"Bu benim ilk öpücüğümdü"
İlk derken?
Abi, bı kızı bizim yapalım, n'olur?
Oğlum, bıktım la senden!
Çağdaş'ın dediklerine ve kafasında oluşturduğu öpüşme olayının bu kadar basit olmasına gülmemek istesem de, ki bu onun ne kadar masum olduğunun bir göstergesiydi sonuçta, kendime engel olmadım ve gülmeye başladım.
Çağdaş merakla ve yaptığım şeye şaşkınlıkla bakarken ona yaklaştım ve omuzlarını tutup başlarımız aynı seviyeye getirip gözlerinin içine bakarak konuştum.
"Güzelim, az önce olan şey öpüşme sayılmaz. Kore dizisi mi bu da dudaklarımızı değdirdiğimizde öpüşmüş olalım? Hı?" dediğimde Çağdaş kafasını sağ tarafına yaslayıp kaşlarını çattı.
"Tamam da öpüştük, Taylan" dedi sakin ama bir o kadar da olayı anlamaya çalışır bir halde. Ah be güzelim, öpüşmek ne demek sana öğretirim de ne yeri ne de zamanı.
"Öpüşmek iki kişinin yaptığı bir eylemdir, Çağdaş. Az önce ben seni öptüğümde sen bana bir cevap verseydin evet, o ilk öpücüğümüz olurdu ama şu an sadece ben seni öptüm, hepsi bu" dediğimde, ama, diyerek beni bölmek istediğinde kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.
"Eğer tek bir kelime bile edersen bu konuyla ilgili sana öpüşmeyi uygulamalı anlatırım güzelim. Anladın mı?" dediğimde dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladı. Bense bu haline gülüp ondan uzaklaştım.
"Aferim kızıma"
Çayı suyu kaynayınca demledim ve bekletmek adına altını kısıp Çağdaş'ın oturduğu sandalyenin karşısına oturup ona baktım. O ise kaşlarını çatmış olmayan halımızın desenini inceliyordu.
"Çağdaş" diyerek ona seslendiğimde beni durmayınca uzanıp gözünün önünde elini şıklattım. Bu hareketimle kendine gelmiş gibi sandalyesinde geri yaslanıp yüzüme baktı.
"Çalışmaya devam edelim istersen"
"Gerek yok" dedim sakince. O yine bana kaşlarını çattığında derin bir nefes salıp sakince durumu anlatmaya başladım.
"Ben son hafta çalışırım ama sen geleceksin diye ders çalıştım. Eh, bu zamana kadar tek sefer çalışmayla durumu idare ettirince çabuk kavrama yetisi gelişiyor insanda. O yüzden zaten dersi anladım" dedim ve omuz silkip ona baktım.
"Beni niye" dedikten sonra ağzını kapadı ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Çünkü benimle zaman geçirmek istedin" dediğinde onu başımla onayladım.
Abi, zekası çok güzel değil mi ya?
Şurada ciddi bir konu konuşuyoruz.
Onun bu düşüncesi doğru olduğu için ağzımı bile açmadan bekledim. O da bunu fark ettiği için beni çok bekletmeden konuşmasına devam etti.
"Sence salak gibi mi duruyorum, Taylan?" dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. Ne alaka ya? O ise benim yüzümden anlamış gibi devam etti.
"Benden hoşlanmana inanmamı bekliyorsun ya, ondan bahsediyorum"
Tamam, şişman kızlar salak olmaz. Bu zaten kabul ettiğin bir gerçekti ama karşımdaki canlı beni neden bu kadar zorlamaya çalışıyordu ki?
Elbette burada mükemmel bir olay için uğraşmıyordum, muhtemelen de onun kalbini kıracaksın işin sonunda ama onu inandırmak adına ne yapmamı bekliyordu ki? Amuda kalkıp koşmam biraz zor olurdu da, şimdiden söyleyeyim.
![](https://img.wattpad.com/cover/63506491-288-k14613.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Da Yemiş -Night Serisi 2
Literatura Feminina"Şişman ve çirkin olan her kız hikayenin sonunda güzelleşir. Ana düşünce bu" Tabi, genel olarak. Bilirsiniz, bazı kızlar güzeldir. Bazıları da popüler. Bazılar ise patatestir. Şirin mi şirin bir patates. İşte bizim de sevimli sansarımız, ah pardon...