Eveeet üniversite sınavı bitti. Rahatız artık. Hepinizi seviyorum bayyy 😘
Bir taksi çevirip stüdyoya gittim. Yolda anneannemi arayıp anlatmıştım. Zaten mankenlikten haberi vardı.
Çok büyük bir fotoğraf stüdyosu idi. Sabırsızlıkla içeri girdim. Aslında biraz heyecanlıyım.
Hızla içeri girdim. Tabii aynı hızla çıkmak istedim. Umut tam karşımda bir kaç insanla konuşuyordu. Beni fark etmemesi için hızlı adımlarla yanından geçtim.
Tam başarılı oldum derken duyduğum sesle yerime çivilendim."Açelya burada ne işin var ?" Kendime lanet okuyup topuğum ile arkaya döndüm.
"Umut bey. bir işim vardı da. Sizin ne işiniz var burada." Ellerini cebine koyup gerildi. Vücudunu hafif geri çekti.
"Burası benim stüdyom. Ve bey demene gerek yok. Lütfen sadece Umut de. Şimdi söyle bakalım. Hangi stüdyoda işin var ? Fotoğraf, müzik, tv ?"
"Peki Umut. İşim fotoğraf stüdyosunda." dediğimde gözlerini büyüttü.
"Marka için olan mı?" Başımla onayladım. Eli ile ileri işaret etti.
"Sana eşlik edeyim." Teklifini kabul ettim çünkü yolu bilmiyordum. Umut beni stüdyonun kapısına getirdi.
"Teşekkür ederim."
"Sorun değil." Ben içeri girdiğimde benimle birlikte o da girdi. Yüzüne tuhaf bir şekilde baktım.
"Sen nereye geliyorsun."
"Ne? Bu mekan benim, istediğim yere girerim." Azra beni görünce adımlarını hızlandırıp içeri yanıma geldi ve sarıldı .
O tuhaf halkalar hala yüzündeydi. Altında siyah yırtık bir kot, file çorap ve Cat botları vardı. Cidden bu sıcakta bot mu giyiyordu ?
Üstünde siyah bir büstiyer vardı. Onun üstüne de koyu mor kareli ve uzun bir gömlek giymişti.
Saçlarını mora boyatmıştı. Artı olarak koluna ve göğüs kısmına dovme yaptırmıştı. Kolunda korkunç anlamsız şekiller ve yazılar vardı. Gerçi bana göre anlamsızdı ona göre ne ifade eder bilemem.
Göğüsünde ise iki tane alt alta üçgen ve üçgenlerde biraz daha büyük bir daire vardı. Şeklin tam ortasında koca bir geyik duruyordu. Bir yarısı doldurulmuştu ama diğer yarısı tamamiyle geometrik şekillerden oluşmuştu. Geyiğin boynuzları köprücük kemiklerinde bitiyordu.
"Azra baya değişmişsin." Ellerini saçlarına götürdü.
"Ay evet öyle oldu. Siz de Umut Bey'le tanışmışsınız." dedi ve gülümsedi. Umut araya girdi.
"Lise arkadaşım." Kısık sesle 'Hıh arkadaşmış. Külahıma anlat sen onu.'dediğimde Azra gözlerini kısıp birazcık kafasını uzattı.
"Ne dedin anlamadım." Umut beni net bir şekilde duymuştu.
"Bir şey demedim. Kendi kendime konuştum. Hadi başlayalım." dediğimde başıyla onayladı.
Azra'nın telefonu çalmaya başladı. Yanımızdan özür dileyerek ayrıldı. Umut yavaşça bana döndü.
"Cidden kızgın olmadığına emin misin ?" Kaşlarımı kaldırdım. Derin bir nefes aldım.
"Sana karşı çok açık olacağım. Hayatımda en değer verdiğim erkektin. Şu 3 yıla kadar ." Dudaklarımı yalayıp devam ettim.
"Açıkçası seni görmek istemiyordum. Duygularım ne kadar değişti bilmiyordum çünkü. Ama şu an iyi ki görmüşüm diyorum. Seni unuttuğumu anladım. Kızgınlık konusuna gelirsek. Ben sana kızgın falan değilim. Sadece, sana olan hislerim bittiğine göre samimi olmamı gerektirecek bir şey kalmadı. Zaten arkadaş falan değildik. Lisede bana bir pislik gibi bakıyordun şimdi arkadaş mı olduk." Anında sözümü kesti. İnkar edecekti biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Patron
RomanceBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye. Açelya canından çok sevdiği çocuğa zevkle bakıcılık yapıyordu taki patronunun eli kanlı bir mafya olduğunu öğrenene kadar. Açelya eskisi gibi rahat olabilecek mi...