14°

13.3K 810 90
                                    

Akşam keyifli bir sona erdiğinde, Simay ölmekle uyumak arasında bir yerdeydi. Mine, bu akşam kendi evinde kalacağını söyleyip fasıl grubuyla evden ayrılmıştı. Tolga da etrafta kesecek kız olmayınca sıkıntıdan telefonla uğraşmaya başlamıştı. Demir ise hala saçma bir enerjiyle bana bakıyordu.

Çağdaş ise sürekli onunla konuşmaya çalışmama gülerek bakıyor ve sakin bir şekilde benimle iletişim kuruyordu.

Annemin evinde olmak ilk defa bu kadar anlamlı ve rüya gibiydi anlayacağınız.

Fasıl grubu evden dışarı adım attığı dakika Simay uyumak için odasına çıkacağını söyleyip sallanarak yukarı çıktı. Anlaşılan bu akşam annemin odasında kalmayacaktı.

Tolga da hemen arkasından müsaade isteyip yukarı çıktığında annem, babam, Çağdaş ve ben kalmıştık. Tabi, Demir'i insan saymıyor olmam onun için problem teşkil etmezdi umarım.

Demir hala enerjikken ve güler yüzle annelerle sohbet ederken ona gözlerimi devirip Çağdaş'a eğildim.

"Biz de yatalım mı, güzelim?" diye kulağına konuştuğumda etkilenecek olmasını göz ardı edip kulağının yanağıyla birleştiği noktaya ufak bir öpücük kondurdum.

Aalında etkilenmesini o kadar da yok saydığımız yoktu. Belki biraz ihmal edebiliriz ama yok saymak değil, dürüst olalım istersen abi?

Tamam, bu konuda haklısın. İlk defa!

Herşey iç içe geçmişken Çağdaş olduğu yerde dikleşti ve öksürmeye başladı. Herkes aynı anda bize döndüğünde ben telaşla ona su vermeye çalışıyordum.

"Ay, kızım. Ne oldu?" diyerek telaşla masanın diğer başından konuşan anneme baktım. Hayır, bana bir şey olsa, sırtına vurun bir şeyi yoktur, diyebilirdi.

Tamam, Çağdaş'ı benimsiyor olması hoşuma gitmişti ama işin sonu hala belirsizken, ki ben kızı alırdım da o beni alır mıydı, belirsiz olan kısım orasıydı, annemin herşeyi kabul etmesi korkutucuydu.

"Ne yaptın kıza?" diyerek bana kaşlarını çatarak bakan Demir'i gördüğümdeyse ona sadece gözlerimi kıstım. Hayır, aramızdaki özelden ona ne?

"Sana ne lan? Ne istersem yaparım" dediğimde bana gözlerini kısan Demir'i görünce babam Demir'in omzuna elini koydu.

"O ne demek, Taylan? Aranızdaki olayın ismi konmadan gayet de bir bok yapamazsın" dediğinde Demir gözlerinden kalp çıkacak gibi babama bakmaya başladı.

"Tamam, koyalım ismini" diyerek gülerek onlara baktığımda hepsi gözlerini devirdi. Çağdaş ise çoktan sakinleşmiş ama aramızdaki muhabbete katılmamışken sandalyesini sesli olarak iterek ayağa kalktı birden.

"Sanırım ben uyumaya gitsem daha iyi" dedi ve koşar adımlarla yukarı kata çıkmaya başladı. Annem de arkasından oda göstereceğini söyleyerek yukarı çıktığında ben hala Çağdaş'ın peşinden bakıyordum.

Tamam, üzerine bu kadar gitmemem gerekirdi. Beni kabul etmesi bile bu kadar zamanımızı almışken bana alınmasını ce sindirmesini de beklemem gerekirdi.

Ben bekleyemem, abi. Yetti canıma!

Ah, bana çok kolay zaten, oğlum.

"Taylan" diyerek köşeden konuşan babama baktığımda Demir'le gülümsüyorlardı. Ben de bunun altında bir şey çıkacağını bilerek onlara baktım. "Bi zahmet bu akşam kendi odanda yat olur mu?" dedi babam ve bir an dönüp Demir'e baktıktan sonra ekledi.

"Tabi ufaklığa veda etmek istemiyorsan"

Tabi bu cümleden sonra ikisi aynı anda kahkaha atmaya başladığında ben de tövbe çekip neden bu ailede doğmam gerektiğini düşünmeye başladım.

Aşkı Da Yemiş -Night Serisi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin