Salonda uyanmanın mutluluk vermesi, şimdiye kadar düşündüğüm en saçma şey olsa da bunu hissetmeye engel olmamıştım. Salonun ortasında, orta rahatlıkla bir koltukta uyanıyorum ve saçma bir şekilde huzurluydum.
Gözlerimi açıp tavana baktığımda üzerimdeki sakinlik uzayıp giderken birden kafama atılan yastıkla yerimde sıçrayıp koltuktan düştüğümde o sakinliğin çok da uzun sürmediğini görmüş oldum. Hala evimde bir hayvanla kaldığımı unutmak gibi hatalara düştüğüm oluyordu işte.
"Napıyon lan salak? İnsan uyuyor burda!" diye bağırmaya başlamamdan sonra kapı pervazına yaslanmış ve ellerini üzerindeki sweatshirtün cebine sokmuş bir şekilde gülümserken konuştu.
"Asıl insan içerde uyuyor kanko ama yine de sen bilirsin"
"Bence onu boğ ve bundan sonraki yaşantımızda Çağdaş, sen ve ben mutlu bir hayat sürelim"
İçimden bir tövbe çekip yerden kalktıktan sonra gözlerimi devirip akşam serip az önce de içinden düştüğüm yatağı toplamaya başladım. Hayır, neden her insan kendine insan arkadaşlar seçerken ben bir hayvan bulmak kalmak zorunda kalıyordum ki?
Yatağımı topladığım sırada mutfak kısmına geçip youtube'dan kendine açtığı müzikleri kulaklıkla dinleyip kliplerini izleyen Tolga'yı yok sayarak yatakları odama taşımaya başladım. Hem, Çağdaş'ı uyurken görmek çok fazla görebileceğim bir şey değildi ve hazır elimde fırsat varken kullanmasam enayi olurdum.
Sessizce odaya daldığımda yastığıma şefkatle sarılmış, yorganımı iki bacağının arasına sıkıştırmış ve yüz üstüne yakın bir şekilde yatan kıza bakmamak için kendimi kasarak elimdekileri dolaba koydum. Daha sonra da oradan kendime bir eşofman altı ve tişört çıkardım. Daha sonrasında ise direkt kapıya dönüp ilerlemeye başladığımda arkamdan gelen bir inleme sesi ile olduğum yere çakılı kaldım.
Beynime kan gidip gitmesidinden emin olamayarak ne yapmam gerektiği kısmını es geçip kapıyla bakıştım.
Sonuçta senin yatağın orası, dön ve yanına yat.
Ama bu etik değil. Hem bana güvenmesini gerçekten istiyoruz.
Beni bu saçma isteğine dahil etme abicim. Hem birgün spor yapmasan ölmezsin, bence yanına yat.
Spor kısmı doğru ama bana güvenip de evime gelen kızın yanına yatmam doğru değil.
Hazır Tolga da evi terk ediyor. Üstelik Tolga yokken, git ve yanına yat!
Tövbeler olsun! Aklımı kaçırmak üzereyim!
Arkamdan gelen yeni bir inleme sesi ile kendimle olan saçma kavgamı bir yana bırakıp düşünmeden ona döndüm ve uyumaktan şişmiş dudaklarına odaklanmamaya çalışarak ona baktım. Hala uyuyordu, ki uyurken daha da tatlı bir halde geliyordu. Daha çok...yavru sansar gibi.
Uyumasını göz ardı ettiğimde yüzüne düşen birkaç saç telinin yüzünü kapatmasına sinirlenip önüne geldim ve onları arkaya atmak için elimi yüzüne yaklaştırdığımda gelmiş geçmiş en büyük yenilgimi iç sesime verdiğimi fark ederek elimdeki eşyaları sandalyenin üzerine bırakıp gülümseyerek yorganı bacaklarının arasından kurtarıp üzerine serdim. Hemen sonrasında da arkasında boşluk kalan kısma kıvrıldım.
Üstelik burası benim yatağımdı. Hem, birgün spor yapmasam ölmezdim ve şu an geri kalan dünya dertleri de ona sarılmaktan sonraki planda görünüyordu gözüme.
Ona arkadan sarılıp bir de kendime çektiğimde burnumu saçlarının arasına gömdüm ve uzun zaman sonra ilk defa elma kokusunu duydum. Tamam, ev gibi koymuyordu ama tanıdık bir şeyler de yok değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Da Yemiş -Night Serisi 2
ChickLit"Şişman ve çirkin olan her kız hikayenin sonunda güzelleşir. Ana düşünce bu" Tabi, genel olarak. Bilirsiniz, bazı kızlar güzeldir. Bazıları da popüler. Bazılar ise patatestir. Şirin mi şirin bir patates. İşte bizim de sevimli sansarımız, ah pardon...