I Miss You

959 34 9
                                    

Öncelikle bu kadar geç yazdığım için çok özür dilerim, Adapazarı'na taşındık ve hala internetimiz bağlanmadı bayramda çok fazla bölüm yazma gibi bir planım vardı ama annemin teyzesi kanser oldu ve onun yanından ayrılamadım daha sonra ben çok hasta oldum hatta bu  gün serum bile yedim yani bir sürü kötü şey oldu ve yazamadım gerçekten çok üzgünüm bu konuda çünkü bu satırlar içimi dökebildiğim nadir yerlerden yine de beni ve hikayemi unutmadığınız için çok teşekkür ederim sizleri çok seviyorum canlarım :**

Gözlerimi hastanede açmak o kadar zor geliyor ki.Her gece rüyalarımda sarılıp doya doya öptüğüm yüzü kalın bir camın arkasından berbat bir halde görmek en kötüsü sanırım.En azından başıma gelenlerin en kötüsü.Kendimi kara bir deliğin içinde gibi hissediyorum sanki bir şey beni içine çekiyor ve ondan uzaklaşıyorum.Hem de kilometrelerce.Onu bu şekilde görmek dayanılmaz hala uyanmadı,tek bir parmağını bile kıpırdatmadı.Keşke gözlerini açsa..

Günlerdir ortalarda gözükmeyen doktor sonunda bizim bulunduğumuz odaya uğramıştı.Önce öksürdü daha sonra gözlerini bana dikti ''Bay Styles Bayan Abigail'in durumu günden güne kötüleşiyor eğer iki gün daha gözlerini açmazsa bebeği alıp beyin ölüünün gerçekleştiğini bildirmek zorundayız sonra da kablola..'' ''KES SESİNİ SENİ GERİZEKALI O UYANACAK O.... O UYANACAK!!!!'' avazım çıktığı kadar bağırıyordum doktor odadan çıktığında koltuğa yığıldım.

Siz hiç çok sevdiğiniz birini kaybettiniz mi ? Ben sanırım şu an kaybediyorum.Korkutucu sona yaklaşıyorum.Ve onu kaybetmeye hazır değilim.Kim sevdiğinin elinden kayıp gitmesini ister ki.Bense şimdi bunun her saniyesini izleyeceğim.Ona veda edemem.Ondan gidemem onun da gitmesine izin veremem.

Duş almak için eve gidecektim.Tam ayağa kalktım ki büyük bir bağırış ardından çığlık sesleri gelmeye başladı.Yoğun bakımın camına baktığımda Bell bağırıyordu.O UYANMIŞTI. Sevinçle zıplarken gözyaşlarımı tutmakta zorlanıyordum.Çılgınlar gibi bağırıp dans ediyordum.Onu kaybetmiyordum.Onu kaybetmek zorunda değildim.

Bell

Çığlıklarım hıçkırıklarıma karışırken gözlerimi zorla araladım.Günler ya da haftalar sonra bilincimin yerinde olması çok garip gelmişti.Korkunç bir şeyler gördüğümü hatırlıyordum ama ne olduğu hakkında en ufak bir tahminim yoktu.Bir kısmının Harry'le ilgili olduğunu hatırlıyor gibiydim ama bundan da emin değildim.Kendimi fazlasıyla sersemlemiş gibi hissediyordum.Derin bir uykudan uyandığımızda hissetiklerimiz gibi ama daha kötüsü.Acaba bu gün günlerden ne? Ya da hangi aydayız? Bir yıldır uyuyor olmam imkansızdır herhalde yani öyledir değil mi?

Bana sakinleştirici bir iğne yaptıklarında tüm kaslarım gevşedi kendimi daha rahat hissettim sanki sorhoşmuşum ya da kafam güzelmiş gibi.İçeri Harry girdiğinde gamzelerini görebiliyordum.Onlara uzanıp öpmeyi istediğimi düşündüm.Keşke ona uzanabilsem derken beynimde bir şimşek çaktı.O aptal telefon konuşması arabanın çarptığı an savrulduğumu ve kafamı çok sert vurduğumu hatırlıyorum bir de devamı yok.Yani ondan sonra ne oldu.Ha bir de telefon konuşması.Şu Harry'le yaptığımız ''MALUM'' konuşma.

Ona sinirli olmam gerekirken onu karşımda gördüğüm için sirtaki bile yapabilirdim.Böyle gelsin tabaklar çalsın müzik falan.Ben neler düşünüyorum ya kesin iğnenin etkisi.

Harry kocaman bir gülümsemeyle yattığım sedyeye yaklaştı.Gözlerinin yeşili hiç bu kadar yoğun olmamıştı.Ya da ben onu çok özlemiştim.Sedyede duran kablolarla çevrili elime uzeeti kocaman elinin içinde çocuk eli gibi kalmıştı ellerim.Ellerinin sıcaklığı beni çok rahatlatıyordu.''Bell..seni..seni kaybedeceğimi sanmıştım.Tanrım..çok çok şanslıyım.Bell ben tam bir aptalım ben..ben''

Çatallaşmış sesime rağmen ''Sus ve bana bir öpücük ver Harry'' dedim.O da ben de benden böyle bir tepki beklemiyorduk.İkimizde şaşkınlıkla gözlerimizi açarken Harry yavaş yavaş bana doğru eğildi zorlukla kekeledim ''İ-is-tt-emezsen ş-şş-eey y--a-ani'' saçmalamı dudaklarının yavaş dokunuşu böldü.Dudaklarım üzerinde ahenkle dans eden yumuşak dudakları.Monitör çıldırmış durumdaydı ve daha da hızlanıyordu en sonunda biip sesi geldiğinde Harry korkuyla geriye çekildi ''Sana karşı daha dikkatli olmalıydım'' dedi gülümsemesinin arasında.Aldığım öpücüğün verdiği mutlulukla arkama yaslanırken yavaş yavaş kendimi uykuya teslim ettim.Çünkü biliyordum gözlerimi açtığımda yine burada olacaktı.Ya da ben sadece buna kendimi inandırmak istiyordum.Ama bunu bir önemi yoktu önemli olan şu an yanımdaydı beni, beklemişti.İstemediği beni..

Yavaşça gözlerimi araladığımda yoğun bakımın dışında olduğumu anlamıştım.Sanırım normal odadaydık.Yavaşça kendimi inceledim.Her bir parmağımda çizikler vardı.Karnım en son gördüğümden bu yana çok fazla büyümüştü.Ayak parmaklarım buz gibiydi her zamanki gibi ama onları oynatmak kendimi iyi hissettirmişti.Odada gözlerimi gezdirdiğimde yanı başımda rahatsız hastane sandalyelerinden birinde uyuyakalmış Harry'i gördüm.Saçları dağılmıştı ve çok masum görünüyordu.Ellerim ellerinin içindeydi.Yavaşça yatakta kıpırdandım.Vücudumdaki ağrı yüüznden inlememi bastıramadım.Harry telaşla gözlerini açtı ve hızla bana doğru geldi.''İyi misin bebeğim?'' dedi oldukça tedirgin bir sesle.Ama beni ilgilendiren kısmı ise bebeğim demiş olmasıydı.YaniHArry bana..her neyse.

Düşüncelerimden sıyrılıp sorusunu gülümsememle yanıtladım.Rahatlamış bir şekilde gülümserken hemişire bulmak için odadan çıktı.Hemşireyle bir döndüklerinde bana kibarca gülümsedi.Ultrason ve daha başka bir sürü test yapıldı bana.Kendimi kobay fareler gibi hisseetim ve bu durumdan hızlıca kurtulmayı umdum.Öleden sonra çocuklar beni ziyarete geldiler.Liam beni görünce gözyaşlarını tutamadı ve yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.Niall bana Nando's tan büyük boy kanat alacağını söyledi ve yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.Zayn ise beni dövmeciye götüreceğini söyledi.Harry önce numaradan öksürdü ve sonra bana gülümsedi.Bu olay hepimizi kahkahaya boğdu.Louis ise bana havuçtan ev yapacakmış.Öyle dedi.Hep birlikte saatlerce konuştuk ,klüçük hastane televizyonundan yemek programları izleyip onları eleştirdik.Ziyaret saati bittiğinde yanımda kalacak kişi için tartıştılar.Harry esti gürledi ve o yanımda kaldı.

Herkes gittikten sonra yavaşça yanıma oturdu.''ÇOcukların gelmesi iyi oldu değil mi ?'' dedi kibar bir şekilde YAvaşça kafamı salladım ve ''Kesinlikle Hazz'' dedim.Ona seslenme şeklimi duyunca gülümsemesi sırıtışa dönüştü.Esnediğimde ''uyu istersen bu gün çok yoruldun'' dedi.Kolundan tutup onu sedyeye doğru çektim.''Birlikte uyusak olmaz mı?'' diye mırıldandım uykulu bir şekilde.Yavaşça yanıma uzandı ve kollarında huzurla uyudum.

TornHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin