Death Or Alive?

929 31 3
                                    

Harry

Koridorda sessizce bekliyordum.Daha doğrusu bekliyorduk.Onu yoğun bakıma aldılar.Nedenini bana söylemiyorlar.Liam yanıma oturdu ve bir elini omzuma koydu.

'O iyi olacak Hazza'dedi gülümsemeye çalışarak.Bunun zoraki bir gülümseme olduğunu herkes rahatça görebilirdi.Ona sadece kafamı salladım ve telefonuma döndüm.Kafamı dağıtmak için Twitter'a girdiğimde gündemde dün hastaneye giriş yaparkenki sinirli ve telaşlı halimi biri çekmişti.Tabi bunun sonucu olarak Paul ve yönetimle de konuşmam gerekiyor.Onlar hala Bell'i..hatta bebeğimizi bilmiyorlar.Anne ve Gems'de bilmiyor...

Bir kaç zorlu saat sonrasında doktor gülümseyerek dışarı çıktı.'Harry Styles'dediğinde hızla ayaklandım ve önüne geldim.'Isabell'in durumu gayet iyi sadece küçük bir düşük tehlikesi yaşamış o kadar.Bu gece göz altında tutmak istiyoruz.'dedi.Derin bir nefes aldım 'Onu görebilir miyim?'dedim.'O da sizi bekliyordu.'dedi gülümseyerek.

Odaya ilerlerken heyecanla saçlarımı karıştırdım.İçeri girdiğimde bembeyaz yüzüne rağmen ışıldayan gülümsemesiyle 'Harry..'diye fısıldadı.Hızla yanına ilerledim ve saçlarını okşadım.Ona sarılıp kokusunu içme çektim.'Buradayım bebeğim...'diye mırıldanırken gülümsediğini hissediyordum.Kafamdaki düşüncelerden uzaklaşmamı sağlıyodu.Onu seviyorum.

Gece boyunca bana sarıldı.Uyurken onu izlemek en büyük hobim.Çünkü uyurken beni büyülüyor.Yani kim bu kadar güzel uyuyabilir?

Sabah uyandığında kısılmış sesiyle 'Günaydın Harry'dedi.Gülümseyip 'Günaydın güzelim' dediğimde gülümsemesi büyüdü ve küçük kollarını etrafımda daha sıkı sardı.Mutlulukla iç geçiriken 'Artık eve gidebilir miyiz Haz?'dedi.'Hemen gidiyoruz bebeğim.Hemen'dediğimde gülümsedi ve çıkışını almak için yanından ayrıldım.

Odaya tekrar döndüğümde giyinmişti.Çocuklar da onunla oturuyorlardı.Ben odaya girince Niall ile fısıldaşmayı kesti ve tedirgin bir şekilde bana döndü.Ona güvenle gülümseyip bu konuyu evde konuşmaya karar verdim.

Arabayı sürerken yanımda oturuyor olması bile bir mucizeydi.Yani onu kaybedeceğimi düşünmüştüm.Bunu kabuslarımda bile görmek istemediğimi fark ettim.

Eve geldiğimizde onun itiraz etmesine izin vermeden onu kucağıma aldım ve eve ilerledim.Odamıza vardığımızda yatağamıza uzandı ve 'Burada olmayı seviyorum.'dedi gülümseyerek.

Yanına uzandım ve saçlarıyla oynamaya başladım.Niall konusunu açmam gerekiyordu ama ona nasıl açacağım hakkında o kadar kararsızım ki.

O uyuduğunda acıkacağını düşündüm.Mutfağa indiğimde çocuklar da bir şeyler konuşuyorlardı ama yine fısıldayarak.

Louis sinirle Liam'a döndü ve yine fısıldayarak 'Bunu Harry'e söylemeliyiz.' dedi.'Niall gözlerini devirdi ve 'Bence buna Bell karar vermeli çocuklar'dedi.Dayanamayıp içeri girdim ve 'Bell bana ne söylemeli çocuklar?' dediğimde hepsi telaşla birbirlerine dönüler.En son Niall ayağa kalktı ve 'Harry şey..şey..' o bir şey söyleyemeden Bell konuştu 'Bunu bence ben anlatmalıyım çocuklar.'dedi ve Niall rahatlayarak oturdu.Ama hepsinin huzursuz olduğunu görebiliyordum.Bell elimi tuttu ve bahçeye ilerledik.Sandalyeyi işaret etti.Oturduğumuzda huzursuzca elleriyle oynuyordu.Derin bir nefes aldı ama konuşamadı.

'Bana her şeyi söyleyebilirsin Isabell'dediğimde kafasını olumlu şekilde salladı ve tekrar derin bir nefes aldı.'Harry....ben...şey....bebek zehirlenmesi olacakmışım'dediğinde kafam gerçekten karışmıştı.

'Nasıl yani?'dediğimde yine sıkıntıyla ellerine odaklandı.

'Yani bebeğimiz doğduğunda benim...tehlikem var.'

'Ne tehliken var Bell'

'Ölüm Harry ölüm tehlikem var.'

TornHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin