Bölüm -8-

695 30 0
                                    



Uzaklaşamıyordum.

Alya'nın benden istediği şeyi yapamayacaktım. Yapmakta istemiyordum. Sonu nereye giderse gitsin kendimi buna hazır hissediyordum.

Dün gece uyumadan önce düşündüğüm son cümleler bunlardan ibaretti. Yataktan kalkıp pencerenin perdesini araladım. Güneş ben burdayım diye odamın içine sesleniyordu.
Evden dışarı çıktığımda bir adım attığım anda ayağımı bastığım şeye baktım. Kapının önününe bırakılmış gazeteye bakmak için yerden kaldırdım. Arabayı çalıştırmadan önce gazetenin sayfalarını karıştırdım. Pek bir şey yok diye yan koltuğa fırlattığım gazetede görmediğim haber beni şaşırttı. Yanmış arabanın fotoğrafı çok kötü gözüküyordu. Daha da kötüsü arabanın içinde bir insan cesedinin olmasıydı. Gazeteyi tekrar fırlatıp arabayı çalıştırdım.

Sınıfa girdiğimde Alya'yı görmek bana dün söylediklerini hatırlattı.

Bugün pantolon giymek yerine bir elbise giymişti.

Onu ilk gördüğüm gün ki gibi.

Defterine birşeyler karalıyorken düşünceli gibi duruyordu.
Bayağı zamandan beri onun yanında dolaşan -aile yakınları sayılan- çocuklar yoktu.
Kahverengi deri ceketine biraz daha sıkı sarıldı ve arkasına yaslandı. Kendi sırama geçtim. Mete bana mesaj atıp biraz gecikeceğini söylemişti.
Ders hocasının anlattığı konuyu dinlemiş gibi yapsamda arka sıralarda duran Alya aklımda çıkmıyordu. Arkamı dönüp onun sırasına göz attım. Dersi dikkatlice dinliyordu. Kütüphanede olan şeyler canımı sıkmıştı. Benden uzaklaşmasına anlam veremiyordum. Ne olabilirdi? Kendini benden bu kadar uzak tutacak ne vardı?

Teneffüste onu okulun dış kapısına kadar takip ettim. Bir anda kayboldu. Nereye gittiğini çözemezken arkamdaki ses beni fazlasıyla şaşırtmıştı.

"Beni mi takip ediyorsun?" Diyen Alya'ya yöneldim. Arabamın kapısına yaslanmış beni izliyordu.
"Evet." dedim. Ağzımdan kelimeler dökülemeyecek şekilde sertleşmişti.

"Neden?" Dedi ve yanıma yaklaştı. Açık ve düz olan şaçlarını rüzgar çok hafifçe havalandırıyordu.

"Bir nedene gerek yok." Bekledim ve yanına yaklaştım. Ne yapacağı merak ediyordum "İlgimi çekiyorsun yetmez mi?" Diye devam ettim.

Yüz hareketleri değişmişti. Dediklerimi ne anlamda dediğimi çözmeye çalışıyordu. Benden biraz daha kısaydı fakat dudaklarımızı birleştirecek kadar uzun. Düşüncelerden ayrılmama sebep olduktan sonra konuşmasına devam etti. "Bu senin için hiç iyi bir şey değil. Fakat ne yalan söylesemde sende benim ilgimi çektin." dedi İşaret parmağını göğsüme bastırırken.

Belkide beklediğim cümlelere ulaşmıştım Gülümsememi bastırarak konuşmaya devam ettim. "O zaman seni kaçırmama izin veriyorsun."

Biraz bekledi hızlı nefes alışını göğsünü normal zamandan daha çok inip kalmasından anladım. "Bilmem, belkide öyledir." Dedi. Beni delirtmek için elinden geleni yapacağını anlamıştım. Tutarsız davranışları aklımı karıştırsada soğuk Alya'dan iz kalmamıştı.

Öğle arası yemek almak için yemekhaneye geçmiştim. Alya gelmeyeceğini söylemişti. Onunla kalmak istesemde hem kendisi hem de daha sonra Mete buna izin vermedi.

Boş bir masaya geçtiğinizde olanları Mete'ye özet şeklinde geçtim.
Mete'de bir değişiklik olduğunu çözmem uzun zamanımı almamıştı.
"Sana ne oldu peki, neden geç geldin?" Dedim. Mete elleri ile gözlerini ovuşturuyordu uymadığı belliydi.
"Bizim evin yanındaki ormanda yangın çıktı, duymadın mı?" Dedi.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin