Bölüm -31-

294 5 0
                                    


Ölüm Meleği

Bölüm Şarkısı : John Frusciante-
Scratches

Duygularımızın önünü kesemeyiz. Buna izin vermeyen taraflarımıza yenik düşeriz. Peki ya sonra? Sonuna kadar bağlı kalabilir miyiz? Hayatımızın sonuna kadar aynı şekilde, aynı kişiyi sevebilir miyiz? Bunun cevabını sanırım onun gözlerine baktığımda aldım. Eğer doğru kişi oysa, hayatımın sonuna kadar aynı şekilde, aynı adamı sevebilirdim.

Nerede olursam olayım. Ölümün ucunda, korkunun doruk noktasına, çıkmazlarda... tüm her şeyde. Onun gözlerine baktığımda hepsi uçup gidiyordu.

Kısa bir zaman diliminde yaşadıklarımla bunu kanıtlamıştım. Elimdeki telefon kayıp yere düştüğünde kendimi topladım. Bora arkasını dönüp yürümeye başladığında Kaya'ya bir bakış atıp Bora'nın peşinden ilerledim. Dün gece yağan yağmurun izleri uzun otlarda kalmış, pantolonumun paçalarının ıslanmasına neden oluyordu. Umursamadan koştum ve son anda Bora'ya yetişip nefes nefese kolunu kavradım. "Bekle!" Dedim sinirle.

Bana döndü. "Ne beklemesi? Sana inanmamaları gerektiğini söylemiştim." Dedi. "Biliyorum, haklısın ama önce beni dinle. İlk kez böyle oldu. Beni dinlemene ihtiyacım var Bora." Dedim hızla. Onu ikna etmenin bir yolunu bulmalıydım. "Seni dinlemek istemiyorum. Sen bize ihanet ettin." Dedi ve yoluna devam etti. Önünü kesip onu yeniden durdurdum. "Bak, bunu sakince konuşalım. Şu an bana sinirlisin. Seni anlıyorum ama anlatmama izin ver. Sadece biz konuşana kadar kimseye bir şey söyleme, ne istiyorsan yapacağım. Buna rütbemde dahil." Dedim. Yapacak son çarem buydu. Onun için hayatımdaki en değerli şeyden vazgeçiyordum.

Bora biraz düşünüp bekledi. "Tamam, en yakın zamanda bana ulaş. Fazla beklemeyeceğim." Dedi ve yanımdan hızla uzaklaştı.

Derin bir nefes aldım ve arkama dönüp Kaya'ya baktım. Mimiksiz bir şekilde beni izliyordu. Yavaş adımlarla yanına ilerledim. Sessizce birbirimize baktık. "Burada durmayalım. Benimle gel." Dedim soğukça. Ben önden ilerlerken o da arkamdan geliyordu. Yerde duran telefonu alıp cebime koydum. Arabaya kadar yürüdük ve direksiyona geçtim. Sırt çantamı çıkartıp arka koltuğa attım. Kaya'da yan tarafıma bindi. Kendimi onun varlığına hâlâ daha alıştıramamıştım.

Arabada sessizce ilerledik. Evimin önüne geldiğimde arabayı durdurdum ve öylece bekledim. İkimizde oturmuş camdan dışarıya bakıyorduk. "Neden geldin?" Dedim sonunda kendimi toplayıp. Gözlerimi camdan çekmeden bekledim. "Beni takip ettiğini anladım. Olanları biliyorum." Dedi.

"Olanları bildiğin hâlde geldin, öyle mi?"

"Evet."

"Senin bir şey bildiğin yok." Dedim sinirle. Kendimi onun için riske atmıştım. Rütbemden vazgeçmiştim. Şimdi karşıma çıkmış sakince oturuyordu.
"Anlat o zaman."

"Buraya gelmemeliydin. Senin için herkese yalan söyledim." Dedim. Gözlerimi yumdum ve biraz bekledim. "Ben geldim çünkü bazı şeyleri fark ettim."

"Ne gibi?" Dedim ve ona döndüm.

"Olmuyormuş. Sensiz yani," dedi ve bekledi. "Giderken arkamda bıraktığım izleri silemem, evet. Bazı şeylerden emin olduktan sonra verdiğim kararların peşinden gitmeye karar verdim. Bu yüzden buradayım."

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin