Gece gözüme bir gram uyku girmemişti ve bu gün düğün vardı. Gözlerim şişmiş ve kıpkırmızı olmuştu.
Yüzümü buz gibi suyla yıkayıp gözlerime soğuk tampon uyguladım. Yeni aldığım maskeyi de yüzüme sürüp kahvaltımı yaptım. Anneannem ve dedem daha uyanmamıştı. Masayı toplayıp yüzümü sildim.
Dolabımın önüne geçip giysilerimi sınava soktum. Hiç bir zaman giyecek hiç bir şeyim yok demedim zaten. Neredeyse tüm giysilerim aynı model aynı tarz. Temiz olanı giyip çıkıyordum.
Sıkıntı yok yani. Üzerimi değiştirmek kolay olsun diye kısa kollu, fermuarlı şort tulumumu giydim. Lacivert renginde, pembe çiçek desenleri olan şirin bir tulumdu.Salona indiğimde Anneannem elinde gri bir kutuyla koltukta oturuyordu. Beni görünce gülümseyip yanında ki boş yere iki kere vurdu. Yanına oturdum.
"Kızım bu gün düğüne gideceksiniz değil mi?"
"Evet anneanne." elinde ki kutuyu bir kere okşayıp içini açtı.
"Bu annenin. Senin yaşındayken baban annene almıştı. Sen doğana kadar hiç çıkarmadı boynundan. Bunu sana vermemi o istemişti."
"Ben o adımın hiç bir şeyini istemiyorum."
"Kızım baban hakkında ne biliyorsun ?"
"Beni ve annemi bırakıp gittiğini." Anneannem başını olumsuz anlamda salladı.
"Bunu sana kim söyledi. Annen mi?"
"Hayır annem o adam hakkında hiç bir şey söylemedi. Ortalarda görünmeyen adam başka ne yapmış olabilir ? Hem sen neden bu soruyu soruyorsun ?"
"Çünkü sizi bırakıp giden o değildi."
"Nasıl yani ?"
"Annen sana onun hakkında hiç bir şey söylemedi, ama sen kendi kafanda hep bunları kurdun."
"Annem mi bıraktı o adamı? Neden annem öyle bir şey yapsın ki?" dediğimde başını belli belirsiz sallayıp kutuyu uzattı.
"Bunu bu akşam tak lütfen kızım." Kolyeyi alıp inceledim. Ucunda küçük bir melek deseni vardı.
"Aslında senin adın ilk başında Melek olacaktı. Ama baban kızının isminin Açelya olmasını isterdi hep." dediğinde kolyeyi boynuma taktım. Ne kadar olanlardan bir şey anlamasam da annem istediyse yapacaktım. O kolyeyi takacaktım.
"Çok yakıştı kızım." dedi ve alnımı öptü. Gözünden bir damla yaş düşmüştü. Gözlerini silip gülümsedi.
"Az sonra Baran oğlum ve Buğra gelir." dedi. Ben de başımla onayladım. Kalkıp mutfağa girdi. Ben de yanına gidip:
"Neden bana anlatmıyorsunuz bu olayın gerçeğini." dediğimde derin bir nefes verip:
"Kızım ben istemem mi her şeyi anlatıp kurtulmak. Ama annen önümde bir engel oldu. Her şeyin bir zamanı olduğunu düşünüyordu."
Her şeye kaşı çıkabilirim aslında ama annem söz konusu olduğunda akan sular duruyor. Anneannem de bunun farkında.
Birden telefon zil sesiyle sıçradım. Baran arıyordu.
"Efendim ?"
"Aşağıdayım gel hadi."
"Tamam Baran bey siz Buğrayı gönderin."
"O yukarı çıkıyor oyalanma çabuk ol."dedi ve kapattı. Ben de kapıyı açtım. Buğra sırt çantasıyla çok tatlı görünüyordu. Yanaklarından kocaman öpüp içeri aldım. Anneanneme el sallayıp çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Patron
RomanceBir insanı tanımak uzun yıllar alır. Yanlış tanıdığını anlamak ise bir kaç saniye. Açelya canından çok sevdiği çocuğa zevkle bakıcılık yapıyordu taki patronunun eli kanlı bir mafya olduğunu öğrenene kadar. Açelya eskisi gibi rahat olabilecek mi...