Bölüm-13-

470 22 0
                                    

Bölüm şarkısı : Lana del rey -born to die



Tatlım hadi gel korkma. Kurtulduk. Saklandığın yerden çıkabilirsin. Biz burdayız korkmana gerek yok. Annen yanında benim güzel meleğim. Her zaman yanındayım.

'Anne'

Burdayım meleğim yanıma gel

'Anne seni göremiyorum'

Ağlama meleğim. Ben her zaman burdayım. Seni asla bırakmayacağım.

'Seni çok özledim'
'Anne. Nerdesin ? Anne ?'
'Anne silah sesi var. Anne yanımda mısın? Anne!!'

Bağırarak yattığım yerden kalktım. Hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladım. Başka bir bedene ait olan kollar şevkatle beni sardı.
"Şst sakin ol Alya ben yanındayım" dedi ve daha sıkı sarıldı. Benim için endişelenmişti.
"Kabus mu gördün? İyi misin? Yanındayım. "

Kafamı kaldırıp benim için endişelenen bedene baktım. Kaya yanımdaydı. Bu halimi görmesi utanmama neden oluyordu. Kollarından kurtulup kendi kendimi sakinleştirdim. "Sadece bir kabus. Sadece bir kabus. Sadece bir kabus. "

Yüzümü yıkamam gerekiyordu. Midem bulanıyordu. Nerede olduğumu bile hatırlamakta zorlanıyordum. Kaya'ya döndüm. "Saat kaç?"
Yanımdan kalkıp içeriye gitti. Saniyeler sonra geri döndü.
"2.30"

"Lavabo ne tarafta? "

"Koridorun sonunda sağdaki ilk kapı"
Deyince koridorun sonuna doğru ileledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Lambayı yaktıktan sonra yüzümü yıkadım ve kendime gelmeye çalıştım.
Annemin sesi kulaklarımda çınlıyordu. Mezarını bile bilmediğim annem rüyama giriyordu. Yüzünü bile hatırlamazken rüyamda annemi görmek beni deli ediyordu. Her gece yeniden 6. yaşıma dönüp annemi görmekten dolayı uyumaya korkuyordum. Bu geceki şaraptan dolayı kendimi durduramayıp uykuya yenik düşmüştüm.

Koridorda yürürken Kaya'ya seslenerek "Neden beni uyandırmadın?" Diye soru yönelttim. Yanına gittiğimde "Kıyamadım " Deyince ona uzunca baktım. Kıyamadım mı demişti ? Konuyu geçiştirmek için ağzımı araladım. Bu konuya fazla kafa yormamam gerekiyordu ama Kaya benim yerime değiştirmişti.

"Yani şey.." bir an duraksadı ensesini kaşıdı. "Uykunu bölmek istemedim"
Ayağa kalktım. Yere kadar uzanan perdeyi araladım. Dışarı bakmaya başladım. Sadece boşluğa bakıyordum. Siyah. Benim içimde böyleydi işte. Hiç bir şey yoktu. Çocukluğumu yutan karanlığa baktım. Karanlık benim yansımamdı.
Kendimden korkuyordum fakat dönüp dolaşıp yeniden kendimde saklanıyordum. Belkide çocukken karanlıktan korkmamın sebebi buydu. Ben aslında kendimden korkuyordum. En başından beri. Kendimi saklıyordum içimde. Kendi içimde benliğime kilit vurmuştum.
Düşüncelerimden Kaya'nın bana yaklaşması ile ayrıldım.

"Ne gördün ? Seni bu kadar korkutacak kabus neydi? "

"Boş ver anlatsam bile anlamazsın. Ayrıca unuttum bile tam olarak hatırlamıyorum. Kesit kesit aklımda." diyerek kabusu hatırlamamak için çaba harcadım.

Şarabın etkisi ben uyusam bile üstümdeydi. Bu da benim fazla konuşmama sebep oluyordu. Aklımdakileri direk Kaya'ya söyledim. Belkide duvarlarımı biraz kaldırmış olabilirdim.

"Gidecek misin Kaya? "

"Gitmemi istiyor musun? "

İstiyor muydum? Hayır ama bunu ona nasıl diyebilirdim ki?

"İstemiyorum." Böyle diyebilirdim. Bir an durdum. Demiştim zaten ! Kaya'nın yeşil gözleri bir anda çok tatlı bir renk aldı. Artık mantığımla hareket edemiyordum. Onu duvara yasladım. Şaşkınlıkla bana baktı. Bakışlarına aldırış etmeden ona biraz daha yaklaştım.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin