Merhaba gençlik :) bu sefer size sadece bölümle değil, yanında bir de sürprizle geldim :) Beni takip edenlerinizin haberi olmuştur ama sizi bölüm sonuna davet ediyorum. Bakalım bizim Semih'in ne derdi varmış ;)
Bu arada size bu sürprizi hazırlamamda bana çok çok destek veren Rümüşüme -ki ithafı kendilerine yaptım (htcrumus5)- de bir selam verin derim. Çok başını ağrıttım da kendilerinin :))
Bana gerek oylarıyla, gerek yorumlarıyla, gerek sadece okumasıyla destek veren sizlere de çok çok teşekkür ediyor ve de bölümle sizi baş başa bırakıyorum.
Kalın sağlıcakla...
***
O büyük anın gelmesinin tedirginliğiyle uzandığı yataktan doğruldu genç kız. Adam ona yaklaşırken sürüyle şey söylemişti yumuşak sesiyle ama kızın bunları duyduğu pek söylenemezdi. Yatağının yanındaki sandalyeyi çekip oturan adam genç kıza uzanacaktı ki kız kendini geri çekti. Yaptığının saçmalığını bilen kız, yastığını düzeltip biraz daha dik oturarak bunu maskelemeye çalıştı ama ne kadar başarılı olduğu tartışılırdı.
Tahir'in yüzündeki merhametli gülümseme de adeta bu tartışmanın demosunu yaşatıyordu.
Doktor yüzüne her uzandığında genç kızın kalbi taklalar atıyordu. Her ne kadar kıpırdamamak için büyük bir çaba harcasa da başarılı olamadığı ortadaydı. Çok uzun zamandır küçük bir hastane odasında tıkılı kalan kızın geçirdiği ameliyatlar sonrasında yüzündeki sargılar ilk defa açılmıyordu ama ameliyat izlerinin, şişkinliklerin geçmesi için sürülen kremlerden sonra yeniden sargılara bezeniyordu. Ve bu süreçte kız yüzünü görmek için hiçbir çabaya girmemişti. Artık tüm o tantana bitmişti, sargılar sonsuza... Ya da kız bir daha vurulana kadar çöpe atılacaktı.
Tabi kız izin verirse!
Tahir sırtını yasladığı kapıdan ayrılıp, kızı sakinleştirmek için büyük bir sabırla dil dökmeye devam eden doktorun yanına gitti. Elini adamın omzuna koyan Tahir, tek bir hareketle adama gitmesi gerektiğini anlatmış oldu.
Tahir, doktorun boşalttığı sandalyeyi es geçerek direkt olarak yatağa oturdu. Adam, kızın yüzüne giden ellerini yakalayıp güven verircesine sıktı. Adamın gözlerindeki şeye tam olarak bir isim veremese de kendini kasmayı bıraktı genç kız. Derin bir nefes aldı ve ellerini iki yanında sabitledi. Gözlerini de kapattığında artık hazırdı. Bunu anlayan Tahir, incitmemeye özen göstererek kızın yüzündeki sargıya uzandı. Ve usulca açmaya başladı.
Sargılar açıldıkça kızın yüzünü bir serinlik hissi sardı. Sargılardan terleyen teni rahatlığı büyük bir coşkuyla karşılarken o da yavaşça tek gözünü açtı. Tahir'in yüzünü tek gözle inceledikten sonra diğer gözünü de açmaya cesaret edebildi. Adam oyuncu bir ifadeyle bir elini çenesine dayamış kızı izliyordu. Onun bu hali kızın tedirginliğini biraz olsun alsa da yerinde kıpırdanarak homurdanmasını engelleyecek kadar değildi. Bu homurdanmalarla birlikte Tahir de yorumlarına başladı.
"Bir kere oldukça başarılı,"
Ciddi misin der gibi bakan kızı es geçip devam etti;
"O eski dişi terminatör havandan pek bir eser kalmamış gibi."
Kızın havaya kaldırdığı kaşı da adama pek bir şey ifade etmedi...
"Böyle bir naiflik gelmiş üstüne, Şey gibi, şey..." Tahir sahte bir çabayla hatırlamaya çalışır gibi parmaklarını şaklatarak bir süre düşündü. Sonra da başını yana yatırıp sevimlice gülümsedi.
"Böyle süt dökmüş kediyle, örümce adamın 'oldum ulan ben' havasındaki halinin karışımı gibi bir şey işte," dedi.
Sonunda dayanamayarak isyan bayrağını çeken genç kız;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK KORUMA-ATEŞ HATTI SERİSİ 1
ActionMerih Soyder... Hırçın olduğu kadar ürkek bir ceylan... Yaralı olduğu kadar yara açmayı başarmış bir çocuk... 19'una basacak olmasının kaldırmaya çalıştığı yüke bir faydası olmuyordu şu an. O hiç olmadığı kadar savunmasız, hiç olmadığı kadar acizdi...