Merhaba arkadaşlar Multimedyada Merih ve Serdar'ın söyledikleri şarkı var. Multimedyayı açamayanlar için şarkımız; Say Something, Victoria Justice & Max versiyonunu kullandım. Bir de bildiğiniz gibi uzun zamandır perşembe günlerine bölüm yetiştirmekte zorlanıyorum. O yüzden yeni günümüzü cumartesi olarak değiştiriyorum. Böylelikle hem sizi gereksiz bekletmemiş olurum hem de bu yüzden vicdan azabı duymaktan kurtulurum. Oylarınızı ve yorumlarınızı beklemekle beraber ilk bölümden itibaren hikayeme oy verip de beni mutlu eden herkese çok teşekkür ederim.
Keyifli günleriniz olsun İnşallah. :)
***
-SERDAR-
Kelebeğim nerde benim abi!..
Hayır yani, lazım ya, kendimi doğrayacağım ya, yok ortada.
Şimdi yanımda olsaydı, başka bir acıyla burada çektiğim işkenceyi biraz olsun unutabilirdim belki.
Bu kızdaki psikoloji de bir acayip yani.
Bu kadar saçma şarkıları ezberlerken neyi amaçladığını çok merak ediyorum. Eğer tamamen bana işkence etme niyetindeyse neyse de, ya sevip de ezberlediyse...
Atın abi beni denizlere!..
***
Serdar, Merih'in karşısında çektiği işkenceden şekilden şekile girmekle meşgulken Merih de, kelimeleriyle aynı oranda kayan tipiyle birlikte saçma şarkılar söylemeye dört elle sarılı, katletseler bırakmayacak gibi bir azimle Serdar'ı hayatından bezdiriyordu.
Bu noktada ikisinin de işi bayağı zordu.
Serdar'ın beyni artık hata sinyalleri vermeye başladığında Korhan odaya girip, Merih'in zaten şarkı söylemek için ayırdığı ağzına şişeyi dayadı. Zoraki bir kaç yudum alan kızın susmasıyla genç adam, bulanmış aklını biraz olsun toparlamak için şakaklarını olmaya başladı. Korhan bıyık altından onun bu haline gülerken yine de vicdana gelmiş olmalı ki;
"Bir hava almak ister misin koçum?" diye sorarak, Serdar'ın beyninde 'fırsat lan, fırsat!' diye bas bas bağıran iç sesine sövmesini sağladı. Yine de sandalyesini itip ayağa fırlayan adam;
"Bir sigara içsem fena olmaz," diyerek hızla kapıya yöneldi. Tabi cırlayan bir Merih'i hesaba katmamıştı;
"İçme lan o zıkkımı!"
Merih oturduğu yerde bir sağa bir sola sallanırken Serdar, kızın kendisini daha rahat görebilmesi için iyice dibine girdi. Gülmemek için kendisini zorlasa da yüzüne yapıştırdığı ifadeyle eş değer sinirli bir sesle kıza gürlemeye başladı.
"Sen bana lan mı dedin küçük cadı!"
Önce bir köşeye sinen genç kız sonra hırsla ayağa kalkıp burnunun dibinde duran Serdar yerine onun az sağında, boşluğa dönerek toparlayamadığı kelimelerle son gaz bağırmaya devam etti;
"Sensin küçük! Zıkkımlanmayacaksın o... O... Neydi ya..." Serdar, yalpalayan kızı kolundan tutup sabitlerken, Merih'in göz odağına girmeye çalışarak kızın sorusunu da cevapladı;
"Sigara ufaklık, sigara."
"Hah! İşte o sigara var ya sigara!.. Iııh..." Gözlerini kapatıp bir süre düşünen kız, gözlerindeki zaferle tekrar konuştu; "Babasını da sevmezdim ben onun!"
Serdar giderek ciddiyetini korumakta zorlanırken, Korhan da hiç kendini kasmayıp kocaman bir kahkahayı basıverdi. Bu fırsat kolay kolay ele geçmezdi.
Merih, Korhan'a öldürücü bakışlar atmak istedi ama hem Korhanlar sayıca fazlaydı, hem de hangisine bakması gerektiğine karar vermek genç kız için oldukça zordu. Ve aklına gelen şeyle beyninin kökünden kopmasına sebep olacak bir hızla, hala kendisini tutmaya çalışan Serdarlardan birine çevirdi başını. Tabi adamı ıskaladığından tamamen habersizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK KORUMA-ATEŞ HATTI SERİSİ 1
AcciónMerih Soyder... Hırçın olduğu kadar ürkek bir ceylan... Yaralı olduğu kadar yara açmayı başarmış bir çocuk... 19'una basacak olmasının kaldırmaya çalıştığı yüke bir faydası olmuyordu şu an. O hiç olmadığı kadar savunmasız, hiç olmadığı kadar acizdi...