Bu gün hava biraz sıcaktı. Sanki içine oksijen değil de su buharı çekiyor muşsun gibi. Neyse.
Yavaş yavaş yürüyerek otobüs durağına geldim. Bineceğim otobüsün hareket ettiğini görünce aniden depar attım ama otobüs durmadı. Saat 7 olduğuna göre diğeri de 1 saat sonra geliyor. Yürümek daha mantıklı hiç değilse bir saat sürer dedim ve yola koyuldum. Mağazaları geçerek yürüyordum ki gözüme bir şey takıldı. Bir oyuncak mağazası. Aklıma Buğra geldi. İçeri girdim. Buğranın en sevdiği şeyler :
1-Şimşek Mcqueen
2-Adventure time.
3- Minecraft
4- Star Wars. Bunlardan birini alabilirdim.
Mağazayı gezerken çok hoş bir şey gördüm. Legolardan minecraft karakterleri çimenler bloklar falan koca set işte. Buna ben bile bayıldım Buğra ölür her halde. Fiyatına baktım. 350 tl gibi bir şeydi. İlk vazgeçsem de sonradan maaşımı almama bir hafta kaldığını fark ettim ve hiç acımadan aldım. Hediye paketi yaptırıp çıktım.---------------
Sonunda Baran beyin evine geldiğimde terden sırılsıklam olmuş ve yorgunluktan bitkin haldeydim. Üzerine bir de kolum ağrıyordu. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdim ve:
"Buğra ben geldim!" diye bağırdım. Ayak sesleri duymamla gülümsemeye başladım. Buğra koşuyordu. Kapıyı kapatıp biraz ilerledim ve Buğra önüme çıktı. Gülümseyerek bakan yüzü kolumu görünce dondu kaldı.
"Anne koluna ne oldu ?"
"Ufak bir kaza, düştüm de."
"Dikkat et." dedi ve bacaklarıma sarıldı. Kolum için o kadar endişelendi ki elimde ki koca paketi bile görmedi. Elinden tutup salona götürdüm. Koltuklardan birine oturduk.
"Ağabeyin nerede tatlım ?"
"O yukarıda. Dün arkadaşı bizde kaldı da onunladır."
"Kim geldi ?"
"Bilmiyorum iş arkadaşı galiba." dedi. Kimin geldiğini boş verip asıl olaya geçtim.
"Buğra sana bir şey söyleyeceğim." derin bir nefes aldım.
"Tatlım bana neden anne diyorsun?"
"Çünkü öyle görüyorum."
"Ben senin ablanım Buğra."
"Evet öylesin ama arkadaşlarım da sana Açelya abla diyorlar." Yeni yeni anlamaya başladım.Buğra arkadaşları gibi Açelya abla demek istemiyor. O beni onlardan özel gördüğü için özel bir şey söylemek istiyordu."O zaman Anneye gerek yok ki aşkım tek abla desen de onlardan özel olursun. Hem benim kardeşim yok, biliyor muydun ?" Kafasını hafif kaldırıp alttan alttan bana baktı. O kadar sevimliydi ki.
"Peki abla derim o zaman." dedi ve boynuma sarıldı bende ona sıkıca sarıldım. Kafasını boyun girintime sokup:
"Çok güzel kokuyorsun." dedi. Huylandığım için kıkırdayıp geri çekildim. Biraz gülüştük ve ayrıldık. Hediyemi Buğranın gözüne kadar soktum."Anlaştığımıza göre sana bir hediyem var." dedim ve kutuyu uzattım zaten boyu kadar olan kutunun ambalajını sevinçle yırtmaya başladı. İçindekini görünce ilk bana sonra tekrar oyuncağa baktı.
"Çok güzel teşekkür ederim." dediğinde yanına gittim ve kocaman öptüm.
"Önemli değil." dedim ve kolumu boynum da ki askıya yerleştirdim. Buğra yeni sahip olduğu oyuncağı büyük bir merakla incelerken:
"Sen neden erken uyandın bakayım ?"diye sordum sevimli bir gülücük attı bana.
"Çünkü dün erken yattım."
"Aferin aslanıma, yemek yediniz mi ?"
"Hayır. Yemedik." dedi. Salondan çıkıp mutfağa girdim. Buz dolabından zeytin peynir gibi şeyler çıkarıp masaya koydum. 6 patates çıkarıp güzelce soyucu yardımı ile soydum ve patates dilimleyici ile uzun şeritler halinde kestim. Yağı kısık ateşte kızdırdıktan sonra içine attım. Patatesler güzelce kızarırken çayı ocağa koydum. Buğra için bir tabağa yoğurt koydum. Patatesi yoğurtla beraber yemeyi seviyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Patron
RomanceBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye. Açelya canından çok sevdiği çocuğa zevkle bakıcılık yapıyordu taki patronunun eli kanlı bir mafya olduğunu öğrenene kadar. Açelya eskisi gibi rahat olabilecek mi...