Multimedia: Cihat (fotoğrafta ki adamın gerçek ismi :Joe Manganiello)
Sabah erkenden kalkıp eşyalarımı topladım ve Sarahla güzel bir kahvaltı yapıp evden çıktım. Her zaman ki otobüsüme binip Baranın evine geldim. Çantamdan anahtarlığımı çıkarttım. Pembe anahtar ile kapıyı açtım. 4 tane anahtarım olduğu için anahtarlarımı boyatmıştım. Koyu mor, bordo, sarı ve pembe. Böyle daha rahat buluyorum. İçeri girip çantama anahtarları geri koydum.
Küçük valizimi kapının girişine koyup yukarı Buğranın odasına çıktım. Mışıl mışıl uyuyordu. yanağından kocaman öptüm. Artık uyanması gerekiyordu. Mırıldanıp uyanmaya başladı. Gözlerini açıp etrafta gezdirdi ve gözlerini kaşıdı.
"Günaydın." dediğimde gözlerini bana çevirdi.
"Günaydın Abla." dediğinde kucağıma alıp döndürdüm ve banyoya girdim. Buğdayı yere bırakıp.
"Şimdi elini yüzünü yıka."dediğimde omuz silkip suyu açtı işini halledip çıktı.Ben de arkasından çıktım. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde bir şeye çarptım. Neye çarptığımı anlayınca göz devirdim. Baran.
"Pardon Baran bey ." deyip solundan geçmeye çalıştığımda o da benim gibi yana kayarak yol vermeye çalıştı. Sağ tarafından geçmeye çalışınca da o da aynı tarafa kaydı. Bir kaç kere daha gidip geldikten sonra omuzlarımdan tutup beni sağ tarafa çekti ve yanımdan geçip gitti. Kendi kendime kıkırdayıp mutfağa indim. Buğra ayakkabı dolabından bir kutu çıkardı. Siyah bir kutuydu. Arkasından yavaşça yaklaşıp ensesinden baktım ve :
"O nedir ?" dediğimde. Kutuyu havaya fırlatıp elini kalbine koydu. Sinirle bana dönüp.
"Ya abla ne yapıyorsun sen ya." dedi ve kutuyu tekrar eline alıp yerden kalktı.
"Ablacım bir şey yaptığım yok o ne diye sordum sadece." dediğimde iç çekip:
"Tamam tamam. Kızdığım için özür dilerim bu gün abimin doğum günü. Ona bir hediye aldım." dediğinde. Dehşetle gözlerimi açıp:
"Ne ara dışarı çıkıp aldın sen onu ben nasıl görmedim." dediğimde kolumdan tutup:
"Sakin ol, sakin ol. Sema ablaya aldırdım." dediğinde içime su serpildi. Yanağından öpüp geri çekildim. Bu arada bu gün Baran beyin doğum günü demek. Bir hediye almazsam ayıp olur mu acaba. Amaaan ne olacak ya.
Mutfağa girip klasik bir kahvaltı hazırladım. Kısa süre sonra Baran ve Buğra içeri girdi. Buğra'nın suyunu ısıtıp bardağa koydum. Masada önüne koyup geri çekildim. Kaşlarını çatıp:
"Hani benim suluğum ya." dediğinde oflayıp :
"Buğra sen bu yıl okula başlayacaksın bence artık şu uçlu sulukları bırakma zamanı geldi." dediğimde sinirle.
"Ama ben suluğumu ve ondan su içmeyi seviyorum." dediğinde Buğra araya girdi.
"Ablan haklı Buğra. Sen büyüdün artık. O şey biberona benziyor." dediğinde kollarını bağlayıp.
"İyi tamam." dedi ve bardakta ki suyu içmeye başladı. Gülümseyip yanına oturdum. Bana bakıp gülümsedi ben de aynı şekilde gülümsedim.
"Buğra bu gün yüzme kursuna başlıyor. Saat 13:45 te başlayacak. Saat 15:45 te bitecek. Ona göre Cihat sizi bırakacak ama sen (parmağıyla beni gösterdi.) Cihatla beraber arabada bekleyeceksin." dedi. Başımla onayladım. Cihat bey kötü biri değildi. Hatta kafa adamdı bence.
----------------------------
Saat bir olduğunda Buğranın spor çantasına -ki o bile orjinal nike.- Şortunu, bonesini, gözlüğünü, terliklerini, yedek giysi , iç çamaşırı bir de küçük saç havlusu ve büyük havlu koyup kapattım. Yanda ki göze su şişesini koyup hazırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Patron
RomanceBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye. Açelya canından çok sevdiği çocuğa zevkle bakıcılık yapıyordu taki patronunun eli kanlı bir mafya olduğunu öğrenene kadar. Açelya eskisi gibi rahat olabilecek mi...