Bölüm-25-

247 13 1
                                    


Multimedia : Kaya Akar

Bölüm şarkısı : Billie marten - Heavy weather


"Emin misin Kaya?"

"Evet anne. Daha fazla aynı kelimeleri tekrarlamak istemiyorum. Bu gece bilet işlerini hallederim." Dedim sakin bir nefes vererek.

"Peki. Sen nasıl istersen. Seni seviyorum tatlım. Görüşürüz."

"Görüşürüz." Dedim ve telefonu kapattım.

Oturduğum koltuğa biraz daha yayıldım. Bu iki hafta içinde olan şeyler beni tam anlamıyla bitirmişti. Yorgundum ve inanılmaz bitkindim.
Gözüm telefondaki saate kaydı.
00.24'dü gördüğüm zaman hızla önüme dizüstü bilgisayarımı aldım.
Bulduğum bir internet sitesinden biletimi ayırttım ve bilgisayarı kapattım.

Dirseklerimi dizlerime dayadım ve ellerimi saçlarıma geçirdim. Hızlı bir nefes verdim. İki hafta önce olan şeyler hala daha dün gibi aklımdaydı.
Sanki hala daha aynı şoku üzerimde taşıyordum. O sinir hala daha üzerimdeydi.

Öyle berbat bir hâldeydim ki. Dayanaksız bir ilişkinin sadakatsizliğinin acısını çekiyordum.

Alya benden birçok şey saklıyordu. Fakat bu canımı yakanlardandı.  Alya hamile kalmıştı ve çok beklemeden kürtaj olmuştu. Bense, aptal gibi ayakta uyumuştum. Beni aptal yerine koymuştu. Apatallık umurumda değildi.
Benim asıl canımı yakan Alya'nın karnında sadece bize ait olan parçayı gözlerini kırpmadan, acımasızca yok etmesiydi.

Mutfağa gidip kendime bir bira aldım. O gece geldiğim sinirle her tarafı dağıtmıştım ve hala daha öyleydi. Yerde kırık bardaklar, annemin evime bıraktığı sinir edici vazo dahil her tatafı paramparça yapmıştım.

Birayı yudumlayıp salona doğru geçerken kapının zili çalınca dış kapıya yöneldim. Bu saatte buraya gelebilecek kişiyi tahmin etmek zor değildi. Dış kapıyı açtım.

Alya.

Beni görünce hızla nefes alıp vermesi göğsünün inip kalkmasından belliydi. Hiçbir şey demeden kapıyı tam yüzüne kapatacağım sırada, kapıyı hızla itikledi ve kapatmama engel oldu.

"Kaya..." dedi üzgün bir şekilde kaşını çatarken.

"Alya git." Dedim sinirle. Eğer burada kalacak olursa onun canını yakacağımı biliyordum.

"İçeri girmeme izin ver. Yanlış anladığın çok şey var. Anlık sinirle söylediğim şeyler yüzünden beni yanlış yargılama."

"Yanlız kalmak istiyorum." Dedim ve kapıyı kapatacağım sırada Alya yeniden kapıyı kapatmamam için itikledi. Normalde olsa umursamaz kapatırdım fakat, Alya beklediğimden de güçlü olduğu için buna izin vermiyordu. İnce gibi duruyordu ama kolları fazla güçlüydü.

"Kaya... yanlız kalıp saçma düşünceler kurmanı istemiyorum." Dedi inatla.

"Ben o gece herşeyi duydum. Yalan söylemene ihtiyacın kalmadı." Derken anlamadan kapıyı bırakmıştım. Alya hemen kapıyı açıp içeri girdi ve ayağıyla kapıyı kapattı.

"Yalan söylemiyeceğim." Dedi gözlerimin içine bakarken. Daha sonrada gözleri bütün evi dolaştı. Tabii evin dağınıklığını görünce sessizce bekledi.

"Anlat o zaman." Dedim sinirle.

"Ben... Kaya..." dedi kaşlarını çatarak. Bir şey onun düşüncelerini dağıtmış olmalıydı. Kapıda ki kararlılığı kaybolmuştu. Yada söyleyecek bir şeyi yoktu.

Elimdeki bira kutusunu hızla yere attım. Alya irkilse de bir şey demeden beni izledi.
"Anlatamıyorsun bile!" Dedim bağırarak.

"Seni anlayamıyorum Alya. Bana bunu söylemen gerekirdi. Sen tek başına kararlar verip onları uyguluyorsun! Bu konu tek senin karar verebileceğin bir şey değildi." Derken sinirle ellerimi saçlarıma geçirdim. Arkamı ona dönüp giderken tekrar ona döndüm.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin