Oturduğu sandalyede biraz daha dikleşip masanın üstündeki bilgisayara iyice yaklaştı.
Parmaklarını klavyenin üstüne getirip yazmak istediklerini bir kez daha düşündü. Ve aklındakilerin parmaklarını hareketlendirmesine izin verdi Yazar...
Yani BEN :)
Evet, evet... hiç merak etmeyin, çok güzel çınlıyor kulaklarım.
Ama bana azıcık birazcık insaflı davranın.
Yaptığım küçük tatil dolayısıyla bölüm yayınlayamadığım için özür diler, bölümlerimizin yine eskisi gibi (yarın hariç:)) perşembe günleri geleceğini hatırlatır, Ateş Hattı Serisi'nin ikinci kitabı olan Çaylaklar'ın da yakında geleceğini müjdeler ve de kaçarım.
Keyifli okumalar. Beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim :)
-MERİH-
Aslında hissettiklerim çok da önemli şeyler değildi. Çünkü hissettiğim hiç birşey yoktu.
Acıdan başka...
Sadece gözlerini bir anlık görebilmek için ömrümü vereceğim adam, gelip dikildi karşıma ve bana birlikte bir ömür teklif etti... Etti ama...
Bir yanım çoktan Serdar'ın kollarına atlamışken diğer yanımda beni böyle yerime mıhladı. Söylediklerimle beraber...
Karşımdaki adamın enkazına bakarken içimden kopanların haddi hesabı yoktu. Her bir parçam ayrı yere savrulurken Serdar'ın da benden hiçbir farkının olmadığı gözlerinden belliydi. Nefes alabilmek için onun iyi olduğunu bilmeye ihtiyaç duyan ben, ona en büyük hasarı verdim, bununla da kalmayıp karşısına geçip yıkılışını izledim.
Dilimden dökülenler yüreğimi binlerce yerinden kanatırken sığındığım en güvenilir liman olan o yeşil gözler de gördüğüm o hayal kırıklığı, o yıkılmışlık, o acı nefesimi kesti.
Adam inanmadı ki hiç bana!
İnandıramadım onu değiştiğime!
Ve şimdi karşımda eski Serdar'dan eser yok!
Sadece yüreğinden kopardığım parçalar var her yeri kan revan içinde bırakan...
***
-AKIN-
Hani olur ya, iki kişi arasında fazlalık olduğunuz kesindir ama yine de o araya girmeniz gerekir...
İşte tam da öyle bir durumun içindeyim şimdi.
Kırmızı burnuyla herşeyini kaybetmiş, yaralı bir kadın, içinde yıkılan her ne varsa gözlerindeki toz bulutunun bile çökme fırsatı bulamadığı bir adam ve ortaya maydonoz ben!
"Gençler, acil dönüş var!"
Takmadılar ya beni. Hala birbirlerinin gözlerine kenetli bunlar. Haspam sanki Marmara Fay hattı da yıkmış geçmiş adamda ne varsa.
"Alo! Dünyadan siz aptal aşıklara! Tamam, anladık, deştiniz birbirinizin böğrünü de acil durum var! Hadi cesetleri bırakın da gelin, ağırlık yapmasınlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANIK KORUMA-ATEŞ HATTI SERİSİ 1
AçãoMerih Soyder... Hırçın olduğu kadar ürkek bir ceylan... Yaralı olduğu kadar yara açmayı başarmış bir çocuk... 19'una basacak olmasının kaldırmaya çalıştığı yüke bir faydası olmuyordu şu an. O hiç olmadığı kadar savunmasız, hiç olmadığı kadar acizdi...