5

2.4K 206 20
                                    

5.

Hanım uyandığında başında, kendisinden en fazla birkaç yaş büyük, uyuklayan bir bayan buldu. Zavallıcık yorgun görünüyordu. Onun başında mı beklemişti? Neden? Hasta mıydı? Kendini iyi hissediyordu.

Kıpırdanıp bedenini hareket ettirmeye çalıştı, her yeri tutulmuş gibiydi. Sağ bacağında bir sızı hissedince başını uzatıp aşağı baktı. Örtünün dışında bırakılan bacağında beyaz bir sargı vardı.

Bu görüntü genç kadının aklını başına getirmeye yetti. Ayağı bir ağaç köküne takılınca düştüğü hendeği ve o sırada baldırını çizen çalıyı hatırladı. Bu olaydan sonra yolunu kaybetmiş olmalıydı zira saatlerce yürümesine rağmen bir yere varamadığını hatırlıyordu. Sonra efsunlu şekilde karşısına çıkan üç canavar vardı. Yorgun kaslarının isyanına rağmen var gücüyle koşmuştu. Adrenalinin sisiyle anıları burada bulanıktı. Zaten sonrasını da pek iyi hatırlamıyordu. Henüz korkunç köpeklerden kurtulmayı başaramadan birden yanı başında beliriveren devi hayal meyal anımsıyordu. Belleğinde olan tek görüntü, bir çift kurşuni gözdü.

Bunu düşününce ürperdi genç kadın. Neredeydi? Devin ininde mi? Burası normal bir eve benziyordu gerçi. Etrafına bakınınca modası geçmiş eşyalarla döşeli bakımsız bir oda gördü. Eski yatağın konforu fena değildi ancak burası çok sıcaktı. Ardına kadar açık pencerelerin faydası olmuyordu. An itibariyle denizin serin sularında olmayı fena halde özlerken hayatı boyunca unutamayacağı anın hatırası, gözlerini doldurdu. Arkadaşlarıyla yaptığı o tatilden hiç dönmemeliydi. Babası dönüşünün ertesi günü onunla o korkunç konuşmayı yapmıştı.

"Evleniyorsun," derken nasıl da ciddiydi! İnledi. Şaka yapmadığını anladığında başından aşağı kaynar sular dökülmüştü.

Çıkardığı ses, refakatçisini uyandırmış olmalıydı zira kadın yerinden sıçrayıp telaşla ayağa kalktı.

"Uyandınız mı, hanımefendi?" diye sordu, elini çekingen bir tavırla alnına koyarak. "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

Onun ateşini ölçmesini uysal bir tavırla bekleyen Hanım, gergince gülümsedi. "İyiyim, teşekkür ederim."

"Bir arzunuz var mı?" diye sordu bu sefer kadın. Yardımcı olmaya çalıştığı belliydi.

"Biraz su iyi olabilir," diyerek rica etti Hanım. Boğazı kurumuştu. Kadın ona su verip içmesini bekledikten sonra tekrar hareketlendi.

"Gidip beye haber vereyim. Kendinize geldiğinizde hemen haber verilmesini istemişti."

Genç kadın onun 'beyden' bahsederken verdiği tepkiye kaşlarını kaldırdı. Kadının gözlerinden korkulu bir ifade geçmişti. Omuz silkerek onay verince kadın odadan telaşla çıktı.

Yalnız kalınca doğruldu ve bacaklarını yataktan sarkıttı. Hareket ettikçe sızısı artıyordu ancak ne halde olduğunu görmek istiyordu. Ağırlığını sağlam ayağına vermeye özen göstererek yavaş yavaş ilerledi ve bir köşede duran boy aynasına vardı. Bir yerlere tutunmayı bırakıp doğrulduğunda karşılaştığı manzaraya şaşıp kaldı. Bu, kendisi miydi? Tozlu yüzeyden yansıyan görüntü, nostaljik bir fotoğrafı anımsatıyordu. Üzerinde, yarım asır öncesine ait olma olasılığı yüksek bir elbise vardı. Eski sahibi biraz daha kısa olmalıydı ancak belli ki beden ölçüleri yakındı. Elbise üzerine fark edilmeyecek ölçüde bol gelmişti. Kendini aşağıdan yukarı doğru tarayan Hanım, nihayet yüzüne odaklandı. İnlemesini bastırırken banyo olduğunu tahmin ettiği kapıya yöneldi. Saçları ter içinde, yapış yapıştı. Üstelik hareket edince başka ihtiyaçları olduğunu da fark etmişti.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin