Her şey değişmeye başlamıştı.
Ben bile.
Düşüncelerim.
Hayatım..Bunu yapan ise tek birisiydi. Kaya.
Ne olacağını bilmiyordum. Bundan sonra nasıl devam edeceğim hakkında bir fikrim yoktu."Yani şimdi sen, benim arkadaşım olan Alya bir erkekten mi etkileniyor?" Gülümsedim.
"Erçil ben öyle demedim."
Erçil gülüyordu. "Ben anladım Alya. Diretme. İnanılacak gibi değil, sen ondan etkileyorsun." Elime uzandı ve tuttu. "Senin adına çok mutlu oldum."
Elimi çektim. "Abartıyorsun. Farkındaysan seviyorum demedim. Sadece ilgimi çekti, dedim."
Bana baktı. "İlgini çekmeye başladıysa, yavaşça aşık olmaya başladın. Ayrıca beraber sahile gitmişsiniz." sözüne devam etti. "En çok şaşırdığım şey ise senin Kaya'ya senden etkileniyorum demen." beraber gülmeye başladık.
Şöminenin başındaki minderlere otrup beraber Erçil ile sohbet ediyorduk. Konun ne zaman buraya vardığı hakkında bir fikrim yoktu.Erçil mutfağa geçip kahvelerimizi yeniledi. Kendi kahvemi aldım. Erçil de karşıma geçip oturdu. Bir süre konuşmadık. Erçil'in biraz önceki gülümsemesi yok olmuştu. Yanan ateşe bakmaya başladım.
Yanındaki her şeyi yakan alev. Kızıllığı ile gözümü kamaştırıyordu. Ben bu alevdim işte. Yanımdaki herkesi yakacaktım. Şimdi yanımda olsalar bile onlarada sıra geleceğini biliyordum. Ben buna ne kadar engel olmaya çalışsamda kaçar yolu yoktu.
Erçil'e döndüm. Düşüncelerinden ayrıldı "Peki ya sonra ne olacak? Taner ile Arda biliyor mu?" Başımı hayır anlamında salladım.
"Kaya bilmiyor değil mi?" Derin bir iç çekip, "Hayır." dedim."Gerçekleri öğrenince benden daha beter olacağına eminim. Ondan gizlemeye devam edecek misin?"
Bardağın ağzı ile oynamaya başladım. "Farkındayım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ben ondan hep uzak durmaya çalıştım, sende biliyorsun. Kendisi benim peşimi bırakmadı. Tek bildiğim şey ise artık bende ondan uzaklaşmak istemiyorum. Bazı şeylerden kaçmak yorucu gelmeye başladı. Bunun nedenini ise daha anlayabilmiş değilim.""Alya ikinizde zararlı çıkacaksınız. Eğer bu ilgi duyma bir ilişkiyle devam ederse sonrasında seninde canın yanacak."
Acı vuran bir gülümseme ile Erçil'e baktım. "Benim canım yanmaz""Böyle bir şey yaşamadan
bilemezsin." Dedi beni inandırmak istercesine.--
Hafta sonu evime kapanmayı tercih ettim. Genellikle yaptığım da buydu. Erçil'i dün akşam evinde yanlız bırakıp evime dönmeye karar vermiştim. Telefonum çalmaya başlayınca mutfakta bıraktığımı fark ettim. Kaya beni arıyordu. Telefonu açtım "Efendim?" dedim bir solukta.
"Sanada günaydın. Bugün bir işin yoksa gelsene.""Nereye?"derken elimdeki tabağı mutfak masasının üzerine bıraktım.
"Sen sadece yanıma gel." Deyince telefonu elime alıp ekrana baktım. Geri kulağıma yerleştirip
"Sen neredesin?" Dedim.
Hızla bana adresi verdikten sonra telefonu kapattım.Kahvaltım bittiğinde evden çıkmaya hazırdım. Evin kapısını kapatıp dışarıya baktım.
Ne yapıyorum ben? Ya da nereye sürükleniyordum?
Taner'i aradım. Telefonu açtığında ses vermedi. "Benim." dedim soğuk bir şekilde. "Evet" dedi boğuk bir sesle.
"Seni bekliyorum evimin önüne gel."
Dedikten sonra telefonu kapattı.Evin dış kapısında Taner'i bekledim. On beş dakika sonra arabası ile yanıma gelmişti. Arabaya bindim. Bana baktı, "Nereye ?" Dedi beni inceleyen gözlerle.
"Sen ilerle ben sana yolu tarif edeceğim." Dedim. Beni incelemeyi bırakıp arabayı sürmeye başladı. Yarım saat sonra Kaya'nın dediği yere gittim. Arabadan inerken Taner'e "Sen git, ben geri dönerim."
Deyip arabanın kapısını kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği
Roman pour AdolescentsEğer sorgularsam, hiç tanık olmadığım şeylere tanık olacaktım. Ben sorgulamak istemiyordum. ** Ceset gibiydi. Ölüm gibiydi. Ölüm.