Ölüm Meleği-8-

290 12 3
                                        

Multimedia : Adnan Baran

Arabasının kapısını açtı ve dışarı çıktı. Karanlığın kokusunu çekti içine. Cebinde duran toka ile saçlarını topladı. Arabanın bagajından uzun demirleri çıkardı. Onları yere atıp bagajı kapattı. Ceketinin cebinden sigara paketini çıkardı ve sigarasını dudaklarının arasına aldı.

Arabanın kapısına yaslandı. Baktı önündeki karargaha. Bu pis bina onun hayatıydı. Zirvedeydi. Güçlüydü. İnsanlardan nefret ederdi.

Sigarasını bitirdikten sonra yere attığı demirleri tekrar aldı. Karagahın demir kapısını araladı ve içeriye girdi. Burnunu küf ve yosun kokusu doldurdu. Yaverler ona selam verdi. Uzun koridorda yürümeye devam etti.

İki kat merdiven indikten sonra işkence odasının kilitli kapısını açtı.
Elleri geriden demir sandalyeye bağlı adama baktı. Elleri ve ayakları zincirden dolayı morarmıştı.
Yaverine soğuk bir bakış attı.

"Uyandırın" dedi ve demirleri masaya bıraktı. Boş beton odaya gözlerini gezdirdi. Yerde duran balyozu eline aldı. Adamın yakınına bıraktı. Yaverleri su dolu kabı adamın üzerine döktü. Yarı çıplak adam hızla gözlerini araladı. Kırmızı gözlerle inceledi etrafı.

Ölüm meleği ceketini çıkardı. Sıfır kollu siyah atleti ile kalmıştı. Uzun demirleri eline aldı ve adamın karşısına geçti.

"Ne yapacaksın?" Dedi adam korkuyla demirlere bakarken.

Ölüm meleği adama bakmadan işine devam etti. Balyozuda yanına aldı. Yaverlerine işaret verdi. Adamın kollarını tuttular. Zincirlere bağlı olsa bile hareket etmemesi lazımdı.

"Şimdi..." dedi adama bakarak. Bağlı olduğu sandalyeye korkuyla sindi adam.

"Bana patronunun ismini ver. Bende seni rahat bırakayım. Yoksa acı içinde kıvranacaksın" dedi elindeki demire bakarak.

"Asla söylemiyeceğim." Dedi sinirle.

Ölüm meleği diretmedi. Demirin bir tanesini adamın dizine diklemesine koydu. Bir yaver demiri dik bir şekilde sıkıca tuttu. Ölüm meleği balyozu aldı.

"Söyle." Dedi adama bakarak.

"Asla." Dedi adam. Korkuyordu. Fakat söylemiyecekti. Fazla tırsak bir adam olduğu belliydi. Melek onu rahatça kandırabilirdi.

Melek ağır balyozu havaya kaldırdı ve demire sertçe bir darbe indirdi. Adam bağırdı. Dizine geçen uzun demire baktı. Ölüm meleği durmadı. Demire bir kez daha vurdu. Adamın dizine daha fazla girdi demir. Kanlar her taraftan akarken adam acı içinde ağlıyordu. Bağırıyordu. Tükürükler saçıyordu etrafa. Saçları terden anlına yapışmıştı. Yüzü kırmızı bir hal almıştı. Adam boğazları parçalanırcasına bağırıyordu.

Ölüm meleği başka bir uzun demir aldı. Adamın diğer dizine diklemesine koydu. Diğer yaveri sıkıca kavradı demiri. Melek balyoz ile demire sertçe vurdu. Adamın acısı ikiye katlandı. Yerde kandan göl oluşmuştu.
Ölüm meleği bir balyoz darbesi daha indirdi. Sonunda bir demir adamın dizini delip geçti. Diğerine de indirdi acımasız darbelerini.

Adam titriyordu. Kusuyordu. Korkmuştu.

"Hala daha şansın var" dedi nefes nefese. Balyoz onu yormuştu. Terlemiş anlını eliyle sildi.
"Söyle ve kurtul. Yoksa sen acı ile ölene kadar durmadan devam edeceğim. Eğer ölmemekte direnirsen kızaran bir demirim var. Ağzından içeriye onu sokup seni dilsiz bırakırım. Aklına gelen bütün işkenceleri tek tek uygularım üstünde. Şimdi karar ver!" Dedi sert bir şekilde.

Ağlamaya devam etti adam. Bir süre içinden demir geçmiş ve parçalanmış dizine baktı.
Dizindeki etler kopmuş ve kan akıtıyorlardı.
Melek balyozu eline tam alacağı sırada adam konuşmaya başladı.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin