Multimedia : Alya'nın dövmesi
Kendimi güvende hissetmeye başladığım tek yerdi belki de kolları. Benim için ne kadar korktuğu gözlerinden belliydi. Başım fena şekilde ağrıyordu. Fakat onun yanımda olması sanki acılarımı dindirecekmiş gibi hissetmemi sağlıyordu.
Normal,sıradan biriydi aslında. Duygularını göstermekten utanmayan biriydi. Eskiden olsa belkide ona bakmazdım bile. Fakat onu tanıdıkça yanımda olmasını daha çok istiyordum. Farklıydı. Çok farklı.
Sonunda dayanamadım. O bu kadar rahatken duygularımı gizlemek istemiyordum. Ne dediğimi umursamadan ağzımdan dökülenleri dinledim."Seni özledim Kaya. Her gün seni düşündüm."
Evet. O kutsal kelimeler ağzımdan dökülmeye başlamıştı. Artık olacaklar umurumda değildi. O beni seçmişti. Kendi kaderi onun elinde olan bir şeydi. Ve bende beni seçmesine izin vermiştim.
Yeşil gözleri üzerimde dolandı. Nereden başlayacağını bilmiyordu. Bir şeyler söyleyecekmiş gibi duruyordu fakat düşünüyordu. Bunu mimiklerinden anlamak çok kolaydı.
Bir anda kaşlarını çattı.
"Seni nasıl merak ettiğimi anlatamam. Beni endişelendirdin. Bana ne zaman söylemeyi planlıyordun?" Dedi ve yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına aldı.Eli hala daha belimdeyken sorusuna soru ile cevap verdim.
"Neyi söyleyecektim?""Uyuşturucu kullandığını"
Bunu öğreneceği belliydi. Daha fazla saklıyamazdım.
"Ben... yani bilmiyorum. Uygun bir zamanda söyleyecektim." Dedim kelimeleri zorla seçerken."Sanırım senle beraber uygun zamanlarımız çok oldu." Dedi soğuk bir şekilde. Elini belimden çekti ve kalktı. Kolundan tuttum. Gitmesini istemiyordum.
Tek gerçeğimdi o benim. Hayatta olduğumu fark ettiğim tek gerçek. Yaşadığımı gösteren bir gerçek. Ve ben onun yanımdan gidişin izlemek istemiyordum.
"Kaya üzgünüm. Saklamamam gerekiyordu. Yanımda kal."
"Benden başka ne saklıyorsun? Şimdi bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Başka bir şey varsa hemen şimdi anlat! Bir daha bu sakinlikle karşılamayacağım"dedi.
Yutkundum. Burada ona her şeyi anlatamazdım. Belki büyük bir yalana girişecektim. Fakat bu alışık olduğum bir şeydi. Yine yalan söyleyecektim. Sonuçlarına katlanacaktım.
Olumsuz anlamda kafamı salladım. Anlatacak bir şey yoktu. Belki bir kaç şey dışında.
"Söyleyeceğim ama soru sormayacak sın." Dedim soğukça. Yüzüne bakmıyordum. Çünkü birini kandırmak bana ilk kez bu kadar zor gelmişti.
Çenemi parmaklarının arasına aldı. Ve kafamı yavaşça kaldırdı.
"Alya Özar ilk kez bana bakamıyor. Sen bana boyun mu eğiyorsun?"Tek kaşımı kaldırdım. Sert bir şekilde kafamı ellerinin arasından çektim. Belkide ona ilk kez bu kadar kötü bakıyordum. "Ben kimseye boyun eğmem!"dedim sertçe.
"Seni dinliyorum."Dedi.
"Benim bir dinim var. Bunu sana zaten anlatmıştım. Fakat aralarından bir madde hakkında sana yalan söyledim."dedim tek nefeste.
"Hangisi?" Dedi. Beni can kulağı ile dinliyordu.
"Sırt göstermeme olayı. Tam bir yalan."
"Neden peki? Bunun için neden bana yalan söyledin?" Dedi. Yüzü gerilmişti. Bana sinirleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği
Novela JuvenilEğer sorgularsam, hiç tanık olmadığım şeylere tanık olacaktım. Ben sorgulamak istemiyordum. ** Ceset gibiydi. Ölüm gibiydi. Ölüm.