More Than This

996 33 4
                                    

Kafamın karışmış olması çok normal değil mi sizce de? Harry kadar dengesiz birini görmedim.Yani önce seviyor sonra bir anda sevmiyor,önce istiyor sonra istemiyor...Onu çözmek çok zor.

Hastane koridorlarında Harry'nin sevinç çığlıkları yankılanırken Taylor gözleri dolmuş bir şekilde bana baktı ve dudaklarını oynatarak 'Üzgünüm,onu seviyordum.' dedi.Ona sinirlenmem gerekirken haline acıdım.Sevdiği adam için her şeyini hatta onurunu feda etmiş bir kız oldu o benim gözümde.Tamam bende farkındayım tam bir kanatsız melek oldum.Ama bunu hamileliğe bağlayamaz mıyız? Annelik iç güdüsü falan?

Taylor yavaşça oturduğu yerden kalktı ve tek bir şey söylemeden hastaneden çıktı.Harry yanıma geldi ve elimi tuttu.Arabaya atladık ve eve gittik.Yol boyunca benden bir tepki bekledi ama içimdeki savaşla meşguldüm.Eve geldiğimizde hızla odaya çıktım.Çantamı kenara fırlattım ve yatağa uzandım.

Bir tarafım onu hemen affetmem gerektiğini söylerken diğer tarafım ona çektirmem gerktiğini söylüyordu.Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.İçsel savaşımı kapının yavaşça çalınması böldü.Niall yavaşça kafasını uzatınca onu onayladım ve yanıma geldi.

'Bir sorun mu var günışığı?'

'Taylor..'

'Yine ne yaptı Bell yemin ederim bu sefer onu öldüreceğim!'

'Sakin ol kaplan,sadece Harry'den hamile değilmiş..'

'Aman Tanrım..'

'Ama bu Harry'nin onunla ben hamileyken yattığı gerçeğini değiştirmiyor.'

'Bebek ne kadarlıkmış Bell?'

'Sanırım bir hafta Nialler yani doktor öyle bir şeyler söylemişti Harry'e'

'Gerzek Harry'

'Sadece bu konu hakkında düşünmemeye çalışıyorum.Oyunlardan çok sıkıldım Niall'

'Haklısın,bence bir tatile çıkmalısın'dediğinde öksürdüm.

Kızardı ve 'Şeyy pardon çıkmalısınız demeliydim.'dedi ben kahkahalarla gülerken.Niall Horan sizce de acayip tatlı değil mi?

Kapı tekrar tıklatıldığında Niall'ın dizine yatmıştım ve konuşuyorduk.Taylor ve Harry hakkında.Ah bir de Michael hakkında benimle dalga geçiyordu.

Harry odaya girdi ve bizi görüp öyle kaldı.Sinirle kızardığını görürken 'Bell, biraz yanlız konuşabilir miyiz?'dedi dişlerinin arasından.

Niall ayaklandı ve Harry'e yürüdü 'Heey dostum sakin ol'diye onu tutmaya çalıştı.

Harry yine sinirle derin bir nefes aldı.Onu neyin sakinleştireceğini biliyordum.Niall'a işaret ettim ve odadan çıktı.Rahatsız olduğunun farkındaydım.Beni Harry'le yanlız bırakmak istemiyordu.Onu sakinleştirmek için ona gülümsedim ve 'Sorun yok' diye fısıldadım.Merdivenlere yöneldiğinde kapıyı yavaşça kitledim.

Ben Harry'e doğru ilerlerken o da bana doğru geliyordu.Hızla boynuna atladım ve kulağına yöneldim 'Sakin ol Harry' kollarımı etrafında sıkılaştırarak diğer kulağına ilerledim.'Ben buradayım'yutkundum ve devam ettim.'Ben seninim' dediğimde kollarını etrafımda sıkılaştırdı ve dudakları dudaklarımı buldu.Öpüşü hiç olmadığı kadar yavaş,güzel ve mühürleyiciydi.Bir yemin gibiydi.Öpücüklerinin arasında bir anda dudaklarımdan çekildi 'Seninim'dedi ve öpüşü derinleşti.Birlikte yatağa yattık ve kollarını etrafıma doladı.Kafamı göğüsüne yasladığımda ellerimizi karnımda birleştirdi.Mutlulukla iç geçirdim.Ben onundum.İlk defa bu gerçekti.

Kafama öpücükler kondururken şarkı mırıldanmaya başladı.

I’m broken, do you hear me?

I’m blinded, ’cause you are everything I see,

I’m dancin’ alone, I’m praying,

That your heart will just turn around,

And as I walk up to your door,

My eye turns to face the floor,

‘Cause I can’t look you in the eyes and say,

When he opens his arms and holds you close tonight,

It just won’t feel right,

‘Cause I can love you more than this, yeah,

When he lays you down,

I might just die inside,

It just don’t feel right,

‘Cause I can love you more than this,

Can love you more than, this

If I’m louder, would you see me?

Would you lay down

In my arms and rescue me?

‘Cause we are the same

You saved me,

When you leave it’s gone again

Sesini dinlerken uykuya dalmak kadar mükemmel bir şey olamaz..Tanrım onu çok seviyorum.

Sabah uyandığımda hala yattığımız şekildeydik.Kıpırdanmaya başlayınca Harry gözlerini araladı ve kollarını gevşetti.'Günaydın annecik (elini karnına koyar) Günaydın bebeğim' gülümsemem büyürken ona sarıldım ve mırıldandım 'Günaydın babacık'

Kahvaltıya elele indiğimizde beş şaşkın surat önce ifadelerimize baktılar daha sonra ıslık çalmaya ve kutlamaya başladılar.Gerçek ailemi bulmuş gibiyim.Kendi benliğimi.Sanki Harry benim günışığım.Gerçek olmamı sağlayan yerçekimim.Hiç birini canınız acıyacak kadar çok sevdiniz mi?Çoğu yerde bunu atlarlar.Filmler bundan bahsetmez,kitaplarsa kurgusaldır.Ama gerçek aşk..Onu anlamazsın sadece ve sadece hissedersin.Hem de bütün hücrelerinde.

Kahvaltıda durmadan bir daha küsmemizi ayrı görmek istemediklerini sayıyorlardı sırayla.Louis bile bu duruma sevinmişe benziyordu.Çünkü bilirsiniz Harry'le olan gay ilişkilerini bozduğumu düşünüyordu.Hatta bir keresinde bana yuva yıkanın yuvası olmaz demişti.Yanından ayrıldıktan sonra kahkahalar atarak güldüğümü göz ardı edebiliriz bence.

Kahvaltıdan sonra odamıza çıkıp rahat bir kot pantolon üzerine de Harry'nin tshirtlerinden birini geçirdim.Aşağıya indiğimde Harry beni bekliyordu.'Bu gün bir yere gitmemiz lazım.'dedi gülümseyerek.

'Tamam' diye mırıldanıp çantamı almaya çıktım.Aşağıya indiğimizde Louis havuç yiyordu.Hızla ona koştum ve havuçlarından birini aldım.Evin içinde beni kovalıyordu.Harry kaşlarını çatmış bizi izliyordu.'Hadi Bell.'diye söylendi.Kahkahalar atarak 'Hayıır'diye bağırdım.Harry öne atıldı ve beni tuttu havucu Louis'e uzatırken derin bir nefes aldım.Beni arabaya sürüklerken tek ses çıkaramadım.Bu sefer ne olacak diye beklemeye başladım.Şu an kaldığımız toplu evin çok yakınında bir evin önünde durduk.Yavaşça arabadan inerken Harry'ye soran gözlerle baktım.Gülümsemesi sırıtışa dönerken beni evin önüne getirdi.Cebinden anahtarları çıkardı ve yavaşça içeri geçtik.

'Neden buradayız Harry?' dediğimde bana ışıldayan gözlerle döndü.'Sana bir süprizim olduğunu söylemiştim,hem de büyük bir süpriz.'dedi omuz silkerken.

'Evimize hoş geldin Bell.'dedi ve ben daha şaşkınlığımı üzerimden atamamışken bir anda tek dizinin üzerine çöktü ve bana elini uzattı.Yavaşça elini tutarken küçükken ona aldığım forever kolyesini çıkardı ve kulağıma yükseldi.Sıcak nefesini hissedince ayaklarım titremeye başladı.'Benim sonsuzluğum olur musun?' dediğinde birinin beni çimdiklemesini bekledim..

EVET ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜMÜM BÖYLE OLDU.BİRAZ KISA OLDU AMA YARIN YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM.SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM:)))YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

BU ARADA YANİ HİKAYEM LİTTLE THİNGS'E GÖZ ATMAYI UNUTMAYINNNN ÖPÜLDÜNÜZ :*

TornHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin