimi ve onu sevdiğimi yazdım.Gitmem gerektiğini ve Taylor'la mutluluğunu bozduğum için çok ama çok üzgün olduğumu eklemeyi unutmadım.Her ne kadar o beni sevmiyor olursa olsun benim onu hep seveceğim gerçeği göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir sızı bıraktı içimde.Ya da bu sevişmenin getirdiği aptal acılardan biri.Melodram filmlerinden fırlamış gibi hissetmem hoş değil.

Hızla eve geldim.Odama çıkıp kapıyı kitledim.Ve saatlerce ağladım.

1 Ay Sonra

Hayatım hala berbat .Bir aydır yaptığım en ilginç şey film almak için dışarı çıkmak.Her şeyi bırakmış durumdayım.Odamdan çıkmayıp bütün gün ağlıyorum.Ya da fan fiction okuyorum.Okuduklarımın hepsi tabiki Harry'le ilgili.Ve çoğunda (gerçekte olduğu gibi) Taylor kötü kadın.Belki de bunu sevmemin tek sebebi budur ne dersiniz?

Günlerdir konuştuğum tek kişi film satan adam.Bu çok acı verici.Hiç bir zaman çok sosyal biri olmadım ama bu kadar asosyellik benim için bile fazla.Lea'yı merak ediyorsanız sanırım beni biraz yanlız bırakmak istedi.Ona gerçekten kızmıyorum.Ben o depresyonda olsa yanından ayrılmazdım çünkü kişiliği bu yanlızlığı kaldıramazdı.Ama ben yanlızlıktan hoşlanıyorum.Bazen iyi gelse de bu kadar yanlızlık çok fazla.

Bir aydır telefonumu kullanmadığım gerçeğini göz ardı edip telefonumu açtım.Üç yüz otuz sekiz arama mı?!!?!?!?!?!?! Ne zamandır bu kadar sosyal olduğumu düşünmeden duramadım.

Hızlıca aramalara girdiğimde çoğunun Harry'den ve geri kalanının Niall'dan küçücük bir kısmının ise Lea'dan olduğunu görmek beni mutlu etti.Harry'nin beni araması mutlu etti işte.Her neyse.

Hızla televizyonu açtım.Karşım yine o nefret ettiğim magazin progragramlarından olmasının beni şaşırtmasını beklemediniz herhalde.Harry Styles dediklerinde dikkatimi habere yönelttim.Harry kızgın bir şekilde konser alanına giriyordu ve o şarkıyı söylerken konserde ağlıyordu.

'Bu b-bu' kekelemekten kendimi alamadım.

Bu sabah erken kalkıp hızla mısır gevreği yedim.Bütün gece rüyamda Harry'i o şekilde gördüm.Yani en son görüşmemizdeki gibi.İnanın hormonlarım kafayı yedi.

Size iğrenç hayatımın içindeki en güzel ayrıntıyı söyliyim.Artık saçlarım var.Henüz eski uzunluğuna ulaşamadı ama omzuma geliyor.Bunun beni ne kadar mutlu ettiğini söyleme gereği duymuyorum bile.

Koltukta oturmuş Skins izlerken bir anda karnıma yumruk yemişim gibi bir ağrıyla tuvalete koştum.Dakikalarca kustum.Kendimi berbat hissediyordum.

Yanlız kalamam gerektiğini düşünüp Lea'yı aramak iyi bir plan gibi gözüktü.Üçüncü çalışta cevap verdi.

'Berbat durumdayım sanırım bayılmak üzereyim yanıma gelir misin ?' Cevabını duyamadan her şey karanlığa gömüldü.

Harry

Lea telefonunu Niall'da unuttuğunu ve arayan olursa cevap vermemi istediğini Niall'dan arayıp söyledi.Kendimi sekreteri gibi hissettim.Ben bunları düşünürken telefonu çaldı.Hızla açtım.Daha cevap veremeden onun sesini duydum.

'Berbat durumdayım sanırım bayılmak üzereyim yanıma gelir misin ?'

Telefona bağırırken beni duymadı.Ya da bayıldı.Hızla arabaya bindim evine gelirken yediğim trafik cezaları umrumda değildi.Kapının aralık olması içimde kötü bir his uyandırdı ve hızla eve ilerledim kapıyı açmamla yerde yatan Bell'i görmem bir oldu.Elinde telefon vardı.Hızla onu kucağıma aldım.Odasına çıkardım.Görmeyeli ne kadar güzel olduğunu düşünmemek için burnumun ucunu ovaladım.Saçları uzamıştı.Çok kilo vermişti.Yani o bir tanrıça kadar mükemeldi işte.Yanına oturdum ve ona seslenmeye başladım.

'Bell...Isabell..'

'Bell...Isabell..hadi ama..'

'Bell..'

En sonunda gözlerini araladı.Derin bir nefes aldım.Onun mavi gözleriyle gözgöze gelmek bir aydır çektiğim acıyı tamamen unutturdu bana.

'H-ha-harry n-ne işin v-var burada?' 

'Lea telefonunu Niall'da unutmuş ben de Niall'daydım.Çalınca açmamı istemişti.' diye geveledim.

Bir anda rengi attı ve tuvalete koştu.Kapıyı arkadan kapattı.

Kapıyı yumrukladım.'Bell !'

'Bell aç kapıyı'

'Bell'

'BELL'

En sonunda kapıyı açtı ve yere çöktü.

'Hemen hastaneye gidiyoruz Bell.'

'Hayır Harry'

'İtiraz kabul etmiyorum' dedim ve onu kucağıma aldım.İnmek için çırpınsa da benim gücüme karşı koyamıyordu.Arabaya bindiğinde uykuya daldı.

Bell

Hastaneye gittiğimizde uyandım.Kendimi berbat hissediyorum.Harry'e döndüm

'Lea'yı arar mısın? Ya da Niall'ı? Böylece hızlıca Taylor'un yanına dönersin.'

Cevap vermedi.Bana öldürecekmiş gibi baktı.

Bir saat sonra Lea ve Niall geldi.İkisini ne kadar çok özlemişim diye düşündüm.Harry'i görmek bambaşka bir şeydi tabiki.Yani onu ne kadar çok özlediğimi tahmin edemezsiniz.

Bana kan tahlili ve bir kaç gereksiz test yapıldı.Doktor benimle yanlız konuşmak istediğini söylediğinde Niall Lea ve Harry'i tutup çekiştirdi.

Doktor bir bana baktı bir elindeki dosyaya baktı ve konuşmaya başladı.

'Bayan Abigail siz  hamilesiniz.Kemoterapinin etkileri bebeğinize zarar vermemiş.Bu çok şaşırtıcı bir şey.Tam bir aylık hamilesiniz.' dedi.

Nasıl yani?Neeeeee????? Hadi ama...Ben yani bildiğiniz ben hamile miyim.Daha evli bile değilim.

'Harry..' diye fısıldadım sadece.Doktorun duyduğunu hiç sanmıyorum bana gülümsedi ve odadan çıktı.

Odaya sadece Lea ve Niall'ı istedim.Ama Harry umursamayıp geldi.Hay bin kunduz.

'Çocuklar ben..b-b-ben..ben'

'Evet sen?' diye sinirle sordu Lea.

Derin bir nefes aldım.'Hamileyim.' dedim.

Niall gülümsedi ve 'AMAN TANRIM HASTALANDIĞINI SANIYORDUM BU ÇOK GÜZEL YAŞASIN ! ' bunların hepsini tek nefeste söylemesi hepimizi şok etti.

Lea'da aynı tepkileri verdi.Niall ile bana çay almaya gittiler.

Harry buz gibi soğuk bir şekilde  gözlerime baktı ve sinirle söylendi.'Babası kim?'

'Sence  kim Harry?' diye fısıldadım.

İşte başlıyoruz.

'Benden başka biriyle yattığına inanamıyorum.'

'Bu seni neden bu kadar çok ilgilendiriyor ?'

'Lanet olsun' diye fısıldadı.Gözlerimi dudaklarına dikmemiş olmasaydım yüksek ihtimalle söylediği şeyleri duyamazken bağırmamın hoş olmadığını düşünmemeye çalıştım.

'Seni gerizekalı senden başka kimseyle yatmadım.Senden başka kimseyle öpüşmedim ve senden başka kimseyi sevmedim.' dediğimde kızgın bakışlarının yerini mutlu bakışlar aldı.Ben de ağladım.

Baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi.'Kendimden nefret ediyorum'dediğinde tam bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki beni susturdu ve devam etti.

'Kendimden nefret ediyorum çünkü seni haketmiyorum, kendimden nefret ediyorum çünkü seni üzüyorum.Bence bunlar yeterli sebepler.' dedi.

Onu kendime çektim ve ona sıkı sıkı sarıldım.Dudaklarımı onunkilere bastırdım.

'Seni seviyorum Harold..'

'Seni seviyorum Isabell'

SONUNDA KAVUŞTULAR YEHUUUUU :D YORUMLARINIZ BEKLİYORUM :D :**

TornHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin