Merhaba arkadaşlar, ben bu kısa kesit işine baya bir ısındım sanki ya. Böylelikle çok sessiz kalıp da bizim haytaları size unuturmuş olma korkusundan da beni kurtarması en sevdiğim özelliği.
İşin şakası bir yana, aslında ses çıkarmaktan çok teşekkür etmek için yayınlıyorum bu kısa kesiti. Sizin destekleriniz sayesinde Aksiyon kategorisinde 12. Sıraya kadar gelmeyi hatta beşinci güne kadar o sırada tutunmayı başardık arkadaşlar. İlk hikayemde bu mutluluğu yaşamama vesile olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Okumanıza değeceğini düşündüğüm an bölümün geleceğini de söyler ve de kaçarım.
Sevgiyle kalın...
***
Annesi, insan ruhuyla var olur derdi hep. Kalp dediğin pompadan başka bir şey değildi. Ruh severdi, ruh özlerdi, ruh merhamet ederdi. Ve o ruh, genç kadının bedenini terk ederken yıkık dökük fabrikanın kapısında duraksadı. Kendine tüm bu olanları sindirmek için zaman tanıdı. Son bir damla gözyaşı için gözlerini sımsıkı kapattı. Adımını kapıdan içeri attığı anda da benliğinin üstüne bir avuç toprak savurdu.
Nisa artık soğumuş bir cesetten farksızdı...
***
"Gelmeyecek!" diyerek kendini rahatlatmaya çalıştı Serdar. Sonuçta bunu yapabilecek kadar salak olamazdı Nisa.
Öyle değil mi?
Tamam, azıcık ucundan deli olabilirdi.
Birkaç tahtası eksikten ziyade size sanki kızın aklına kaçak kat çıkıldığı izlenimini de verebilirdi.
Üstüne burnunun dikine gidişlerini de ekledik mi!
Ah, bir de bu kızın gözü karalığı tuttuysa eğer...
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK KORUMA-ATEŞ HATTI SERİSİ 1
ActionMerih Soyder... Hırçın olduğu kadar ürkek bir ceylan... Yaralı olduğu kadar yara açmayı başarmış bir çocuk... 19'una basacak olmasının kaldırmaya çalıştığı yüke bir faydası olmuyordu şu an. O hiç olmadığı kadar savunmasız, hiç olmadığı kadar acizdi...