Ölüm meleği -9-

221 12 0
                                    

Multimedia : Ural Çetin

Gece saat 02:59'du. Yavaş hareketlerle gözlerini ovuşturduktan sonra laptopu kapattı. Çarşafı bile olmayan yatağın bir kenarına laptopu koyduktan sonra kollarını gererek üzerindeki mayışmayı yok etmeye çalıştı.
Tam bir haftadır karargahtaydı ve bundan çok memnundu.
Uzun bir süre boyunca bu sevmediği odaya bile adım atmamıştı.
Çünkü, Adnan Baran'ın adamları her yerde onu arıyordu.
İşlerini rahat yürütebilmek için bir süre dışarda bulunmak zorundaydı.

Normalde olsa Adnan Baran'ın onun peşinde olması umurunda bile olmazdı. Fakat gerçek kimliğinin ortaya çıkmasını istemiyordu.

Şu anda bulunduğu yalancı kimlik sayesinde isteği kişiliğe bürünebiliyordu. Onun çok fazla yalancı kimliği vardı.
Çünkü ölüm meleği kişilikten kişiliğe bürünerek birçok insanı rahatça öldürebiliyordu.

Boyası sökülmüş ve yosunlaşmış duvara baktı. Duvarda bir sürü kağıt ve resim yapıştırmıştı. Büyük bir plan yapıyordu.
Kurbanlarının resimleri olduğu tarafa neredeyse bir aydır fotoğraf asmamıştı.

Gözlerini yeniden karşısındaki duvarada bulunan plana çevirdi.
Siyah kalemle çektiği oklar tek bir resimde birleşiyordu.

Adnan Baran.

Mutluluktan uzak bir şekilde gülümseme ekledi yüzüne.
En sağlam adamlarından aile bireylerine kadar herkesi araştırmış ve bir şema yapmıştı.
Ona ait olan bütün şirketler, ortaklar ve daha fazlası.

Biraz önce bilgisayardan aldığı adresi bulduğu ucu yırtık kağıda yazdı ve duvara astı.
Siyah kalemi eline alıp bir ok çıkardı ve kağıda kadar getirdi. Kağıdın altına şu cümleleri sıraladı;

Cinayetin yapılacağı yer.

Derin bir nefes aldı ve tablosuna gurula baktı.
Tablonun ilk başında bulunan Gizem Baran'ı kolayca yok etmişti. Üzerine siyah kalemle büyük bir çarpı işareti koydu.
Adnan bu acı karşısında dağılmıştı.

O da bir plan yapıyordu. Ölüm meleği buna adı gibi emindi.
Fakat asla bir ölüm meleği gibi olamazdı.

Ölüm meleği ölmezdi.
Öldürürdü.

Odasındaki demir kapı çalındı.
Melek demir kapıyı açıp gelen kişiye baktı. Yaveri gelmişti.
Yavaş adımlarla odaya yürüdü.
Melek kapıyı kapatıp yaverinin peşinden ilerledi.
Yatakta duran sigara paketinden bir tane çıkardı ve yaktı. Yatağa oturan melek, yaverine baktı.

Yaveri dikkatle duvardaki tabloyu inceliyordu.
"Hepsini bir haftada mı buldun?" Dedi şaşkınlıkla yaver.

Ağzındaki sigarayla cevap verdi melek.
"Evet." Dedi soğukça.

"Nerden başlıyoruz?" Dedi yaver tablodan gözlerini alamazken.
Ölüm meleği sırtı ona dönük olan yavere soğuk bir bakış attı.
"Hiçbir yerden. Bu benim planım gerekli olan yerde sizi çağıracağım. Fakat siz bu konuya asla burnunuzu sokmayacaksınız." Dedi ifadesiz sesi.

Yaver ölüm meleğine döndü. Bir şey demek istiyor gibiydi Fakat dememişti.

"Tamam. Bir şey olursa biz hazırız." Dedi yaver ve ölüm meleğinden onay almak için yüzüne baktı.
Melek olumlu anlamda kafa sallayınca yaver odadan çıktı.

Melek, yaver odadan çıkınca sakince sigarasını içti ve bitince söndürdü. Üzerine ceketini aldı ve yatağının yanında bulunan büyük demir çekmeceyi açtı M16'sını alıp yatağa bıraktı.

Bu silahı Türk Ordu birliklerinde 'Değişken melek' olarak tanınırdı. Ölüm meleği bu ismi duyduğunda silahı hemen almıştı.
Yasal olmayan yollarla el altından bulduğu bu silahı seviyordu. Yasal olmaması onun hoşuna gidiyordu.
Özel harekat Timleri ve komando birlikleride bunlardan kullanıyordu. Meleğe göre gayet kullanışlı ve hafifti.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin