Bölüm-24-

316 13 2
                                    


Multimedia : Özgür Yılmaz

Yalanlar, hayatımızdaki gerçekleri saklamak için bir maskedir. Onunla en kötü şeyleri en iyi hale getirmiş gibi yapabiliriz. Yada en iyi şeyleri en kötü hale getirmiş gibi yapmak içinde onu kullanabiliriz.

Yalanlar, bizi saklar. Gerçek kişilikleri arafta bırakır. Böylece yalan söyledikten bir süre sonra bizde yalan kişiliklerimize gerçek muamelesi yaparız. Fakat gerçek kişiliklerimiz her zaman içimizdedir. 
Bizi izleyip durur. Ve yalan söylediğimiz için ne kadar aciz olduğumuzu fısıldar kulağımıza...

Gözlerimi ekrandan alamıyordum.
Neden inanmakta bu kadar zorlanıyordum?
Benimde ondan sakladığım onca şey vardı. Ona söylediğim onca yalan varken onu içimdeki mahkemede suçlamak doğru muydu?
Ama ben ondan böyle bir şey beklemiyordum.

Kaya bana kahve almak için bir dükkana girmişti. Telefonuna mesaj geldiği zaman ilk başta tereddütte kalsamda sonunda telefonu elime alıp gelen mesaja baktım.
Yine annesi mesaj atmıştı. Ve ben geçen bu bir aydır annesi sayesinde bir sürü şey öğrenmiştim. 

Gördüğüm mesaj beni tamamen değişik bir duyguyla kaplamıştı. Ben ilk kez bu kadar fazla şaşırıyordum. Bu şey çok farklıydı. İçimde hayal kırıklığına uğramış bir taraf vardı.
Onun bana her şeyi söylediğini zannediyordum. Çünkü bana karşı beslediği sevgi öylesine taze ve saf gibiydi ki. Fakat herkes gibi onunda sakladığı şeyler vardı.
Bunu normal bir şey olsa kafama takmazdım bile.

Ama tanıdığınız birini aslında ne kadar tanınıdığınızla ilgili bir şey ise, bu içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Ve ben sinirlerimi kontrol edemeyen biriydim. Kendi kontrolümü bile kaybetmiştim.
Böyle bir şey görmek beni sinirden deli etmişti.

Telefonun ekranında bakıp Kaya'nın annesinin ona ne yazdığını bir kez daha okudum.

Gelen mesaj: Annem
'Mutlu yıllar oğlum, bu bizsiz geçirdiğin ilk doğum günün değil. Bu yüzden kendimi teselli edebiliyorum.
Fakat gözümün önüne küçüklüğünden bu yana bütün hallerin geldikçe göz yaşlarımı tutmakta zorlanıyorum.
Nasıl da zaman geçti bilmiyorum. Kucağımda emzirdiğim bebeğim şimdi 22'inci yaşını dolduruyor. Seni seviyorum tatlım. İyiki doğdun.' (20:35)

Kaya 22'inci yaşını dolduruyordu. Bir lise öğrencisi olamayacak kadar büyüktü.
Bugün Kaya'nın doğum günüydü.
Ve ben öğrendiğim gerçek karşısında bir şey yapmadan duruyordum.

Neyin peşindeydi?
22'inci yaşını dolduran bir adamın lisede ne işi vardı?

Aklıma ise tek bir şey geliyordu. O da,
Kaya'nın beni yalandan bir sevgiye inandırıp gercekteki kimliğimi öğrenmek istemesiydi.

Okula geldiği ilk günden beri peşimi bırakmamıştı. Gerçekten o böyle bir şey yapabilir miydi?
Önce Defne denilen kız şimdi ise, yaş meselesi...
Kafam tamamen karışmıştı.
Kaya kimdi?
Benim tanımadığım Kaya kimdi?

Arabanın kapısı açıldı ve soğuk tenime kadar işledi.
Telefonu, Kaya gelmeden yerine koyduğum için beni telefonu elimde görmemişti.

Yüzüne bakamayacak kadar sinirliydim. Gözlerimi yağmurdan dolayı ıslanan yoldan ayırmadan beklemeye çalışıyordum. Fakat Kaya'nın kokusu burnuma dolunca ne kadar böyle durabileceğimden emin değildim.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin