Telefonuna mesaj gelmesiyle irkildi.
Gelen mesaj: Belirsiz
'Seni bekliyoruz. Her şey hazır yarım saat içinde karargahta ol.' (23:50)Üstünü değişirip evinden çıktı. Bir uykusuz gece daha diye düşündü. Yarım saat denmesine rağmen karargaha daha erken gelmişti. Uzun bir koridordan geçti. Ölüm yaverlerine selam verdi. Kapıya vurarak odaya girdi.
Eski bir depo gibi olan karargahın bu odası daha zarif gözüksede ona ince bir karıncalanma hissi veriyordu. Patronu masasının başında onu bekliyordu."Her zamanki gibi iyi bir iş çıkarmışsın. Tebrik ederim. Seni bu kadar iyi eğitmemin sonucu alıyorum." Dedi patronu kötü ve soğuk bir kahkaha patlatarak.
"Yeni adamın bir bankacı. Bize yaptığı yanlıştan dolayı cezalandırılacak. Bunu senin yapmanı istiyorum."
"Peki" dedi ölüm meleği soğuk ve sert bir şekilde.
Patronu konuşmasına devam etti.
"Kolay bir ceza olmayacak. Evine gidip karısını ve çocuklarını buraya getir. Saat gece 3'te burda olsunlar." Dedi ve elindeki gazeteyi bıraktı ve gözlerini meleğe dikti.
"Onunla ben konuşacağım. Bu yüzden elimde bir ceset istemiyorum. Öldürmemeye dikkat et."Saat iki buçukta ölüm meleği bankacının lüks evinin önündeydi.Bodrum katındaki pencerlerinin bir tanesini zor olsada açtı. Pencereden içeri girip bir yukardaki odaya girdi. Şartelleri indiridi. Sessizce kapıyı araladı ve salona çıktı. Bir veya iki kat çıktıktan sonra bir odanın kapısını araladı. Şansına ilk başta bankacının karısına denk geldi. Kocası iş için gittiğini zanneden karısı onu aldattığı bilmiyordu. Ölüm meleği gelmeden önce bankacının bütün pis işlerini araştırmıştı.
Yavaşça uyuyan kadının yanına ilişti. Elini yatağın çarşafına uzatıp bir bölümünü aldı ve kadının ağzına geçirdi. Kadının korkudan gözleri kocaman bir şekilde açılmıştı. Onu boğanın kim olduğunu görmeye çalışıyordu fakat anlayamıyordu. Bağırmaya çalışıyordu ama çarşaf buna izin vermiyordu.
Bir kaç dakika sonra kadının elleri, ayakları ve ağzı bağlı bir şekilde odadanın bir köşesinde ağlıyordu.
Ölüm meleği kadını odada bırakıp çocukların odasına girdi. İkiside derin uykuya girmişti. İki küçük kız. Hareket edip debelenen çocukları tutarak ellerini birbirlerine bağlı ve annelerini de alıp arabasına götürdü.
Tek tek karanlıkta kadını daha sonrada çocukları arabaya bindirdi. Karargaha geldiği zaman çocuklar ağlamaktan bayılmıştı. Ölüm yaverlerini çağırıp arabadan kadınla çocuğu indirdi.
×××
İki gün geçmişti. Karargahtaki odasında yapacaklarının planlamasını yaparken ölüm yaverlerinden biri patronun onu çağırdığını söyledi.
İki dakika geçmeden ölüm meleği patronun kapısının önünde bekliyordu. Yutkundu."Gel! " sesi bütün koridoru kapladı.
İçeri girdiğinde patronunun sinirli olduğu belliydi. Patronu uzatmadan konuya girdi.
"Bankacı işi yattı." dedi patronu."Herşeyi eline yüzüne bulaştırmışsın. Senden beklemezdim." Diyerek kalktı ve yumruğunu masaya indirdi. "Şarteli indirmişsin fakat evin kameraları çalışıyormuş. "
Patronu bağırmaya başlamıştı. "Senden bunu beklemezdim. Bunu nasıl gözden kaçırdın? Bunu yapmak istemezdim ama şartlar bunu gerektiriyor. Ceza alacaksın. Cezadan sonra buna benzer dikkatsizliği bir daha asla yapmazsın."
"Şimdi çık dışarı!" Diye bağırmaya devam etti.Ölüm yaverleri kolundan tutup onu ceza odasına götürdüler. Pis borulardan başka bir şey yoktu.
Tavana bağlı ip yere kadar uzanıyordu. Ellerinden bağladılar. Havada asılı kalan sadece kollarıydı. Ayakları yere temas ediyordu. Arkadan gelen ceza melekleri işe koyuldu.
İlk başta sol omzundan beline kadar gelen kırbaç acısı diğerini acısını aratmadı. Altı vuruştan sonra sırtı kan içerisindeydi. Daha fazla zorlamayan ceza melekleri onu odada bıraktı. Acısı onun sırtını yakıcı bir şekilde sızlatsada o yaptığı yanlışı nasıl düzeleceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği
Teen FictionEğer sorgularsam, hiç tanık olmadığım şeylere tanık olacaktım. Ben sorgulamak istemiyordum. ** Ceset gibiydi. Ölüm gibiydi. Ölüm.