Ölüm meleği -10-

217 12 2
                                        


Eline doladığı saçı çekiştirerek sürüklemeye devam etti. Pantolonu otlardan dolayı ıslanmıştı ve üzerindeki kan öylece kurumuştu.
Ormanda yarım saatten fazla yürüyerek elindeki cesedi sürüklüyordu.

Yanında ise ona en yakın olan yaveri vardı.
"Şunu bir yere atıp kurtulsak daha iyi olurdu." Dedi yaver.

"Hayır, cesedini yakmamız gerek. Bulunmaması lazım." Dedi. Ona kalsa o da yaveri gibi düşünüyordu. Fakat patronu temiz bir iş istemişti.
"Güzel saç." Dedi yaveri ölmüş adamın uzun saçlarına bakarken.

Gün daha doğmadığı için ormanda rahatça ilerliyorlardı. Sabahın ilk saatleriydi.
"Diğerleri Nerede?" Dedi melek.

"Biraz daha ilerde." Derken yaver elindeki büyük küreği yere sürterek ilerletiyordu.

Sessizce ilerlemeye devam ettiler. Adnan Baran bazı adamlarını ölüm meleğini yok etmek için göndermişti. Fakat yok olan kendi adamlarıydı, cesetleri kalan adamları ormanda yakmayı planlıyorlardı.

Patronu polislerin cesetleri bulmasını istemiyordu. Gazetelerde yeniden cinayet manşetleri olmamalıydı. Çünkü örgütün gizlilik politikası yavaş da olsa çiğnenmeye başlamıştı.
Melek bunlarla uğraşırken bir yandan da bir hafta sonra olan toplantı için hazırlanıyordu. Çok gizli bir toplantı olmasının yanı sıra bütün düşmanların birlikte olacağı bir toplantıydı. Kendi örgütüne zıt giden dört örgüt beraber toplanacaktı. Ölüm meleği böyle şeylerin dışında kalmak istesede toplantıda Adnan Baran olacaktı ve bu onun için gayet iyi bir kozdu.

Bu büyük toplantı, dört örgüt birleşsede kendi melek örgütünün gücüne sahip olamayacaklarıdan dolayı güç birleştirme toplantısına benzer bir şey yapacaklardı.
Bu büyük örgütü devirmek niyetindeydiler.

Ölüm meleği takip ettiği adamlardan bu kadarıyla sınırlı bilgi almıştı ve geri kalanlarını tahmine bırakıyordu.
İki haftadan beri düzgün bir şekilde uyumamış ve adamları takip etmişti.

Toplantıya nasıl gizlice girebileceğini düşünüyordu ve kafası fazlasıyla doluydu. Saçından tutup sürüklediği adamı çekmeye devam etti.
Bir süre sonra yaverinin adamlar için kazdığı yere gelmişlerdi.
"Kaç tane var?" Dedi melek mezara benzer şeyin içine bakarken.
Derin bir çukurdu ve birden fazla adamların cesetleri vardı.

"Tahminen beş veya altı. Tam olarak saymadım." Dedi yaver. Çukurda üst üste dizili adamların cesedi kokmaya başlamıştı. Ölüm meleği saçından sürüklediği adamı ayağı ile yuvarlayarak çukura attı. Yaveri getirdiği kürek ile bir kaç kere cesetlerin üstüne toprak fırlattı.

Melek yaverinin yanına getirdiği mazot dolu bidonu eline aldı çürümek üzere olan adamların üzerine döktü. Cebinden çakmak çıkartarak yaktı ve adamların üzerine attı. Anında alev alan cesetlerin cızırtılı sesini dinledi bir süre melek. Mavi karışımı kırmızı alev yaverinin yüzünü bile aydınlatacak kadar fazlaydı.

Ormanda işleri bittiğinde neredeyse güneş doğmuştu. Yaverinin dönüş yolunda çenesi düşmüştü ve melek hem konuşmaktan hemde dinlemekten nefret ediyordu.

"Toplantı için yeterli bilgi buldun mu?" Dedi yaver.

"Sayılır."

"Nerede olacakmış?"

"Bilmiyorum."

"Yerinin bile daha nerede olduğu bilmiyorsun. Toplantı hakkında bilgi nereden elde edeceksin ve etkisiz hale nasıl getireceksin?"
Ölüm meleği yaveri ile arabasına bindi ve karargaha doğru sürmeye başladı.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin