24. BÖLÜM

2.9K 195 11
                                    

Bölümü tekrar tekrar yayınlamak zorunda kaldığım için özür dilerim çünkü bölüm hep yarım yayınlandı ama sanırım şimdi düzelmiş olmalı. Ama eğer en sonda yazdığım not yoksa beni uyarın lütfen :)

Keyifli okumalar...

Multimedyada Serdar Ve Nisa temsili olarak var ;)

-NİSA-

Bu pisliğin hakkından gelmek için bu kadar uğraşa gireceğimi rüyamda görsem inanmazdım. Benim yıllardır hayal ettiğim tek şey silahımı çıkarıp şarjörü bu pisliğin kafasına boşaltmaktı.

Bir de besledik paşayı!

Büründüğüm kimlik, yüzüme sürdüğüm bir ton boya ve bu gözümdeki lensler fena halde canımı sıksa da tam üç dakika elli yedi saniyedir adamı bakışlarımla sindirmeye çalışmaktan başka bir şey yapmadım.

Hem de ben!

Yaşlandıysam demek ki...

-SERDAR-

Sorgu odasını izlemek için yan odaya geçtiğimizde Tahir'i aradı gözlerim. Karşımdaki bu mafya bozuntusunun açıklaması ya onda olurdu ya da Levent'te.


Levent de sorguda olduğuna göre. Tahir düşecek elime.

Hayır, bu kız her gün her gün neyin kafasını yaşıyor anlamıyorum ki!

Ne içiriyorlar abi bu kıza!


Fırtına gibi girdiği odada sessizce dikiliyor haspam, bizim dövmeli hıyarın karşısında.


Tahir odanın kapısından göründüğünde anladı bende bir karın ağrısı olduğunu. Hayırdır der gibi kaş göz işareti yapınca;


"İçerdeki hayırdır asıl." diyerek rengimi açık ettim.


"Ha, o mu?" diyen Tahir umursamazca omuz silkti ve sinir olunacak bir rahatlıkla;


"Ayhan'ın son çökerttiği mafya bölgelerine Nisa'yı verdik. Yüzünü bu şekilde değiştirmeyi uygun gördü. Dört ya da beş yıldır uyuşturucu sevkiyatının büyük bir kısmını o yapıyor. Teslimat yapıldıktan sonra teslim edilen kişilerden değil de uyuşturucunun dağıldığı torbacıların elinden topluyoruz uyuşturucuyu. Böylelikle o hiç mal kaptırmadığı için güvenilir adres olarak kalıyor ve de uyuşturucular büyük ölçüde bizim denetimimizde oluyor. Şimdi bu Aykut hıyarını da bir mafya babası kolladığı için mafya ayağına sorgu yapmayı uygun gördü bizim deli herhalde."

Anladığımı belirtircesine kafa sallayıp Tahir'i daha sonra dövebileceğim düşüncesinin verdiği rahatlamayla benim sert hatuna çevirdim bakışlarımı.

Dakikalardır tek kelime etmeyen Nisa, ne düşündüğünü kesinlikle belli etmeyen bakışlarla karşısında, sandalyeye bağlı Aykut'u süzmeye devam etti. Öyle ki bu durum odada onu izleyen bizleri bile psikolojik olarak baskı altına almaya başlamıştı. Aykut da dayanamamış olacak ki;

"Benim suçsuz olduğumu biliyorsunuz değil mi?" diyerek saçma bir girişimde bulundu. Onu çok da takmayan Nisa, Levent'e işaret vererek bir sandalye istedi. Levent de sözsüz bir itaatle sandalyeyi Nisa'nın yanına yerleştirdi.

Sandalyeye oturup da bacak bacak üstüne atan kızda beni geren bir şeyler vardı. Daha doğrusu kızın her hareketi bende farklı duygular uyandırıyordu. Ve o duyguların manasını çözecek durumda değildim bir süredir. Uzun süren sessizlikten midir nedir, Nisa'nın bir an önce konuşması için yalvaracak konuma gelmiştim artık. Aykut da en başından beri itinayla kaçırdığı gözlerini Nisa'nın yüzüne diktiğine göre çok da yanlış bir düşünceye kapılmadığım ihtimaline dört el, beş bacak sarıldım.

TANIK KORUMA-ATEŞ HATTI SERİSİ 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin