14K 886 82
                                    

Demir, yanımdaki koltukta oturmuş, ben bir yandan onunla konuşup diğer yandan da yola odaklanmaya çalışırken Çağdaş'a yazmadığı aralarda aslında iyi biri olduğunu fark ediyordum.

Belki onu sevebilirdim bile. Tabi, Çağdaş bana ait olduğunu kabul ettikten sonra.

Ya da en azından Demir bunu kabul ettikten sonra.

Ait olmak demişken abi? Bana da ait olsa olur bence.

Sen sussan daha iyi olur bence. Bu konuda senin söz hakkın yok!

"Ev arkadaşın, şu bardaki esmer çocuk sanırım. Şu yanındaki kızla fazla ilgili olan?" dediğinde gözlerimi devirip başımı sallarken sakallarımı kaşıdım. "Aynen o" diye ekledim daha sonra da bıkkın bir tonda.

"Kızlarla fazlasıyla ilgili olmaya bayılır"

Demir bu dediğimle gülmeye başladığında ben de tebessüm edip yol üstündeki marketin otopark bölümüne çektim. Demir bununla beraber bana şaşkınca döndüğünde ona baktım.

"Evde pek yiyecek bir şey yok da" dedim ve kapıyı açarken ekledim.

"Eğer seni aç bırakırsam Çağdaş beni yer"

Arabadan ikimiz de indikten sonra bana tebessümle bakan Demir'i yok sayarak arabayı havalı bir şekilde kilitleyip markete girdim. Demir de beni takip ediyordu.

"Çağdaş'ın etrafında dolaşma hala beni sinir ediyor olsa da sana bir şey yapmayacağım ve seni tanımak için fırsat vereceğim" dediğinde market arabası almaya çalışıyordum. Bunu duymamla beraber kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Lütfettin ya, sağ ol" dediğimde gülümseyip elimdeki market arabasını aldı.

"Bak güzel kardeşim," dedim ona yetişip yanından ilerlerjen bir yanda da raflara göz atıp ihtiyacımız olanları arabaya atarken, "Ben Çağdaş ve ben hakkında kimseye hesap vermeyi düşünmüyorum. Ne istersek onu yaşarız. Anlamadığın bir konu var mı?" dediğimde sonunda dönüp ona baktım.

O da kaşları çatılmış bir halde vana bakıyordu.

"Boks üzerine eğitim aldım. Bundan önceki okulda bunun üzerine burs kazanmıştım. Çağdaş'ı üzdüğğnde ve benimle karşı karşıya geleceksin ve o zaman kimseye acımam. Yeterince net olduğumu düşünüyorum" dediğinde bundan biraz tırsmış olsam da başımı dik tutup yüzüne baktım.

"Sadece bir şansımız olup olmadığına bakacağız ve dediğim gibi kimse bununüzerine laf edemez" dediğimde beni başıyla onayladı.

"Ben de ilişkiden sonraki kısımla ilgileniyorum zaten, koçum. Çağdaş üzgün olmadığı sürece benim için problem yok" dese de benim açığım kollayacağını biliyordum. Malum, ben de abiydim ve benim de sahip çıkmam gereken bir kız kardeşim vardı.

"Anlaşıldı" dediğimde kocaman gülümseyip elini omzuma koydu. "Şimdi kurabiye alalım. Çayla güzel oluyor" dedikten sonra güle oynaya ilerlemeye başladı.

Nerde problemli adam var kendime çekmekte üzerime yoktu yani. Bravo bana!

Marketten çıkan fiyat tutarını kimin ödeyeceği üzerine girdiğimi kavgası malesef Demir kazandığında elinin ne kadar ağır olabileceği hakkında az çok bilgi sahibi olmuştum. Tamam, ben de kanı deli akan bir ergen olduğumda kavga etmeyi öğrenmiştim ama o nasıl bir şeydi ya?

Yine arabaya binip bu sefer sadece müzik dinleyerek eve geldiğimizde anahtarla kapıyı açtım ve büyük bir kısmı Demir'de olan market poşetleriyle mutfağa doğru ilerlemeye başladığımızda açılan kapı ile Tolga salağı kendini tanıttı.

Aşkı Da Yemiş -Night Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin