37

36.5K 1.3K 770
                                    

Hemen çantamda kameralara çaktırmadan acı biberli kremi gözüme sürdüm. Gözlerimden yaşlar akmaya başlayınca kapıyı açtım.

Yavuz dehşetle bana baktı. Gözlerimden yaşlar akarken alkışladım.

"Bana yalan söyledin." Ağlayarak merdivene doğru gittim. Bir süre sonra omzumda el bir hissettim.

"Bekle lütfen özür dilerim." Elini ittirdim.

"Dileme ! Sana sürpriz yapmak istemiştim ve sen... Senden nefret ediyorum." Bu adamla konuşurken doğru söylediğim tek şey buydu. Senden nefret ediyorum.

"Lütfen dinle beni bi." Başımı olumsuzca salladım.

"Dinlemek zorundasın !"

"Bırak !" dediğimde sarıldı. İğrenç. Gerçekten kusacaktım.

"Benden korkmanı istemedim. Ondan söyleyemedim." Bende elimi isteksizce sırtına koydum.

"Ne yazık ki tek destekçim sensin." Ağlama taklidine devam ettim. Birlikte odaya gittiğimizde başımı okşadı. Ben mavi koltuğa oturduğumda o karşıma geçti.

"Bak seni kızım gibi göreceğim. Bana yardım edeceksin. Güzel ve alımlı bir kızsın. Seni Türkiye'de bir şirkete sokacağım. O piçin şirketine. Benim için ordan bilgi getireceksin. En önemlisi... O çocuğu getireceksin bana." Kalbime oturan ağrı ile yüzüne baktım.

"Tamam. Kabul."

"Senin intikamını ne yapacağız ?" Sıçtım. Bunu düşünmemiştim.

Peçeteyle göz yaşlarımı sildim. O sırada düşünüyordum.

"O kadın evlenecek. Bir iki ay sonra. Hamile olduğu zaman başlayacağım. Benden çocuğumu nasıl aldıysa. Ben de ondan alacağım." Yavuz güldü.

"Aferin benim kızıma." Yalanını örtmek için böyle davranıyordu.

"Şimdilik onu bırakıp senin işine dönelim. Benim sana borçlanmamdansa sen bana borçlan. Borçlan ki seni istediğim gibi kullanmayım." Güldü. Başıyla onayladı.

"Kesinlikle harika. Kabul ediyorum."

Tunç işini ne yapacağımı kara kara düşünüyordum. "Oğlun ? Buraya gelmeyecek mi ?"

"Gelecek. İntikamın yanında benim şirket işlerim de var. Buraya gelmek zorunda. Sen orda içten hallederken o buranın boş kalmamasını sağlayacak." Başımla onayladım.

Çok uzun süre Baran ve intikam oyunumuz hakkında konuştuk. Acıktığımızda yemek yiyip yola çıktık. Beni buluştuğumuz kafeye bıraktı. Ben de ordan taksiye binip eve geldim.

Tabii saat yine gece 3 olmuştu. Eve girer girmez teyzem boynuma atladı. Konuştuklarımızı Furkanla birlikte o da dinlemişti. Korkmuştu benim için.

Teyzemin telefonunu alıp Cihat abiyi aradım. Artık ona anlatmalıydım. Hemen açtı.

"Kimsin ?"oha.

"Cihat abi benim Açelya."

"Açelya. Numaranı mı..."

"Abi bunları konuşmanın vakti değil. Senden acilen bir şeyler istemem lazım. Kıymet Soydaş adında sahte kimlik çıkarman lazım. Dosya falan hazırla sahte. Kocası ölmüş ve çocuğun düşürmüş olarak kaydet."

"Açelya ne diyorsun ?!"

"Abi çok önemli. Bana bir şey olsun isteniyorsan bunu yap ve ben Türkiye'ye gelene kadar kimseye bir şey söyleme."

"Ne oldu diyorum !?"

"Zaman yok. Lütfen abi. Benim için." Telefonu kapatıp Fundayı aradım. Yavuz işi için bir yere gidecekti.

Mafya PatronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin